"Siz! Yasalarımızı çiğneyip yasaklı okları zehire bulayarak halk içerisinde kullanmaya teşebbüs ettiniz! Üstelik Kadim Kadın Muhafız Liderimi yaraladınız öyle mi?!" Veliaht Prens, taht odasında karşısındaki Elfleri azarlarken kükrercesine konuşmuştu. RiJin, omzunun acısını hatırlar gibi yüzünü buruşturdu.
"Elf HyunJun, işlediğiniz suçlar için hiç bir mazeret kabul edilmeyeceğini biliyorsunuz! Biz size Elflerin yöntemini devrettik diye kendi başınıza buyruk davranabileceğiniz anlamına gelmiyor bu!" Yifan'ın sesi kükremeyle karışık çıktığında bakışlarını ona çevirdin. Göğüsü körük gibi şişip iniyordu. Kendini ve Kris'i dizginlemek için elinden geleni yaptığı belliydi.
Taht odası kalabalık sayılırdı. Kral ve Kraliçenin tahtı yüksekte dururken Yifan ve senin tahtın bir alçak kısımda hemen onların önüne yerleştirilmişti. Senin hemen yanında Prenses Seulgi'nin tahtı varken, Yifan'ın hemen yanında ise Prens Jiyong vardı.
Alfa Jongin ve sürüdeki bazı Kurtlar da Elflerin biraz gerisinde sıranın ona gelmesini bekliyorlardı. Seni yaralayan kurt da oradaydı. Insan formunu görmemiş olmana rağmen onu tanımıştın.
"Yargılama için Anka Meclisini toplamanız gerek Majesteleri." Ah evet, bir de bürokratik kısmın başı olan Anka vardı.
"Kraliyet ailesinin bir üyesinin ve Muhafız yardımcımın yara aldığı bu olayın akıbetini kimsenin insafına bırakamam! Yargılamayı da cezalandırmayı da biz yaparız!" Yifan gereken cevabı oldukça agresif bir şekilde verdiğinde Anka huzursuzca kıpırdanmıştı.
"Sizin de gayet iyi bildiğiniz gibi Majesteleri, Anka Mahkemesi Kraliyet ailesinin iradesinden bile üstündür. Yasalarımıza karşı mı geleceksiniz?"
"Sizin de gayet iyi bildiğiniz gibi, ben Cor Meum'un iradesiyim. Siz benden de mi üstünsünüz?!" Yifan'ın kıpkırmızı olan damarlarını gördüğünde endişeli bir nefes aldın. Sanki damarların içinde lav akıyor gibiydi. Bir elini onun elinin üstüne koyup sakinleşmesine yardımcı olmak istedin. Yifan derin bir nefes aldı.
"Elf HyunJun, Elflerin ve bölgenin yönetimini senden aldım. Ayrıca, yasalara aykırı davranıp yasaklı silahları kullanmanızdan dolayı da Cor Meum'un Elflere tanıdığı bütün ayrıcalıkları da ikinci bir emre kadar sizden geri aldım." HyunJun başta olmak üzere bütün elfler korku dolu bir nefes almıştı.
"HyunJun, büyükanneni tanıyorum ve onu fazlasıyla hayal kırıklığına uğrattığına eminim." Kendini tutamayıp araya girdiğinde herkes dikkatini sana vermişti.
"Her birimiz Cor Meum'un birer evladıyız. O hiç birimizi diğerinden üstün yaratmadı, hiç birimizi de diğerinden üstün kılacak bir şey yapmadı. Bu hale gelmenizin en büyük sebebi kendinizsiniz. Siz kim oluyorsunuz da kendinizi başka bir türden üstün görüyorsunuz?" Azarlar bir ses tonu ile konuştuğunda Elfler mahçup bir şekilde başlarını eğmişti.
"Elfler dışarı çıksın." Yifan hafifçe senin elini sıktırarak konuştuğunda derin bir nefes aldın. Yüreğine bir ağırlık çökmüş gibi hissettiğini yeni fark ediyordun. Farkında değildin ancak Elflerin, Lupus sürüsüne karşı takındığı tavrı kişisel algılamıştın. Senin de yıllardır gördüğün muammele buydu çünkü.
"Alfa Jongin." Yifan esmer alfaya seslendiğinde Jongin önce çıkarak size yaklaştı. "Doğanız gereği saldırgan canlılar olduğunuzu biliyorum. Ayrıca Elflerin de davranışlarını göz önüne alırsak sürü olarak cezalandırılmanız söz konusu olamaz."
"Ama Majesteleri-" Anka araya girmeye çalıştığında Yifan hafifçe elini kaldırarak onu susturdu.
"Ben size konuşabilirsiniz demedim. Bir kez daha aynı hadsizliği yaparsanız yargılananlardan biri de siz olursunuz." Yifan, göz ucuyla Ankaya bakıp konuştuktan sonra Jongin'e geri döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Selection of the Dragon²[Wu YiFan OC]
Fanfic•2. Kitap!• Wu YiFan kadim Ejderha soyunun Prensi'ydi. Kendisi ve geldiği soy yenilmesi zor güçteydi. Öyleki Ejderha soyu neredeyse tüm Asya Kıtasına hükmediyordu. Sen ise bir 'Nihildin'. Bir anda kesişen yollarınız sizi bir araya getirmişti ve gal...