27- umarım o kadar ileri gitmek zorunda kalmam

3.3K 296 81
                                    

ve sonra, tüm acısını alıp götüren bir hapa aşık oldu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

ve sonra, tüm acısını alıp götüren bir hapa aşık oldu.
damarlarını dolduran yeni bir ilaca aşık oldu.


yetişkin içerik!

"Beklediğim kadar mutlu görünmüyorsun."

Yoongi Jungkook'a, suya benzeyen ama ondan çok daha güçlü bir şeyle dolu deri bir matara uzattı.

Jungkook eline aldığı şeyi içerken alkolün dilini uyuşturup yaktığını hissetti ve hemen yüzünü, burnunu buruşturdu, şişeyi elinden geldiğince hızla Yoongi'ye geri verdi; ama Yoongi almayı reddetmişti.

"Bu iğrenç." diyerek yutkundu Jungkook, ama Yoongi sadece omuz silkmişti. "İhtiyacın olabileceğini düşündüm."

"Öyle değil." Jungkook çaresizce iç çekti. Mutsuz falan değildi. Hatta tam tersi; Jimin ve kendisi arasındaki sürekli, zayıf bağı hissettiği için artık daha mutluydu. Jimin'in tam olarak nerede olduğunu ve nasıl hissettiğini bilmesi için kalbinin küçük bir kıpırtısı yeterliydi. İnanılmaz bir histi bu.

Yine de bu, her şeyin mükemmel olduğu anlamına gelmiyordu. Jungkook daha da endişeliydi, koruması gereken kişiyi incitmekten daha çok korkuyordu. "Sadece... sürekli onu düğümlemem gerektiğini söylüyor."

Yoongi'nin kaşlarından biri seğirmişti, fakat soğukkanlı yüzünde gösterdiği tek tepki bu olmuştu. "Eh, omegalar kızgınlıklarında böyle yaparlar zaten. Ne bekliyordun ki?" dedi Yoongi, bu Jungkook'un inlemesine ve daha da perişan görünmesine neden olmuştu. "Bilmiyorum, hyung. Gerçekten ne düşündüğüm hakkında hiçbir fikrim yok. Tek bildiğim, bu his beni deli ediyor. Onun canını yakmak falan istemiyorum."

Jungkook vücudunun üst kısmının, önündeki gıcırdayan masaya düşmesine izin verdi. Göz ucuyla Taehyung'un sağ elinde tuttuğu hayvan kürkünden yapılmış bir fırça ve sol elindeki ezilmiş böğürtlenli küçük bir kaseyle kulübenin bir ucundan diğer ucuna koşuşturduğunu görebiliyordu.

Yoongi Jungkook'un bakışlarını takip ederken kıkırdadı. Gözleri eşini bulduğunda sesinin tonu değişiyordu. Sözleri daha nazik hâle geliyordu. "Taehyung duvarları boyamak istedi." dedi sevgiyle. "Günlerdir bunun için heyecanlı."

Yoongi çenesini eline dayadı ve Jungkook'un eğlenir bakışını tamamen görmezden geldi, çünkü küçük olanın ne düşündüğünü zaten biliyordu. Duymak istediği bir şey değildi. Ne yazık ki, bu Jungkook'un susmasını sağlamamıştı.

"Sen gerçekten fena-"

"Sakın." Yoongi'nin kızgın hırıltısı bile Jungkook'un kıkırdamasını engelleyememişti, ama hiç yoktan biraz daha sessizdi. En azından şimdilik.

the scent of miracles | kookmin (omegaverse) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin