Yirminci Bölüm

1.6K 248 29
                                    

Herkese mutlu sağlıklı bayramlar dilerim 💖 Bu bölüme, gelecek bölümlere dair küçük küçük bir sürü ipucu yerleştirdim, umarım keyifle okursunuz. Sevgiler 🌻🌟

                              Nilüfer Doğan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                              Nilüfer Doğan

'Evet, bizi zorlayacak bir dava gibi görünmüyor. Çocuğunuz 3 yaşında olduğu ve babanın zaten bir talebi olmayacağı için velayet konusunda hiçbir sıkıntı yaşamayacağımızı düşünüyorum. Başka bir sıkıntı da çıkmazsa tek celselik işimiz var.'

Güneş'le avukattayız. Avukatımız Müge Kalkan etrafına buram buram güç ve otorite sinyalleri veren; sert mizaçlı, oldukça güzel, esmer bir kadın. İşinde ne kadar iyi olduğunu anlamak için kendisiyle beş dakika konuşmak yeterli. Kartal gibi bakışları ve çok düzgün diksiyonuyla koparıp alamayacağı hiçbir şey yok gibi görünüyor.

'Çok teşekkür ederim.' diyor Güneş, minnetle. 'Uzamasını hiç istemiyorum.'

Müge Hanımın yüzünde sert çehresini oldukça yumuşatan anlayışlı bir gülümseme beliriyor.
'Halledeceğiz Güneş Hanım. Korkunuz olmasın.' Dönen büro sandalyesiyle hafifçe bilgisayarına doğru kayıp not almaya başlıyor. Gözlerini ekrandan ayırmadan 'Mal paylaşımını nasıl yapacaksınız? Oturduğunuz ev Ozan Bey üzerine. Mal beyanında sizin sadece bir arabanız olduğunu görüyorum. Karşı taraftan almamızı istediğiniz bir şey var mı?'

Güneş'in beti benzi atıyor. 'Hayır. Hiçbir şey istemiyorum.'

Müge Hanım'ın parmakları hızlı hızlı bir şeyler yazmaya devam ediyor. Bir süre sonra bilgisayardan birkaç dosya açarak tekrar konuşuyor.

'Şu an aktif olarak çalışmıyor görünüyorsunuz, sanırım kliniğinizi kapattınız.'

'Evet.' diyor Güneş iç çekerek. 'Öyle oldu.'

'Bu durumda Ozan Bey'den sizin için de nafaka talep edebiliriz.' Güneş'in yüzüne ölçen bir bakış atıyor.

Güneş duruşunu dikleştirerek 'İstemiyorum.' diyor. 'İhtiyacım yok. Şu anki işsizliğim geçici. Doktor ünvanım olduğu için akademiye geri dönmeyi düşünüyorum. Birkaç hocamla konuştum. Sanırım prosedürel kısımları halledebilirsek Bilgi Üniversitesi'nde bir iki haftaya çalışmaya başlamış olurum.'

'Harika.' diyor Müge Hanım. Yüzünde sıcak bir gülümseme var. 'Sizin adınıza çok sevindim.'

'Teşekkür ederim.'

Birkaç kısa soru cevabın ardından Müge Hanımla tokalaşarak ofisinden ayrılıyoruz. Sıkı bir el sıkışmaydı aslına bakarsanız. Her hareketi gibi bu da karşıya güven aşılıyor.

Güneş'in yüzünde uzun zamandır görmediğim bir aydınlık var. Bana gülümseyerek kahve içmeyi teklif ettiğinde seve seve kabul ediyorum.

Aşk, Gurur ve Modern Zamanlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin