Kitabımı sevdiniz mi? Ya da beğenmediğiniz yerler varsa söyleyebilir misiniz? Ona göre hareket edeceğim.
Anlayışınız için teşekkürler:)
Telefonumun zil sesiyle oturduğum yataktan kalktım. Yine uyuyamamıştım. Son zamanlarda kabuslar azalsa bile uyuyamıyordum ki. Kabus görsem de sorun değil. Kaç tane uyku ilacı almıştım. Hiçbiri de etki etmemişti.
Arayanın kim olduğuna baktığımda azra olduğunu gördüm. Saat sabahın dördüydü.
"Azra? İyi misiniz birşey mi oldu?" Dedim endişeyle.
"Uyandırdıysam kusura bakma kuzum. Da, şey bizim evi su bastı. Arkadaşlar filan da hep yurt dışında. Aslında otel de kalmayı düşündük de, eğer sen de istersen ne zamandan beri görüşmüyoruz. Sana gelebilir miyiz?" Dedi azra.
"Sorman hata tatlım. Bekliyorum."
"Ama şey abim de gelebilir mi? Yani kendisi otel de kalırım diyor da."
"Gelsin sorun olmaz."
"Çok teşekkürler zeyşan. Geliyoruz biz."
"Rica ederim güzelim. Bekliyorum." Dedim ve kapattım. Odamda ki aynadan kendime baktım. Sevdiğim adam benim evimde yatmaya geliyordu. Daha ne isteyebilirdim ki?
Aynada gördüğüm kişiyi hiç sevmemiştim. Uykusuzluktan göz altları morarmış, saçında fazla dağınık bir topuz, üzerinde sarı pijamaları olan bir kız. Saçımı saha düzenli bir topuz yapıp, makyaj masamın önüne geçtim. Kapatıcı sürmeliydim. Önceden de söylediğim gibi yaşadığım şeyleri, daha doğrusu acılarımı göstermeyi seven birisi değildim. Görmek isteyen zaten görürdü. Kapatıcıyı da sürdükten sonra evi gezdim bir tur allahtan hiçbir yer dağınık değildi.
O sırada çalan zille kapıya koştum ve hemen açtım. Karşımda uykusuzluktan ruh gibi görünen bir azra ve her zaman ki gibi çatık kaşlarla bakan bir adet ömer asaf.
"Hemen geçin. Çok uykusuz görünüyorsunuz." Dedim. Azra bunu dememi bekliyor gibi üzerime devrildi. Hemen azrayı kaldırıp misafir odasında ki yataklardan birine yatırdım. Ömer asafa bakmaya kapıya gittiğimde, kapı açıktı ve ömer asaf yoktu.
"Ömer asaf?" Dedim. O sırada bir el belimden tutup beni çekti, kapıyı kapatıp beni kapıya yasladı ve ellerini iki yanıma koydu. Kafamı kaldırdığım da keskin kahvelerle karşılaştım.
"Kapıyı hep böyle mi açarsın?" Dedi. Bu soruyu sorması iki oluyordu. Bir kere daha benzer bir soru sormuştu. Neden benim kıyafetlerime bu kadar takıktı ki?
"Nasıl?"
"El kadar şortla."
"Bunlar benim pijamalarım yanlız" dedim. Biraz daha yaklaşarak konuştu. Nefesi dudaklarıma değiyordu.
"Ben sana böyle giyinmeyeceksin dediğimi hatırlıyorum." Dedi. dudağını yanağıma sürterek konuşuyordu. Karnımda uçan kelebekler, zaten hızlı atan kalbimin hızını daha da arttırdı.
"Demiştin. Ama ben kabul ettiğimi hatırlamıyorum. " dedim titrek bir nefes vererek. Ömer asaf başını boynuma gömerek derin bir nefes aldı.
"Immm" dedi. Bişeyler mırıldandı ama anlayamamıştım. Boynumda hissettiğim baskı ile gözlerim büyüdü. Boynumu öpmüştü. Fazla yakıcı ama bir o kadar da masum bir öpücüktü. Biraz geri çekilip gözlerime baktı.
"Uyuyamamışsın. Neden?" Dedi. Farketmişti işte.
"Ben sana yatağını göstereyim." Dedim ve kollarının altından çıktım. Elimi kalbimin üzerine koyarak sakinleştirmeye çalıştım. Misafir odasında ki diğer yatağı gösterdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi (Yarı Texting)
ChickLit(TAMAMLANDI) (Sadece birkaç bölümü textingdir.) Geçmişi yaralarla dolu bir kadın ve bir adam, tapılası şekilde kızın gönlünü çalmış. Kadın en sonunda cesaretini toplayarak sevdiğine yazacak. Peki sonra? Sonra ne olacak? Gelin hep beraber görelim ;)...