“ya seni aklımdan çıkaramazsam?
ya mevsimlerim değişmezse?
ya beni unutmamayı unutursan ve biz solarsak?”—
Yeni gün, erkenden güneş ışınları yeryüzünü kapladığı anda uyanan tilki ve kurt için bile yeni umutlar getiriyordu.
Jimin küçük burnunu oynatıp esneyen ilk kişi olmuştu. Kollarını havaya doğru uzattı, ellerini yumruk haline getirdi, rahat bir iç çekişle belini gerdikten sonra bedenini serbest bıraktı.
Dalları üzerine doğru uzayan ağacın en uzun dalında küçük bir kuş vardı. Yaprakların arasında oturuyordu, ona bir hikaye anlatmak istercesine yorulmadan gevezelik ediyordu.
Bu ona geçmişten mutlu bir anıyı hatırlatmıştı.
Kuşun cıvıltılı sesi tilkinin hassas avuçlarının kaşınmasına neden oldu ve Jungkook yavaşça uykudan uyanırken, Jimin çoktan ağaca tırmanmıştı. Serçenin hafif tombul göbeğine işaret parmağını gülerek uzatırken, kuş çoktan uçup gitmişti bile.
"Ne yapıyorsun?" Jungkook küçük bedenin tuhaflıklarını gözlemlerken homurdandı.
Jimin ağaçtan yere atladı ve en tatlı, küçük kıkırdamasıyla Jungkook'un tam önünde durdu. "Sadece oynuyordum. Bak, ne güzel bir gün!"
Ah.
Yoongi daha önce tilkilerin yaşları ne olursa olsun kolayca heyecanlı ve oyuncu olduklarından bahsetmişti. Ama yine de, onun bu şekilde davrandığını görmek garipti.
Tilki kendi kurt sürüsünde yaşarken Jimin'in tavırları çoğunlukla temkinli ya da üzgündü. En azından Jungkook'un yanındayken. Jimin'in tasasız olduğunu gördüğü zamanlar bir elin parmağını geçmezdi.
Belki de zor durumlarına rağmen, her şey o kadar da kötü değildi. Eğer olumlu tarafından bakılacak olursa, şu an bulundukları yer kesinlikle belli bir özgürlük tadına sahipti.
"Bu kadar keyifli olmana sevindim." diyerek mırıldandı Jungkook. Jimin'in burnunu çektiğini ve sonra önünden geçen bir kelebeğin peşinden atladığını görünce kaşları havaya kalktı.
Ancak, birkaç saniye sonra Jimin, ayağının tam önünde duran büyük taşı fark etmedi ve takılarak yüzüstü düştü.
Acıdan hâlâ biraz sersemlemiş olan Jimin, birkaç saniye yerinden kımıldamadı ve ardından hafifçe homurdandı, Jungkook'un bakışlarını görmek için başını kaldırdı; Jungkook bir eliyle kahkahasını gizlemek için ağzını kapatarak bakışlarını kaçırıyordu.
Alfanın oldukça bariz eğlencesi Jimin'in yanaklarını şişirmesine ve kaşlarını çatmasına sebep olmuştu.
"Hey, Jungkook-ah. Bana mı gülüyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the scent of miracles | kookmin (omegaverse)
Fanfiction'Uzak dur,' demişlerdi. 'Büyük siyah kurttan uzak dur. Eğer durmazsan, senin gibi küçük tilkileri bir anda yutar. Kulağından kuyruğuna kadar yer ve bir daha asla evine geri dönemezsin.' alfa jungkook & omega tilki jimin - ao3 çevirisidir, yazardan i...