Derek, ne yapacağını bilemedi. Korkusu öfkesine karışmıştı. Zihninde, hangisi üstün geleceğini tartışıyordu. Sonunda sanırım korku kazanmıştı ama bu korkunun, bir şey yapması gerektiğini değiştirmediğini biliyordu. Birkaç adım geri çekilip içeri odaklandı. Yeterince uzaklaştığında birden cama doğru koştu. Camdan içeri dalmasıyla cam paramparça oldu ve bütün ev kırılma sesiyle yankılandı. İçeri atıldığında sendeleyip dengesini sağlamaya çalıştı. Kendini toparladığında, önce üstündeki, sonra saçındaki cam parçalarını silkeledi. Ardından bakışlarını, siyah saçlı, koyu kahve gözlü ve uzun, cılız sayılabilecek adama çevirdi. Kalp atışlarını kontrol etmeye çalıştı. Her ne kadar korksa da sakin gözükmeliydi.
Derek: Fiyakalı giriş için pardon.
Adam: Derek? Senden önce aileni bekliyordum.
Derek: Ufak bir işleri var, benimle idare et.
Alaycı tavrını bırakıp ciddileşti.
Derek: Bırak onu.
Adam: Hayır.
Stiles, gözlerinde beliren korkuyla olan biteni izliyordu. Korksa da yardım ister bir hali yoktu. Boğazına dayanan elin soğukluğu artık teninde kaybolmuştu. Sanki her geçen dakika pençeler, biraz daha yaklaşıyordu. Derek'in ise soğukkanlılığını korumaya çalışır bir hali vardı.
Derek: Ne istiyorsun?
Adam: İntikam. Çocuğu bıraktığımda bana bunu verebilir misin? Sanmıyorum.
Derek: Sorarsan herkes intikam peşinde zaten. Neyin intikamı?
Adam: Sürüden atılmamın.
Derek: Sürüden atıldıysan git sorununu sürüyle hallet.
Adam: Amacım da o zaten. Sürünün en başıyla halletmek, alfasıyla...
Derek, birkaç adım yaklaştı.
Stiles: Derek çekil.
Derek: Şöyle yapalım, onu bırak, ben de annem geldiğinde sürü işini halledeyim. Ama sadece o onu bırak.
Adam: Bunun garantisini veremezsin. Biliyor musun Derek, biz kurtlar üç şey için yaşarız. Sürümüz için, bir amaç için ve intikam için. Sürümden atıldım, bir amacım kalmadı, en azından birini yerine getirmeliyim değil mi? Anneni çağır, çocuğu onun gözleri önünde öldüreceğim. Belli ki değerli biri ha?
Derek, bakışlarını Stiles'a çevirdi. Sesini oldukça sakin bir tonda ayarladı. Her bir cümleden sonra duraksıyordu.
Derek: Stiles, sakin ol. Bir şey olmayacak. Sana söylediğimi hatırlıyorsun değil m...
Stiles: Derek...
Derek: Sana bir şey olmasına izin vermeyeceğimi söylemiştim.
Adam: Ah, ne kadar tatlı. Şimdi kesin sesinizi!
Derek: Biliyorum, klişe olacak ama onu bırak ve beni al. Annem, normal bir insanı neden umursasın? Ben öz çocuğuyum, beni öldürmek ona daha fazla acı vermez mi?
Stiles: Derek hayır.
Adam: Peki sen neden normal bir insanı bu kadar umursuyorsun?
Derek: Ya şu soruyu sormayın artık!
Adam: Risk almayacağım Hale. Son kez söylüyorum, anneni çağır.
Derek: Pekala, şimdi telefonumu almak için odaya gideceğim. Sakın yanlış bir şey yapma.
Karşı odaya doğru yavaş adımlarla ve eli havada bir şekilde ilerledi. Yanlarından geçtiği sırada adamın, Stiles'ın boynunu tutan elini tutup büktü. diğer kolunu, adamın boğazına geçirdi ve kendine geçti. Boğazını, koluyla kıstırdığında adamın yapacak bir hamlesi kalmamıştı. Nefesi kesiliyordu. Stiles ise kurtulmuştu. Derek, adamın kulağına doğru fısıldadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Rules |Sterek
WerewolfHer şey, Stiles'ın ummadık bir şekilde Talia'nın hayatını kurtarmasıyla başlar. Talia, Stiles'ı teşekkür anlamında yemeğe çağırdığında, Stiles hayatında dönüm noktası olacak adamla tanışır.