Sanki bu bölümü de sevdim ben. 83uehjsks
İyi okumalaaaaaar💋
"Seni kaçırmaya geldim güzelim"
"Güzelim ne lan? Anandır güzelim. Hem... hem İNDİRSENE BENİ BE! NE ZORBA ADAMSIN SEN! PARDON ZORBA AZ OLUR SANA SEN AYISIN TAMAM MI? DAĞ AYISI HERİF" Arabaya bindirip kemerimi taktı, kapıları kilitledi ve arabanın etrafından dolanıp kendi tarafına geçti. Gıcık adam kapıyı kilitlemişti. Arabayı çalıştırıp yola koyulduk.
Yol boyunca bana olan bakışlarını hissetmiştim. Ama dönüp bakmamıştım.
Biraz daha ilerleyince kocaman bir yazlığın önüne gelmiştik. Burası kocamandı, kesin kaybolurdum ben burada.
(Yazlık)
"Neden geldik buraya?"
"Sen beni affedene kadar buradayız"
"Desene sonsuza kadar buradayız" deyip arabadan indim ama aklıma gelen şeyle geri döndüm.
"Benim kıyafetlerim?"
"Bir süreliğine benim kıyafetlerimden giyersin. Yakın bir zamanda gelir kıyafetlerin."
"Tamam" dedim ve eve doğru ilerledim. Ömer asafın kapıyı açmasıyla içeri geçtim. Etrafıma baktığımda kaybolmamın kesinleştiğini farkettim.
Belimden tutup beni ileriye ittiren ömer asafa fırsat vermeden kolunu çektim. Tekrar koyunca çatık kaşlarımla ona bakarak tekrar çektim. O da kaşlarını çatarak iki kolunu da belime sardı ve birden beni kendine çekti.
"Napıyorsun be!? Bırak! Ömer asaf bırak dedim sana!" Dedim çırpınarak.
"Bırakmayacağım lan! Bırakmıyorum! Ne yapabilirsin ki?" Dedi alayla gülerek. Ben de aynı şekilde cevap verdim.
"Bunu yapabilirim" deyip dizimi bacaklarının arasına sert bir şekilde geçirdim. Acıyla inleyerek yere düştü. Bir yandan da gülüyordu.
"İnsan gelecekte ki çocuklarına bunu yapmaz ama" dedi ve gülmeye devam etti.
"Kendi çocuklarından bahsediyorsun heralde. Çünkü ben gelecekte seninle olmayı düşünmüyorum." Der demez gülen yüzü solmuş ve kaşları çatılmıştı.
"Bana odamı göster" dedim hala çatık kaşlarına bakarken. Yerden kalktı 'o kadar emin olma' dedi ve ilerlemeye başladı.
Gördüğüm odayla nefesim kesilmişti resmen. Tamam onun kadar zengin olmayabilirdim ama ben de arada yazlık ev tutuyordum. Tabi bu kadar büyük almıyordum. Bu kaldığımız süre içinde kaybolmazsam şükür edeceğim.
Oda çoğunlukla gök mavisiydi ve ben bu maviye bayılırdım. Kesinlikle bu odada kalmayı düşündüm ta ki ömer asaf o cümleyi kurana kadar.
"Bu odada ben kalıyordum önceden." Ben de yandaki herhangi bir odaya girdim. Peşimden geldi ve konuşmaya başladı.
"Sen maviyi seviyordun?"
"Evet senin sayende aşık olduğum rengi, senin yüzünden sevmemeye karar verdim." Dedim ve arkamda kaşları çatık bir ömer asaf bırakarak odaya girdim ve kapıyı kapattım.
Kesin şimdi maviye olan aşkımdan vazgeçtiğim gibi kendinden de vazgeçebileceğimi düşünüyordur. Bir kere ben maviden falan vazgeçmedim tamam mı? O dangalak yüzünden sevdiğim rengi neden değiştireyim?
Girdiğim odayı mavi oda kadar olmasa da beğenmiştim. Yatağımın arka tarafı full camdı ve yatağım kiremit, kahverengi tonlarıydı.
(Zeyşanın şuanda kaldığı oda)
Odaya girdikten sonra pijamalarım olmadığını gidip ömer asaftan almak zorunda olduğumu hatırladım. Odadan çıktım. koridor boyunca odaları dolaşacaktım. Benim odamın yanındakinden başladım. Kapıyı çalıp içeri girdim. Bu kadar kolay bulmak hoşuma gitmişti ama üstü çıplak olması pek de hoş değildi yani.
"Şey ben... Yani benim pijamalarım yok da verir misin diyecektim?" Dedim. Bunları derken arkama dönmüştüm. Tamam adamın baya iyi kasları vardı ve tam izlemelikti ama bu onu izleyeceğim anlamına gelmiyor.
Arkamdan sarılan kollarla bir an boş bulunup irkildim. Sırtıma değen baklavalarını hissedince gözlerim kocaman açıldı. Çırpınarak kollarından kurtulmaya çalıştım. Beni biraz daha kendine çekerek başını boynuma gömdü.
"Tam burada... Bu lavanta kokusunun içinde ölmek isterdim." Dedi derinden gelen boğuk bir sesle.
"P-pijama?" Dedim konuyu değiştirmek için. Biraz daha o şekilde durup geri çekildi. Ben de önüme döndüm ama o hariç her yere bakıyordum. Elime bir takımı verince teşekkür ederek odadan çıktım. Kendi odama girdiğimde üzerimdekilerden kurtulup sanki bedenimden on beden büyük bir kıyefetmiş gibi durmuştu. cidden benden on beden büyük mü giyiyordu? Olur mu olurdu valla. Verdiği kısakollunun bir omzu açık kalmıştı ve kolları dirseğimdeydi. Eşofmanın bacağını katlamasam kesin yere yapışırdım. Ellerimi sarmam gerekiyordu ama yorgundum ve uykum vardı. Yatağa girip gözlerimi kapattım.
🦋🦋🦋
Kabuslu bir uykudan uyandığımda saat 2:53 dü. Ellerimin sarıldığını farkettiğimde kaşlarım havalanmıştı. Ben ne zaman ellerimi sarmıştım ki? Yanımda ki bedeni görünce vurmak için hareketlenmiştim ki ömer asaf olduğunu farkettim.
Ömer asaf mı?
Evet Ömer asaf. Siktir. Ve şuanda uyuyordu. Muhtemelen ellerimi tedavi etmiş ve yorgunluktan yanımda uyumuştu. Yani hayır tabiki de yanımda değil. Vücudu yerde kafası yataktaydı.
"Yine kabus gördün" dedi bir ses. Hızla sese doğru döndüğümde ömer asafın uyandığını gördüm.
"Evet" dedim.
"Bu kabuslara neyin sebep olduğunu ne zaman söyleyeceksin? Kabuslarına giren şeyi merak ediyorum."
"Sana neden güveneyim?"
"Yapma zeyşan. Bana güvenmeseydin, arabadan atlardın ama yine gelmezdim. Ama sen inmedin çünkü bana güveniyorsun."
Doğru söylüyordu. Eğer ona güvenmeseydim bir şeyler yapar ama yine de inerdim o arabadan.
Bir süre yüzünü inceledim. Kahverengi ipeksi saçları, hafif dolgun dudakları ve pürüzsüz teni ile tam aşık olmalıktı. Tabi Siyah gözlerini de saymalıydık.
"Tamam" dedim." Anlatacağım"
Vote & yorum canlaaaaar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi (Yarı Texting)
ChickLit(TAMAMLANDI) (Sadece birkaç bölümü textingdir.) Geçmişi yaralarla dolu bir kadın ve bir adam, tapılası şekilde kızın gönlünü çalmış. Kadın en sonunda cesaretini toplayarak sevdiğine yazacak. Peki sonra? Sonra ne olacak? Gelin hep beraber görelim ;)...