Yirmiikinci Bölüm

1.5K 256 67
                                    

Selam, Nil ve Özgür ile dolu bir bölümle karşınızdayım❤️ Bu bölümden sonra işler biraz karışacak. Tahminlerinizi ve yorumlarınızı çok merak ediyorum. Umarım keyifle okursunuz.

                             Nilüfer Doğan

'Evet,hepiniz bu sahnede içime sinmeyen bir şeyler olduğunu biliyorsunuz. Ben de düşündüm ki bu sorun hakkında topluca bir çözüm arayışına girelim. Sizce Darcy'nin Elizabeth'e duygularını açtığı sahnedeki sıkıntı ne olabilir?'

Oyun provasının altıncı saatindeyiz. Hava çoktan karardı, saat sekize geliyor. O kadar yorucu ve dolu bir gündü ki salonun parke zeminine yatmak gözüme her geçen saniye daha cazip görünüyor. Çiçekli elbisemin eteklerini toplayıp Tolga'yla Seçil'in arasına yıkılırcasına oturuyorum. Ayakta durmaya takatim kalmadı.

Üstelik sorunu çözdüğümü Özgür'e söyledim. Ama nedense gün boyu bana söz hakkı tanınmadı.

Şimdi de 'Evet Burcu.' diyor özellikle damarıma basar gibi.  'Seni dinleyelim.'

Burcu söze giriyor. 'Elizabeth'in Darcy'i reddettiği sahnedeki tavrına katlanamıyorum. Ne kadar yüzeysel. Adamın neden öyle konuştuğunu anlamaya bile çalışmıyor.'

Özgür düşünceli bir şekilde salonu adımlayarak 'İlginç bir bakış açısı.' diyor. 'Ben de Elizabeth'in o sahnedeki tepkisini hep biraz fazla bulmuşumdur. Peki-' bakışlarını bana yöneltiyor. 'Elizabeth Bennet ne düşünüyor Burcu'nun bu fikri hakkında?'

Yine bir konuda savunmasız şekilde Burcu'nun önüne atıldım, hepiniz şahitsiniz. Üstelik Burcu'nun "ben iyi ve mantıklı olanım" tavrından da ciddi manada usanmış durumdayım. Keşke eline beni seç yazan bir pankart alsa, hepimiz için daha zahmetsiz olur.

Ayrıca tekrara düşmek istemem ama ben sahnedeki sorunu zaten saptamış durumdayım. Siz de biliyorsunuz.

Gönülsüz bir şekilde iç çekip sağ elimin tırnaklarını inceliyorum. 'Açıkçası ben de sizi taraflı buldum.' diyorum. 'Bence sahnedeki esas sorun kesinlikle senaryoyla ilgili değil.'

Sonra tekrar ayağa kalkıp sırayla Özgür'e ve Burcu'ya bakarak konuşmaya başlıyorum.

'Elizabeth o güne kadar Darcy'de elle tutulur bir iyilik ve kibarlık emaresi görmemiş. Üstelik çok daha iyi bir ilk izlenim veren Mr Wickham'ın anlattıkları da görüşünü destekliyor. Bunların hiçbiri olmasa bile, Darcy Elizabeth'in ailesine neredeyse hakaret ediyor! Ablasının acı çekmesine sebep oluyor. Çok soylu duygularını ifade ederken de; aşk itirafından daha çok, utandığı bir anısını anlatıyormuş gibi davranıyor. Bütün bunların farkında olmadığı gibi kendini eşsiz ve reddedilemez görüyor. Ona rağmen Lizzy kibarlığını son ana kadar koruyor, ki Darcy'ye asla kibarlık borçlu değil.'

Burcu'nun küçümseyen bakışları tenimi karıncalandırıyor. Meydan okuyan bir tavırla gözlerimi ona dikiyorum. 'Bir psikolog için-' diyor, '-ne kadar fevri ve katı bir bakış açısına sahipsin. Üzücü. Umarım gerçek hayatta da böyle katı değilsindir.'

Kibar bir üslupla harmanlanmış hakir görmeyi tek bakışta tanıyorum tabii. Beni mesleğimle vurmaktan vazgeçmesi için saatlerce konuşmam gerekecekse, bunu yaparım. Kendisine çok beyaz bayrak salladım ve bu artık biraz kabak tadı vermeye başladı.

Buz gibi bir nezaketle 'Psikolog olduğum için herkese sonsuz bir anlayış ve hoşgörüyle yaklaşmamın beklendiğini bilmiyordum, kusura bakmayın.' diye girizgahımı yapıyorum. Sonra sesimi bir tık daha yumuşatarak devam ediyorum.

'Maalesef tanımadığım insanların kabalıklarını niyet okuyarak anlamlandırmaya, ya da her kırıcı davranışın arkasında mantıklı bir sebep bulup herkesi aklamaya çalışamam. Üstelik karşıdakinin esas düşüncesini gerçekten anlayabileceğini düşünmek de bana kalırsa kibirin başka bir türü. Evet, nezaketsizliğin ardındaki mantığı duymak beni mutlu eder ama sadece o kadar. O mantığı bizzat kurmakla mükellef değilim.'

Aşk, Gurur ve Modern Zamanlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin