Merhaba!💖 Arayı çok uzatmadan yeni bir bölümle daha karşınızdayım. Yorumlarınız ve beğenileriniz için çok teşekkür ederim, beni inanılmaz motive ediyorsunuz🌻🌞
Nilüfer Doğan
'Evet; Mr Darcy Elizabeth'e, hislerinin hala geçen bahar konuştukları gibi olup olmadığını sorar. Elizabeth, hislerinin değişiminden bahseder. Darcy de kendi duygularından. Sonra kucaklaşırlar. Hazırsan final sahnemizi alalım Nil.'
Arda ile karşı karşıya geçiyoruz, ikimiz de senaryodaki repliklerimizi eksiksiz bir şekilde söylüyoruz.
Sana geri dönülemez ve karşı konulamaz şekilde aşığım Elizabeth.
Kucaklaşıyoruz.
Özgür ile konuştuğumuzdan bu yana iki hafta geçti. İki haftadır provalara gelmiyor ve oyunun bütün detaylarıyla Arda ilgileniyor. Her ne kadar Arda'nın Mr. Darcy olduğu sahnelerde Özgür'leyken hissettiğim o tatlı heyecanı hissedemesem de işini büyük bir beceriyle yaptığını söyleyebilirim.
'Evet, gayet iyiydin Nil. Ama Özgür'le de bu sahneleri tekrar alacaksınız.'
İçimden 'Ne zaman peki?' diye sormak istesem de bunu yapamıyorum. Bir yandan Özgür'e hissettiğim kırgınlık ve daha karmaşık duygular sebebiyle, bu kavuşma sahnelerini onunla henüz prova etmememizin iyi olduğunu düşünüyorum. En azından kalp ve akıl sağlığım için. Bir yandan da Mr. Darcy olmadığında Elizabeth Bennet eksik kalıyor ve bunu kabullenmekten hoşlanmıyorum.
Özgür'ün provalara gelmemesini beni görmek istememesine yorabilirdim. Bu oldukça kolay ve zahmetsiz olurdu. Benimle karşılaşmaktan kaçtığını düşünerek belki ona kızardım ve kızgınlık işime gelirdi. Ama bu ihtimal Özgür'ü her gece parkta görmemle birleşince anlamsız bir hale geliyor.
Evet provaları tamamen bıraktı; ama her gece saat 21.00-23.00 arası onu parkta, her zamanki bankında otururken görüyorum. Bazen Momo'yla oturuyor oluyor, bazen sadece sokak lambasının ışığında öylece kitap karıştırıyor, bazen elinde senaryo olduğunu düşündüğüm kağıtlar oluyor ama gelmeyi kesinlikle aksatmıyor. Ve bu kabul etmek istemediğim kadar kafamı karıştırıyor.
Açıkçası bunu da kendime yormak istemiyorum. Çünkü Özgür'ün bana karşı hissettiği şeylerin beni kazanmak için çabalamasına yetecek kadar güçlü olduğuna bir türlü inanamıyorum. Belki onları kabul etmeye olan isteksizliğinden belki de duygularından bir talihsizlik gibi bahsetmesinden... Yine de bütün bu ipuçlarını birleştirdiğimde bir şeylerin peşinde olduğunu düşünmekten de kendimi alamıyorum.
Moladayız. Her zamanki kadromuzla her zamanki söğüt ağacının altında çay ve kahve içerek dinleniyoruz. Barış ve Burcu bahçenin girişine yakın bir ağacın altında duruyorlar. Bahar güneşi iyiden iyiye kendini hissettiriyor. Barış'ın gözleri her zamanki gibi Sabah'ın üzerinde. Ayrıldıktan sonra bakışlarında gördüğüm hüzün sanki her gün biraz daha artıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk, Gurur ve Modern Zamanlar
Teen Fiction'İleride kızım olduğunda ona asla okutmayacağım yazarlar listesi yapıyorum, dinlemek ister misin?' Nil elinde kahvesiyle mutfak penceresinin pervazına oturmuştu. Bir yandan telefonuyla oynayan Seçil'i izliyor bir yandan bacağını her sinirlendiğinde...