9🦋

85 44 0
                                    

Hellöööğ canlar:)


Anne nerdesin? Anne bak kızın geldi." Dedim karanlığın içine doğru. Ve o sesi duydum.
Annemin sesini.

"Git burdan" dedi annem. Ve karanlığın içinden iki kişi çıktı. Annem ve babam. Annemin her tarafı kan olmuştu. Babamın elinde ise kanlı bir bıçak vardı.

"Senin yüzünden oldu. Senin yüzünden annen bu halde. Sen olmadan biz çok mutluyduk." Dedi babam. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum şimdi. Babam üstüme gelmeye başlamıştı.

"Baba Ne yapıyorsun? Yalvarırım yapma. Baba... lütfen..."
Babam elindeki bıçağı kaldırmış ve tam kalbime saplamıştı. Çıkartıp tekrar saplamıştı.
Tekrar, tekrar ve tekrar. Eşliğinde acı dolu çığlıklarla...

Birden sıçrayarak uyandım. Kabusumun devamını görebilmiştim. Azra ve ömer asaf yatağımın yanında endişeli gözlerle bana bakıyorlardı.

"Rüyanda ne gördün?" Dedi ömer asaf.

"Önemli birşey değil" dedim bende.

"Önemli olmayan birşey için mi o kadar çığlık attın?"

"Senin benim evimde ne işin var? Gelmiş burda bana hesap soruyorsun."

"Konuyu değiştirme zeyşan."

"Azra hani ömer asafı içeri almayacaktın?" Dedim azraya karşı.

"Ama zeyşan ne yapsaydım. O kadar çok çığlık attın ki apartman başımıza toplanacaktı"

"Onlar alışık." Dedim ve şüpheli bakışları üzerime çektim.

"Şey o zaman biz azrayla kahvaltı hazırlayalım. Ve odamdan çıkarsanız pijamalarımı çıkartacağım." Dedim. Üzerimde kırmızı pijamalarım vardı. Onlar çıktıklarında ne giyeceğim karar vermiştim. Beyaz (yarım-şort) takımımı giyecektim.

Giyinip hemen aşağı indim. Azra zaten mutfaktaydı. Ve gözlerinden anladığım kadarıyla bana baya bir soru soracaktı.

"Azracım canım benim soruların sonraya kalsın, sen şimdi bunları içerdeki masaya koy." Dedim eline tabak verirken.

Evde  çok birşey yoktu. Ben de sipariş vermiştim. Zilin çalmasıyla siparişimi almaya gidecekken Bir el kolumu davar gibi tutmasıyla durmak zorunda kaldım.

"Efendim ömer asaf?"

"Nereye?"

"Kapıya bakmaya?"

"Bu kılıkla?"

"Ne varmış benim kılığımda?"

"Sorun da orada hiçbirşey yok zeyşan. Ben açarım."

"Hayır canım benim sen benim misafirimsin. Otur sen. Ben açarım."

"AYYY BUNALDIM BE! YOK SEN AÇAMAZSIN YOK O AÇAMAZ. YETER! AAAA" azranın konuşmasıyla susmak zorunda kalmıştık. Elinin hala kolumda olduğunu gördüğümde ona baktım. O da anlamış olacak ki kolumu rahat bırakmıştı. 

"Azra da şort giymiş, ona neden karışmıyorsun da arkadaşına karışıyorsun ömer asaf?" Dedim onu köşeye sıkıştırdığımı düşünerek.

"Seninde abin sayılırım zeyşan. Ne de olsa aramızda altı yaş var. Değil mi?" Dedi. Demez olaydı. Kalbime sinsi bir acı saplanmıştı.

"E-evet" dedim kendimi zorlayarak.

İçeri geçip, getittirdiğim börekler ve gözlemeler ile karnımızı doyurduktan sonra Ömer asaf gitmişti. Biz de azra ile barda ne giyeceğimize karar vermeye çalışıyorduk.

Elbiselerimizi seçip giydik.

🦋🦋🦋

(Azranın giydikleri)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Azranın giydikleri)

(Zeyşanın Giydikleri)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Zeyşanın Giydikleri)

5 saat sonra
"Üfff kızım taş gibi olmuşsun bee" dedim azraya.

"Sen de tam aşık olmalıksın bebeğim" dedi azra da. Aklıma gelen soru ile adımlarımı durdurdum.

"Ya birşey diyeceğim, ben ne zamandan beri bilinmeyenden yazmıyorum anlamamıştır değil mi?" Dedim endişeyle." Hem bugün bara gideceğimizi biliyor mu?"

"Bak şimdi abim zekidir ama böyle aşk meşk oyunlarından anlamaz. İkinci soru da hayır tabiki de bilmiyor zeyşan sence bilse bizi gönderir mi?"

"Tabi ya haklısın. Göndermez o hödük." Dedim oflayarak. Gelen taksiye binip barın adresini verdik.

🦋🦋🦋

Geldiğimiz yer, fazla sesli, fazla kalabalık, ve fazla ışıklandırmalıydı.

" biz neden her zaman ki mekana gitmedik azra?"

"Yeni yerler keşfediyorsun işte tatlım. Kasma bu kadar. Hem bak buranın sahibi benim arkadaşım. Onunla da tanışırsınız." Dedi azra. Ben de tamam diyerek önüme döndüm. Döner dönmez gördüğüm keskin kahverengi gözler çatık kaşlarıyla bize doğru geliyordu.

"Azra buranın sahibi ömer asafın da arkadaşı değil mi?"

Bu bölümün sonu beni bile heyecanlandırdı hdidhdh

Mavi (Yarı Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin