22🦋

59 40 0
                                    

İyi okumalar canlar:)















"Özür dilerim kızım."

"N-neden özür diliyorsunuz?" Dedim şaşkınlıkla. Her ne kadar yaptığı şey doğru olmasa da özür dilemesini beklemezdim.

"Ben sana en başından beri haksızlık ettim. Bundan yedi yıl önce ömer asaf bir kız sevmişti. Bir Zaman sonra Bunlar sevgili oldular. Gayet güzel anlaşıyorlardı. Sonra bir gün ömer asaf eve sarhoş gelmeye başladı. Ne kadar sorsam da hiçbir şey söylemedi. Bu böyle devam etti. Artık eve de gelmemeye başladı. Sahil kenarlarında içmekten zil zurna sarhoş olurdu. Evin yolunu bulamazdı. Ertuğrul ve Yiğit çocuklarım sağolsun. Hep ömer asafın yanındaydılar. Sonra birgün ömer asaf kendine geldi. Ne oldu? Neden birden özüne döndü? Anlamamıştım. Ama Allah var çok sevinmiştim. Sonra istemeye istemeye bana anlattı. Anne bak böyle böyle oldu. İşte senin sevdiğin gelinim dediğin kadın bana bunu yaptı dedi. Ömer asafı aldatmış. Sonra da buralardan gitmiş. En kötüsü de benden habersiz evlenmişler. Tabi sonra boşandılar ama ömer asafa çok kızmıştım. Bana söylese izin verirdim. Sen şimdi diyeceksin benim bu olayla ilgim ne? Seni de o kız gibi sandım kızım. Sen de benim ömerimi yıkıp gideceksin diye düşündüm. Sonra Ömer asaf bana birşeyler anlattı. O anda anladım ki sen onun gibi değilsin." Dedi ve bana sarıldı. "Bana anne demeni istiyorum kızım" dedi ve zaten dolu olan gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Hıçkırarak ağlamaya başladım. Merve abladan ayrıldıktan sonra odaya dalan ömer asaf önce bize baktı. Sonra ağladığımı görünce kaşlarını çatarak konuşmaya başladı.

"Anne cidden onu ağlattın mı?" Diyerek yanıma geldi ve gözyaşlarımı sildi. O sırada merve abla ayağa kalktı ve kantine iniyorum diyerek bizi yanlız bıraktı.

"Annem sana ne dedi? Seni ağlatacağını düşünmemiştim. Özür di-" dudağına tüy kadar hafif bir öpücük bıraktım ve aradaki mesafeyi açmadan konuşmaya başladım.

"Annen bana birşeyler anlattı. Ondan böyle oldu."

"Ne anlattı?"

"Orası annenle benim aramda koçum. Sorgulama" dedim sırtına dostça vururken. Zaten olmayan mesafeyi biraz daha kapattı.

"Yanlız Koçun seni yer." Dedi ve belimden tutup kendine çekerek öpmeye başladı. Onu itmeye çalıştım. Çünkü her an annesi gelebilirdi değil mi ? Aksiyona hiç gerek yok. Biraz daha öpüştükten sonra nefes nefese geri çekildim.

"Ömer asaf annen gelebilirdi." Dedim. Çarpık bir şekilde gülerek bir kere daha öptü.

"Ömer! Yapma şunu!" Dedim sinirle. Bir kere daha öpünce dudağını ısırdım. Ağzıma doğru acıyla inledi. Öhöm Sanırım biraz sert ısırdım. Hafif geri çekilerek konuştu.

"Farkında olmadan bana neler yapıyorsun bir bilsen." Dedi derinden gelen bir sesle.

"Ne yapıyorum ki?" Dedim.

"İleride öğrenirsin. Hadi sen uyu."

"Neden? Hiç uykum yok. Zaten hep yatıyorum. Beni dışarı çıkarır mısın?" Dedim. Ömer asaf başını sallayarak koluma girdi.

"Sevgilim yürüyebiliyorum."

"Bu koluna girmeyeceğim anlamına gelmiyor." Gözlerimi devirip yürümeye devam ettim.

Biraz sonra hastanenin çıkış kapısına gelince Ertuğrul, yiğit ve Azra ile karşılaştık.

"Yenge geçmiş olsun. Dün gelecektik de yorgunsundur diye gelmedik." Konuşan Ertuğruldu. Elindeki gül buketini bana verdi.

Mavi (Yarı Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin