Talia'nın seslenmesiyle aşağı indiler. Jake'le birlikte ellerinde bavulla kapıda bekliyorlardı. İkisi, çocuklara sarılıp vedalaştıktan sonra arabaya binip yola çıktılar. Çocuklar, kapıdan el sallıyorlardı. Onlar tamamen uzaklaştığında eve girdiler.
Laura: Ben dışarı çıkıyorum.
Derek: Annemler gideli on dakika olsaydı bari.
Laura: İşlerim var.
Derek: Öşlöröm vör. Stiles! Bil bakalım kimin erkek arkadaşının sürüdeki kontrolü benim elimde?
Laura: Anneme söylerim ki.
Derek: Söylersen söyle, her şey benim elimde. Benimle iyi geçinmek zorundasın.
Laura, gözlerini devirdi ve çantasını alıp evden çıktı. Aslında Derek, Stiles'la yalnız kaldığı için mutluydu.
Biraz sonra Derek, Stiles'ın yanına gitti ve yüzmek isteyip istemediğini sordu.
Stiles: H-hayır, o hataya bir kez düştüm.
Derek: Hadi ama, söz veriyorum ben seni tutarım.
Yukarı çıktılar ve Stiles'a bir deniz şortu verdi ve Stiles da odasına gidip giyindi. Aslında fazlasıyla korkuyordu. Bu korkusu, önceden denizde bir kez boğulmaktan son anda kurtulmasından kaynaklanıyordu. Onu babası kurtarmıştı. Bunu düşünmek biraz üzülmesine neden olmuştu.
Birlikte aşağı indiler ve Stiles, tereddütlü adımlarla suyun içindeki basamakları indi. Boyunu aşmaya başladığında durdu. Derek, onu belinden tutup suya soktu.
Derek: Gördün mü, bir şey yok.
Stiles, Derek'in onu ne olursa olsun bırakmayacağını biliyordu ama yine de korkusuna engel olamıyordu. Boynuna sıkı sıkı sarılmıştı. Birkaç dakika daha böyle geçtikten sonra şezlonglardan birinin üstünde olan Derek'in telefonu çaldı. Derek, Stiles'ı basamaklara götürüp bıraktı ve havuzdan çıktı. Arayan Talia'ydı.
Derek: Anne?
Talia: Biliyorum canım, henüz çıkalı çok az oldu ama çok önemli bir şeyi unuttum. Sürüye gidip Wray'in sürüsüyle yapılacak olan anlaşmayı söyler misin? Çıkmadan önce söylemem gerekiyordu. Halledebilir misin, istersen dönebiliriz.
Derek: Hayır hayır, halledebilirim.
Talia, anlaşmayla ilgili birkaç şey daha söyledikten sonra telefonu kapattı. Derek, böyle basit bir işi tabiki halledebilirdi. Talia, kendisi de söyleyebilirdi ama sürüdekiler telefon kullanmazlardı.
Derek, Stiles'a seslenip hazırlanmasını söyledi. Üstlerini giyindikten sonra çıktılar. Arabadayken Stiles, artık sorma gereği duydu.
Stiles: Nereye gidiyoruz?
Derek: Sürüye bir şey söylememiz gerek.
Stiles, anladığını belirten bir ifade takınıp önüne döndü.
Sonunda birkaç dakika sonra varmışlardı. Stiles, bu yeri ilk kez görüyordu. Tuhaf ve biraz da ürkütücü gelmişti. Bir basamak yukarı çıktılar. Aslında Stiles'ı getirmeyecekti ama kendisini sürünün başındayken görmesini istiyordu.
Derek, omuzlarını gevşetti ve gözlerini kapattı. Biraz sonra büyük bir hırlama sesiyle bütün ortalık inledi. Stiles, kulaklarını kapatma gereği duymuştu. Bu kükremeyle herkes bir bir fabrikaya girdi. Koşuşturma sesleri, fısıltılara karışıyordu. Biraz sonra da Isaac geldi. Herkesin toplandığını düşündüğü anda Derek, yüksek bir sesle konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Rules |Sterek
Kurt AdamHer şey, Stiles'ın ummadık bir şekilde Talia'nın hayatını kurtarmasıyla başlar. Talia, Stiles'ı teşekkür anlamında yemeğe çağırdığında, Stiles hayatında dönüm noktası olacak adamla tanışır.