Derek: Biraz hava almak ister misin?
Stiles, başını salladı. Birlikte bahçeye çıktılar. Sohbetle karışık biraz turladıktan sonra havuzun yanında durdular.
Derek: Bana güveniyor musun?
Stiles, garipsedi ve tuhaf bir bakış attı.
Stiles: Evet.
Stiles'ı kollarından tutup itti. Tam havuza düşeceği anda tuttu. Stiles, korkudan kalbi çıkacak gibi olmuştu. Yüzme bilmediği ve bu hareketi beklemediği için korkmuştu. Ancak Derek'in onu tutmasıyla rahatladı ve derin bir iç çekti. Derek gülüyordu.
Stiles: Manyak mısın ya sen?
Derek: Yüzme biliyor musun?
Stiles: Bilmiyorum, bir dakika! Hayır hayır hayır, ikinci kez asla olmaz!
Stiles'ı da tutup kendini havuza attı. Stiles, düşmeden önce nefesini zor tutmuştu. Suya dalmasıyla, gözlerini tekrar açtı. Her yer maviydi ve Derek, yanında hala onu tutuyordu. Suyun, Derek'in ve suyun onu tutup yukarı çekmesiyle derin nefesler almaya başladı. Suyun üstüne çıktıklarında, onu hala tutuyordu. Stiles ise boğulma korkusundan Derek'in boynuna dolanmış, diğer eliyle de kolunu sıkıca tutuyordu.
Stiles: Senin amacın beni öldürmek falan mı!?
Derek: Sence sana bir şey olmasına izin verir miyim?
Bir süre öyle durduktan sonra Stiles, Derek'e vurarak çırpınmaya başladı.
Stiles: Çıkmak istiyorum bırakk.
Derek, gülüyordu.
Derek: Çıkmak mı istiyorsun? Bırakayım o zaman.
Stiles: HAYIR!
Derek'in gülüşü, kahkahaya dönüşmüştü.
Stiles: Sen ruh hastasısın.
Derek: Bir şey olmayacak, sakin ol.
Talia, seslere uyanmıştı. Camdan bahçeye baktı. İkisini böyle görmek yüzünü gülümsetti. Derek'i de ilk kez bu kadar mutlu görüyordu. Normalde de böyle güldüğü olurdu ancak bu gülüş farklıydı. Ayrıca sabah akşam sürü diye sayıklayan Derek, artık o konuyu unutmuş bile sayılırdı.
Sudan çıktılar ve Derek, yukarı çıkıp ikisine birer havlu getirdi. Stiles'ı havluya sardı ve bahçedeki salıncağa oturdular. Stiles o an, daha önce hiç hissetmediği bir duygu hissetti. Belki Derek de bunu hissetmişti ama nereden bilebilirdi ki?
Stiles: Hasta olursam öldün sen.
Derek: Bir şey olmaz.
Kolunu, Stiles'ın omzuna atıp kendine doğru çekti. Artık Stiles üşümüyordu. Onu ısıtan, üstündeki havlu değil kollarıyla saran Derek'ti. Başını omzuna koydu ve gecenin sessizliğini dinledi. Derek'in omzunda uyuyakaldı. Derek, kısa bir süre onu izledikten sonra son kez kafasını kaldırıp yıldızlara baktı. Sanırım o da değişik hissetmişti. Stiles'ı kucağına alıp odasına çıkardı ve yatırdı. Odasına döndü ve olanları düşündü. İlk defa normal bir insanla böyle yakın olmuştu ve ilk defa biriyle böyle mutluydu. Evet, Derek Laura ve ailesine karşı komik ve sempatik biri de olsa diğer insanlara karşı soğuktu. Stiles'a böyle değildi. Onunlayken neden mutluydu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Rules |Sterek
WerewolfHer şey, Stiles'ın ummadık bir şekilde Talia'nın hayatını kurtarmasıyla başlar. Talia, Stiles'ı teşekkür anlamında yemeğe çağırdığında, Stiles hayatında dönüm noktası olacak adamla tanışır.