Alfa Jongin ve Beta Sehun, kampüste ayrılan öğrenci kalabalığında hemen ayırt ediliyordu. Çünku iki kurt da kot şort dışında bir şey giymemişti. Kampüse dönüşüp gelmişlerdi ve yanlarındaki çantaya bir tek kot şort almışlardı.
"Majesteleri!" Binadan çıkar çıkmaz sana seslenen Alfa Jongin'i görmen ile kaşların şaşkınlıkla havalanmıştı.
"Off çikolata tableti mi var onun karnında?" Lia garip bir ses tonu ile konuştuğunda ZiTao söylenerek gözlerini devirmişti.
"Alfa Jongin? Bir sorun mu var?" Adımlarını hızlandırıp ona yaklaştığında oldukça endişeli bir yüz ifadesi olduğunu fark ettin. Senin dersten çıkmanı bekleyen Muhafızın RiJin de yanınıza gelmişti.
"Kar. Kuzeye kar yağıyor." Duyduğun kelime ile kaşların çatılmıştı.
"Siktir." RiJin anlık bir şekilde küfür ettiğinde ona döndün "Özür dilerim Majesteleri."
"Acilen saraya gitmemiz gerek. Hector'u da çağırır mısın?" RiJin kafasını sallayıp açık alana doğru giderken sen tekrar Jongin'e dönmüştün.
"Ne zaman başladı?"
"Bir ya da iki saat evvel. Yağış başlar başlamaz haber vermek için yola çıktık. Saray uzak olduğu için önce size geldik." Kafanı sallayıp derin bir nefes aldın.
"Iyi de kar zararlı değil ki? Neden bu kadar endişelisiniz?" Lia meraklı bir ses tonu ile konuştu.
"Kar zararlı değil ama Cor Meum'da yaşıyoruz Lia. Cor Meum tarihinde kaç kez kar yağdı? Kar zararlı değil ama habercisi olduğu şey oldukça zararlı." Arkadaşını bilgilendirdiğinde hâlâ aynı kafa karışıklığı ile suratına bakıyordu.
"Glacies°." ZiTao dilini damağına vurmadan evvel konuştu. Yüzüne hiç onda görmediğin bir ciddiyet oturmuştu.
"Siktir." Lia'da aynı RiJin gibi bir tepki verdiğinde gözlerini devirdin. O sırada RiJin tamamen Ankaya dönüşmüş ve yüksek sesli bir çığlık koparmıştı.
"ZiTao, diğer muhafızlar size eşlik etsin. Önce Lia'yı eve bırakın sonra da eve git. Annem ve babama bir süre dönmeyeceğimi söyle. Dikkatli olun." ZiTao seni onaylayıp Lia'yı da almış ve muhafızlarla birlikte kampüsten ayrılmıştı.
RiJin kanatlarını toplayıp önünde eğildiğinde dikkatli bir şekilde sırtına çıktın. O sırada da Hector gökyüzünde belirmişti. Çığlık atıp kontrollü bir şekilde kanat çırptıktan sonra yere indi. Tabii bu sırada kampüs bahçesinde bulunan herkes meraklı gözlerle sizi izliyordu. Ortama konuşmalardan ötürü oluşan bir uğultu hakimdi.
"Hector, Alfa Jongin ve Beta Sehun'un sırtına binmesine izin verir misin? Acilen saraya gitmeliyiz." Hector hafif bir çığlık atıp kafasını salladı ve yere çöktü.
"Dönüşürdük Majesteleri." Jongin kararsız gözlerle Hector'a baktı.
"O halde 1 saat daha koşmanız gerekir. Böyle daha kolay. Bir an önce gitmeliyiz hadi." Senin talimatınla RiJin bıkkın bir ses çıkarıp pençesiyle hem Jongin'i hem de Sehun'u ittirmişti. Göremiyordun ama gözlerini devirdiğine emindin.
Ikili tedirgin bir şekilde Hector'un sırtına bindikten sonra hafifçe RiJin'in türlerini okşayarak eğildin. "Hadi RiJin-ah gidelim."
Talimatını alan Anka Hector'a haber vermek ve etraftakileri uyarmak adına yüksek bir çığlık koparıp kanatlarını açtı ve açtığı gibi de havalandı.
***
RiJin, sarayın bahçesine indikten sonra teşekkür etmek istercesine hafifçe kafasını okşadın. RiJin'in peşinden de hemen Hector inmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Selection of the Dragon²[Wu YiFan OC]
Fanfiction•2. Kitap!• Wu YiFan kadim Ejderha soyunun Prensi'ydi. Kendisi ve geldiği soy yenilmesi zor güçteydi. Öyleki Ejderha soyu neredeyse tüm Asya Kıtasına hükmediyordu. Sen ise bir 'Nihildin'. Bir anda kesişen yollarınız sizi bir araya getirmişti ve gal...