20🦋

65 39 0
                                    

Haftaya görüşmek üzereeeee 💋👋🏻








"Teyze?" Dedi azra.

"Anne?"

Ne yani ben şimdi sevgili olmamızın ikinci gününden sevgilimin annesiyle mi tanışacaktım? 
Hassiktir.
Hassiktir.
Hassiktir.
Ve daha büssürü HASSİKTİR.
En kötüsü de beni pijamalarımla görmesiydi. Ya beni sevmezse? Ya da istemezse, beğenmezse? Ya oğluna daha iyi bir gelin adayı bulmuşsa?

Arkadaşlar şöyle bir altmış üç boyunda mezar kazabilecek olan var mı? Bir el atın yaw

"Oğluşum bu hanım kızım kim?" Dedi ömer asafın annesi. Ömer asafın konuşmasına izin vermeden ben konuştum.

"Merhaba efendim. Ben zeyşan.  ömer asafın sevgilisiyim." Dedim elimi uzatarak. Uzattığım elime ters bir bakış attı. Sevgili kelimesini duyunca bir gıcık olmuştu sanki.

"Tamam çekil." Dedi ve beni itekleyerek içeri girdi. Ben şok olmuş bir şekilde ömer asafa baktığımda o da annesinin ardından çatık kaşlarla baktı ve bana döndü.

"Sen ona bakma. Beni kıskanıyor işte." Dedi. Ben de hafifçe kafamı sallayarak içeri geçtim. Annesi beni şöyle bir süzerek konuştu.

"Oğluşum bu küçük kızda ne buluyorsun anlamıyorum. Bir de giymiş çocuksu şeyleri." Dedi tiksinircesine bana bakarak.

"Anne!" Dedi ömer asaf uyarır bir tonda.

"Ömer asaf olabilir. Her ne olursa olsun o senin annen. Benim için anneni karşına almamalısın." Dedim.

"Bak bak bak! Bir de utanmadan oğluma beni savunuyor. Çirkin şey." Dedi. Herşeyi geçtim de sevgilimin annesinin beni sevmemesi cidden üzülmeme sebep oluyordu. Ve kullandığı kelimeler ağırıma gidiyordu.

"Ömer asaf ben üstümü değiştirmeye gidiyorum sonra da çiçekçiye giderim." Dedim ve ömer asafın odasına girdim. Ve hafif yüksek sesli konuşmalarını duydum.

"Anne ne yapıyorsun sen? Kızın kalbini kırdın. Nasıl böyle davranabilirsin?" Dedi sinirle.

"En son sevgilim diye elinden tuttuğun kız seni aldatmıştı ve sen de bir yıl içinde zor atlatabilmiştin. Ben bir daha oğlumu kaybedemem. Sahil köşelerinde içkiden sızmış ömer asafı istemiyorum ben."

"Öyle birşey olmayacak zaten. O beni aldatacak bir kız değil!" Dedi. daha fazla kapı dinlemek istemediğimden dolayı üstümü değiştirdim ve ömer asafa hoşçakal diyerek evden çıktım.

Evden çıkmadan önce ömer asafın annesinin giyimimle dalga geçmesini dinlemiştim iki saat. Neymiş bir kıza en çok etek yakışırmış. Şort erkeklerin kıyafetiymiş. Ömer asafın annesi olmasa bütün sinirimi kadından çıkartırdım da işte. Motoruma binip dükkana geçtim.

🦋🦋🦋

Dükkanda işlerim bittikten sonra ömeri aradım.

"Alo?"

"Alo? Güzelim ne yapıyorsun?" Sesini duymak bütün yorgunluğumu almıştı sanki.

"İşlerim yeni bitti de şey diyecektim ben... şey"

"Ne diyecektin güzelim?"

"Annen benden rahatsız olacaksa ben  kendi evime geçeyim diyecektim."

"Zeyşan ne diyorsun sen? Öyle birşey olmayacak. Hemen buraya geliyorsun küçük hanım."

"Tamam be demedik birşey. Hadi görüşürüz."

"Görüşürüz güzelim." Telefonu çantama atarak dükkanı kilitledim ve çıktım. Motorumun kaskını alıp kafama takacaktım ki önümde duran siyah araba ile tedirgin oldum. İçinden çıkan takım elbiseli adamlar bana doğru gelmeye başladılar. Ben de hemen işe koyuldum. İlk iki tanesini yere devirerek kafamı kaldırdım. Burnuma tutulan bezi hissedince nefes almamaya çalışarak çırpınıyordum ki gözlerim kararana kadar.

🦋🦋🦋

Gözlerimi şiddetli bir baş ağrısıyla açmaya çalıştım. Tam tepemde gözüme vuran ışık gözümü açmama yardımcı olmuyordu. Etrafı incelemeye başladım. Sedyede ellerim ve ayaklarım bağlı yatıyordum. Üzerimdeki kıyafetleri çıkarmışlardı ve iç çamaşırlarım ile kalmıştım. Kolumda bir serum vardı. Ağzımda ise bez gibi birşey. Bulunduğum odanın duvarları ara ara  rutubetten yeşilimsi bir renk almıştı ve heryerde keskin aletler vardı.

Odanın kapısının açılması ile o tarafa döndüm. İçeri takım elbiseli bir adam girdi. Ve "Ahmet abinin selamı var. Sevgiline selam yolladı." diyerek eline neşteri aldı ve koluma bir çizik attı. Çok derin değildi ama canımı yakmıştı. Sesimi çıkartmamak için bezi ısırmak zorunda kalmıştım. Adamın odadan çıkması ile düşüncelerimle başbaşa kaldım.

🦋🦋🦋

Üç gün sonra zeyşan'dan

Kaçırılmam üzerinden üç gün geçmesine rağmen ömer asaf hala beni bulamamıştı. Belki de beni aramıyordu. Belki de benden vazgeçmişti. Zaten beni kim sevmişti ki bu hayatta? Zayıf, aciz bir kızı kim severdi ki?

Üç gün boyunca yarım saat aralıklarla serum takmışlardı ve bu serum beni salak ediyordu. Sadece günde bir bardak su veriyorlardı ve hiç yemek yememiştim.

Hergün koluma bir çizik atıyorlardı ve bu çizik gün geçtikçe derinleşiyordu. Kan kaybım arttıkça kendimden geçiyordum. Fazla kan kaybımım olduğunu görünce de bir tüp kadar kan veriyorlar ve serumun dozunu arttırıyorlardı.

Yine yalnızdım. Her zamanki gibi.

Düşüncelerimi bölen şey dışarıdan gelen silah sesleriydi. Sesimi çıkarmadığımdan dolayı ağzımdaki bezi çıkardıkları geldi aklıma. Ve hemen çığlık atmaya başladım. O sırada içeri giren takım elbiseli adam elindeki silahı kafama dayadı. Ve içeri polislerle doldu. En önde gördüğüm kişi ise nefesimi kesmişti.

Ömer asaf...

Gözlerim dolmaya başlamıştı. Şu üç gün içerisinde bir damla ağlamayan ben onu görünce ağlayasım geliyordu.

Takım elbiseli adam kafamda ki silahı bastırarak konuşmaya başladı.

"Yaklaşmayın! Vururum kızı! Yaklaşmayın dedim şakam yok vururum." Dedi adam tedirgin bir sesle. Rahattım çünkü eğer vuracak olsaydı şimdiye vurmuştu.

"Yaklaşmıyoruz. Tamam sakin ol. Kızı bırak cezana indirim yapalım."

"BEN BU OYUNLARI YER MİYİM ULAN?" diyerek önce havaya ateş açtı. Sonra da silahı bana çevirmeye yeltenmişti ki ömer asaf atlayarak silahın namlusunu başka yöne çevirdi ve

bir el kurşun sesi...



Biraz kısa bir bölüm ama idare ediverin artık canım.


Vote & yorum🦋

Mavi (Yarı Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin