Kris, üçüncü kez etrafında dönüp vücudunu tekrar kontrol ettiğinde kollarını kavuşturup ona baktın.
"Benim lafıma inancın yok mu senin? Iyiyim ve yaralanmadım diye kaç kere söylemem gerek?" Agresif bir şekilde çıkan ses tonuna karşılık Kris kafasını yana eğip kanatlarını iyice sırtında topladı ve karşına geçip oturdu.
"Bakma bana öyle." Gözlerini kaçırıp etrafta gezdirmeye başladın. Kris, suçlu bir çocuk gibi gözlerinin içine bakıyordu. Az evvel kızdığın için kendini kötü hissetmiştin şimdi.
"Endişelendim." Kafanın içinde duyduğun sesle şaşkına dönmüştün.
"Seni duyabiliyorum? Normal mi bu?" Şaşkınlık dolu sesinle konuştuğunda Kris kıkırdamıştı.
"Elbette normal aşkım. Eri ile konuştun değil mi? Bir gücün olduğunu biliyorsun ve onu kullanabiliyorsun artık. O yüzden aramızdaki bağ daha da güçlendi." Kris durumu kısaca açıkladı.
"Bu güçlerin bir anda ortaya çıkmasını anlayamıyorum Kris. Bunca zaman hiç bir belirti yoktu. Bu yaşıma dek bir 'Nihil' olarak adlandırıldım." Omuz silkip konuştuğunda Kris bir kanadını açıp sana uzatmış ve kanadı sayesinde seni yanına çekmişti.
"Çünkü birbirimizi bulduk Pretiosum. Birbirimizin içindeki gücü uyandırmak için ruhlarımızın tanışması gerekiyordu. Senin sayende ben uyandım ve fiziksel bedenime kavuştum." Kris, kanadı ile seni iyice sarıp sarmaladığında gülümseyerek ona sokuldun.
"Senin sayende de benim içimdeki güç uyandı." Kris seni onaylar gibi bir homurtu bıraktıktan sonra dudağı ile hafifçe yanağına dokunup seni öpüyormuş gibi yaptı. Ejderhaya göre ufacık kaldığın için Kris bir yanağını öpmek istese de bütün yüzünü öpmüş gibi olmuştu.
Kıkırdayarak Kris'in yüzünü ve alnını sevmeye çalıştın.
***
"Zehirlenmedim diyorum." RiJin baygın bir ses tonu ile konuştuğunda BaekHyun gözlerini devirirken Chanyeol de derin bir nefes alıp kollarını kavuşturmuştu.
"Neden baygın baygın konuşuyorsun o zaman?" Şefinin kızgın sesini duyan RiJin bakışlarını ona çevirdi.
"Çünkü olması gerekenden erken uyanmaya zorladı kendini." Yixing, önlüğünü bir kenara bırakıp gömleğinin kollarını kıvırırken içeri girdi. "Veliaht Prenses ile ruhsal olarak bağlı oldukları için onun tehlikede olduğunu hisseder hissetmez kendini zorla uyandırdı."
Yixing bir yandan açıklama yaparken diğer yandan Muhafızı kontrol ediyordu. "RiJin'in sizden sakladığı bir kaç tane küçük numarası var. Yılan zehri onun midesini bile bulandırmaz."
"Yixing kafamda filler sikişiyor." RiJin kaşlarını çatıp gözlerini Yixing'e dikerek konuştu. BaekHyun kendini tutamayıp burnundan nefes verirken aynı anda kahkahayı basmıştı.
"Tamam ben sana ağrı kesici bir şeyler hazırlayayım." Yixing kıkırdayarak ilaç tezgahının başına geçerken Chanyeol kocaman olmuş gözleri ile RiJin'e bakıyordu.
"Pardon şef sizin yanınızda da ağzımı bozdum ama durumumu anlatacak başka bir tanım yoktu." Kızıl saçlı muhafız kendince açıklamasını yaptığında Chanyeol derin bir nefes alıp kafasını salladı.
"Iyi ol da gerisi önemli değil. Ayrıca geniş bir zamanda şu küçük numaralarını da konuşalım." Uzun adam tek kaşını kaldırarak konuştuğunda RiJin boğazını temizleyip gözlerini kaçırmıştı.
"Üstüne gitmesene arkadaşımın dev muhafız. Sen de uzan dinlen biraz daha sorgulaman gereken bir hain var." BaekHyun, gücünün el verdiğince Chanyeol'u geriye itmiş ardından da RiJin'i yatağa geri yatırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Selection of the Dragon²[Wu YiFan OC]
Fanfiction•2. Kitap!• Wu YiFan kadim Ejderha soyunun Prensi'ydi. Kendisi ve geldiği soy yenilmesi zor güçteydi. Öyleki Ejderha soyu neredeyse tüm Asya Kıtasına hükmediyordu. Sen ise bir 'Nihildin'. Bir anda kesişen yollarınız sizi bir araya getirmişti ve gal...