"bir telaş, bir bakış, bir dokunuş, bir dans.
birisinin gözlerindeki bir bakış gökyüzünü aydınlatabiliyor.
bir ses, "yanında olacağım" ve "iyi olacaksın" diyor."-
Jimin ve Jungkook kasabanın geniş kapısından çıktıklarında, onları ilk fark eden Hoseok olmuştu. Bütün gece nöbetteydi, ve belki çift gelmeden hemen önce bir saatlik uykuya dalmış olabilirdi.
Jungkook neredeyse çıplak yumruklarıyla ana kapıyı kıracaktı. Neler olup bittiğini anlar anlamaz, Hoseok onlarla doğruca Seokjin'in yerine kadar eşlik etti, şifacı neyse ki bir yere gitmemişti.
"Çabuk içeri girin!" Jimin'in acılı iniltilerini duyar duymaz telaşlanmış bir şekilde bağırdı. Kapı arkalarından kapandığında Jungkook yere yığılacağını hissetmişti, Hoseok onu tek kolundan zar zor tutmayı başarmıştı. Jimin'in çektiği acı bütün bedeninde hissediliyordu.
"Onu oturma odasına götür, Hoseok. Dinlenmesi gerekiyor."
Hoseok başını salladı ve büyük olanın emrini yerine getirmeye çalıştı ama Jungkook inatla topuklarını yere bastırmıştı. Yüzü gerginlikten daha da solmuştu, nefesi hala sakinleşmemişti. Seokjin, paniklediğini alıp verdiği derin nefeslerden bile anlayabiliyordu.
"Hayır! Bebekler... erken geliyor. Jimin'le kalmam gerek!"
"Dinle, Jungkook. endişeli olduğunu biliyorum, ama biraz dinlenmen sorun olmayacaktır. Bir şey olduğunda seni çağıracağım, söz veriyorum. Şimdi Jimin'e odaklanmam gerekiyor ve seninle uğraşamam, o yüzden lütfen."
O kadar çok reddetmek ve Jimin'in elini tutup yanında kalmak istiyordu ki... ama şimdiden başı dönmeye başlamıştı. Kafası karmakarışıktı.
"Hadi, geleceğin babası." Hoseok iki elini Jungkook'un sırtına bastırırken hafifçe mırıldandı ve onu nazikçe diğer odaya itti. "Sana bir içki getireyim. İhtiyacın varmış gibi görünüyor."
Gerçekten getirmişti. Jungkook, birçok hasta yatağının bulunduğu odadaki yataklardan birine düşüp tamamen bayılmadan önce, Hoseok'un ona verdiği renksiz sıvıdan iki yudum yutmayı zar zor başarmıştı.
Saatler sonra, Jungkook insanlık dışı bir çığlıkla irkilerek uyanmıştı. Saliseler içinde ayağa kalkmıştı ve Seokjin ve Hoseok'un görüşünü engellediği yere doğru hızla koşmuştu. Görüş açısını bilerek kapatmamışlardı elbette, sadece işlerini yapıyorlardı. Ancak Jungkook göremediği beden ile çılgına dönmüş haldeydi ve onları yolundan çekerek şiddetle Jimin'in yanına gelmişti.
"Jimin!" Bütün gücüyle bağırdı, ama kendine gelmesini umarak genç olanın kafasının arkasını hızla tokatlayan Seokjin tarafından susturulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the scent of miracles | kookmin (omegaverse)
Fanfiction'Uzak dur,' demişlerdi. 'Büyük siyah kurttan uzak dur. Eğer durmazsan, senin gibi küçük tilkileri bir anda yutar. Kulağından kuyruğuna kadar yer ve bir daha asla evine geri dönemezsin.' alfa jungkook & omega tilki jimin - ao3 çevirisidir, yazardan i...