❗Bu kurgu ilk kitabın aynısı değil! Olaylar aynı şekilde gelişmeyecek. Ilk bölüm benim için sembolik olduğundan dolayı ilk kitapla çok benzer. Gidişatın kesinlikle alakası yok. Yoksa niye 2. Kitabı yazayım yahu? Jdjfifidifkf❗
***
°Pretiosum: Kıymetli. .
Kelime Latince***
Herkesin dili tutulmuştu.
Prens Wu, kocaman Ejderha Kanatlarıyla önünde diz çökmüştü. Gözleri senin gözlerine kilitlenmişti.
Içine doğan istekle olduğun yerde hareketlendin ve masanın etrafında dolanarak tam Prens Yifan'ın önünde durdun.
"Prens ile o nihilin arasında neler oluyor?" Ankalardan biri agresif bir şekilde konuştuğunda Prens Yifan'dan kükreme gibi bir ses yükselmişti.
Alandaki herkes, senin ailen, Kraliyet ailesi ve halk neler olduğunu anlamlandıramadığı için telaş ve merakla neler olduğunu izliyordu. Kahin'in ise yüzünde olanlardan emin bir gülümseme vardı.
Prens hâlâ gözlerinin içine bakarken elini kaldırmış ve yanağına yaslamıştın. Yifan gözlerini yumup kafasını senin eline doğru yatırdı. Işte tam o anda Prens'in sırtındaki kanatlar ani bir şekilde alev alarak yok olmuş ve ardından Prens Yifan senin kollarına bayılıvermişti.
***
"Şifacı nerede kaldı?!" Kral gür sesiyle odada bağırdığında istemsizce olduğun yerde irkilmiştin.Prens Yifan, alanda senin kollarına bayıldıktan sonra ortalık karışmıştı. Chanyeol seni alandan uzaklaştırmak için çekiştirmiş fakat Yifan'dan ayırmayı bir türlü başaramamıştı. Prens, sanki bütün hayatı buna bağlıymış gibi sol koluna sıkı sıkı sarılmıştı.
Eh mecburen alel acele Saraya getirilen Prens ile sen de gelmek mecburiyetinde kalmıştın fakat burada cidden hoş karşılanmıyordun. Kraliçe kafanı gövdenden ayırmak istermiş gibi bakıyor, Kral sinirinden köpürüyordu.
Tedirginlikle etrafına bakıyor ve sık nefesler alıyordun. Prenses Seulgi hafifçe sana gülümseyerek kafasını salladı.
"Sen! Sen oğluma büyü mü yaptın?!" Kraliçe işaret parmağını sana doğrultup fevri bir şekilde konuştuğunda şaşkınlıkla ona döndün.
"Ben-"
"Ileri gidiyorsunuz Majesteleri." Kahin, yanında saray şifacısı ile birlikte odaya girerken arkalarından geldiğini gördüğün abinle derin bir nefes aldın.
"Bunun başka ne gibi bir açıklaması olabilir Kahin? Prens'in bir Nihil'in kollarına bayılmasının nedeni ne o zaman?" Şifacı hafifçe selam verdiğinde kimsenin ona baktığı yoktu. Hafifçe gözlerini devirip yatakta uzanan Prens ve yanında oturan sana yaklaştı. Saçları hafif bir yeşildi. Hızlıca Prens'i kontrol etmeye koyuldu.
"Hanımefendiye, nihil demek için henüz erken. Kendisini toplu yaş töreninde görmediğime eminim." Kahin ilk önce senden konuştuğunda bütün kafalar sorgular gibi sana dönmüştü. Konuşmak için önce boğazını temizledin zira konuşmayı unutmuş gibiydin.
"Evet, henüz yaş törenine katılmadım." Sesin beklediğinden iyi ve kendinden emin çıkmıştı. Kahin sana gülümsedi.
"Bakın, onun bir nihil olduğunu söylemek için henüz erken. Yaş töreninde neler olabileceğini bilmiyoruz." Yüzündeki hafif bir tebessümle konuşmuş ve omuz silkmişti.
"Prens, sadece aşırı yorgunluktan bayılmış. Yarı dönüşüm bünyesine çok ağır gelmiş olmalı." Şifacı muaynesini bitirmişti.
"Evet ülkemizde asırlardır ilk kez dönüşüm oluyor ve bunu tetikleyen şey Prens'in eşini bulmuş olması." Kahin hâlâ yüzünden silinmeyen o gülümseme ile konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Selection of the Dragon²[Wu YiFan OC]
Fanfiction•2. Kitap!• Wu YiFan kadim Ejderha soyunun Prensi'ydi. Kendisi ve geldiği soy yenilmesi zor güçteydi. Öyleki Ejderha soyu neredeyse tüm Asya Kıtasına hükmediyordu. Sen ise bir 'Nihildin'. Bir anda kesişen yollarınız sizi bir araya getirmişti ve gal...