21- kaybettiği hisleri arzuluyor

2.7K 319 84
                                    

“evimiz yanıyor, biz yanıyoruzdans ediyoruz, sense içinde acı çekiyorsuneğer beni sabah olunca terk edersen,yalnız, yapayalnız bir kalbe sahip olacağım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

evimiz yanıyor, biz yanıyoruz
dans ediyoruz, sense içinde acı çekiyorsun
eğer beni sabah olunca terk edersen,
yalnız, yapayalnız bir kalbe sahip olacağım.

"Taehyung?! Gerçekten sen misin?" Hoseok kendi gözlerine inanamıyordu. Bıçak elinden kaymıştı ve karşısındaki bedene titreyen adımlarla bir adım daha yaklaştı, ama kısa bir süre sonra durdu.

"Hayır, imkansız."

Taehyung'un da kafası karışmış görünüyordu fakat yine de savunmacı bir duruş sergiliyordu, karşısındaki kişiye güvenmiyordu.

"Adım Taehyung, evet. Ama bunu nereden biliyorsun ki? Daha önce tanışmış mıydık? Ya da... neyse boş ver. Jiminie'ye ne yapıyorsun ve Jungkook nerede?!"

Hoseok ona bir cevap vermek yerine yavaşça tökezleyerek yürümeye başladı, ama yürüdüğü her adım için Taehyung bir adım geri atmıştı, ta ki Yoongi kurt formunda ikisinin arasına girip hırlayana kadar.

Yine de, bu Hoseok'u sadece bir saniyeliğine durdurmuştu, o sırada da havayı koklamıştı.

Hatırladığından çok farklı fakat yine de aynı olan kokuyu takip etmeye çalıştı.

"Nane kokusunu hatırlayacak kadar uzun süre yanında oldum. Böyle kokan başka biriyle hiç tanışmadım." dedi Hoseok, ses tonu çaresiz bir tondaydı.

Sağ elini Taehyung'a dokunmak için uzattı, ama Yoongi emin olmayan bakışlarla Hoseok'u izleyen omegayı korurken, Hoseok ona yaklaşmaya cesaret edememişti.

"Sen bizim Taehyungie'mizsin, kaybettiğimiz çocuklardan biri! Sen kahverengi bir kurtsun, değil mi?! Birlikte nasıl oynadığımızı hatırlamıyor musun? Çakıl taşlarıyla oynardık ve sen hep delirirdin, çünkü ben ve Seokjin hyung hep kazanırdık. Biz senden daha büyüktük ve senden çok daha uzağa atabiliyorduk taşı. Seninle o kadar dalga geçmemeliydik, üzgünüm."

Taehyung'un yüzünde ilk kez bir tanıma pırıltısı parladı. Dikkatle başını sola eğdi, sonra gözlerini kıstı ve yeni kokuyu eski anılarla, bir yüz ya da isimle ilişkilendirmeye çalışırken kıpırdayan burnuyla küçük bir adım daha yaklaştı

"Ben... hatırlıyorum, sanırım. Hobi miydi?"

"Evet! Evet, o benim! Hemen yanınızda yaşıyorduk. Sen doğduğunda oradaydım ve o zamandan beri sana baktım hep! Ama biz buraya taşınmak zorunda kaldığımızda, sen aileni bulmak için kaçtın. Her yere baktım. Her yerde seni aradım ama bulamadım. O zamanlar çok stresli ve kafa karıştırıcıydı... Herkes sağa sola koşturuyordu. Annem ve babam seni bulamayacağımı söylediler... ama seni asla bilerek bırakmadım!"

Kafa karışıklığı ve üzüntü Taehyung'un ifadesine hakim olmaya devam etmişti. Eski hayatından ufak tefek şeyler hatırlıyordu ama o kadar uzak hissediyordu ki, anılardan herhangi birine duygusal olarak bağlı hissetmesi çok zordu.

the scent of miracles | kookmin (omegaverse) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin