“beni duyuyor musun? seninle konuşuyorum,
derin mavi okyanusun karşısındaki suyun karşısından.
açık gökyüzünün altında, bebeğim, deniyorum.”—
"Siktir, Jimin! Hayır, hayır, hayır! Bunu neden yaptın?! Uyan, lütfen!"
"Jungkook? Avın ortasındayız, ne yapıyorsun? Huh... bu bir tilki mi...? Kahretsin, yaralanmış gibi. Çabuk onu sürüye götür, ona yardım edebilirler! Kızı da bana ver."
──
Mırıltılar. Fısıltılar.
Jimin elleriyle kulaklarını sıkıca kapatarak arkasını döndü, ağrıyan kasları ve eklemleri de hiç yardımcı olmuyordu kendisine.
Öyle hırpalanmıştı ki, büyük bir kavgadan çıkmış gibi hissediyordu.
Sonra birinin sesini duydu. Sanki su altındaymış gibi sessiz ve boğuktu ses, ama dinledikçe daha da netleşiyordu.
"...min ...ji...n..."
Neler oluyor... biri bana mı sesleniyor?
Bir anda ciğerlerine dolan ani nefesle derin bir nefes alarak gözlerini açtı ve uzandığı yerden dikleşti. Nerede olduğunu anlamak için gözleri endişeyle etrafta dolanırken; olanlara dair tüm hatıralar beyninde akıp gitmeye ve bir dalga gibi yüzüne çarpmaya başladı.
Birkaç kez gözlerini kırpıştırdıktan sonra, gözleri nihayet odaklanmayı başarmıştı. Baş dönmesi azalmaya başlamıştı ama kalbi hala hızla atıyordu, vücudu da gergin ve alarmda bekliyordu.
"Hey, sakin ol. İyisin."
Başını çevirdiğinde yanındaki Jungkook'u gördü. Bağdaş kurarak oturmuştu ve kömür saçları gözlerine düşerken başını hafifçe eğmişti, Jimin'in uyanmasını bekliyormuş gibi dikkatle ona bakıyordu.
Etrafına sarılan battaniyeye bakılırsa, kendisiyle oldukça ilgilenmiş olmalıydı.
Bayılmadan hemen önce neler olduğu yavaşça aklına düşen Jimin'in gözleri daha da genişledi ve sanki vücudunun sağlam olduğuna inanamıyormuş gibi elleriyle karnına, göğsüne, kollarına ve başına dokundu.
Hayattayım. Ben hayattayım, diye düşündü vücudunun buz gibi soğuduğunu hissetmeden önce.
Kız kardeşi neredeydi?
Jungkook, sanki omeganın zihnini okuyormuş gibi Jimin'in titreyen ellerini kavradı, gözleri buluşana kadar sıkıca tuttu.
"Evet, yaşıyorsun. İyisin." diye onayladı.
Jimin bir anda ellerini kendine çekerek havayı kokladı ve etrafındaki farklı yoğun kokular dehşetle gözlerini açmasına sebep olmuştu.
Kurt kokusu. Bir sürü hem de.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the scent of miracles | kookmin (omegaverse)
Fanfiction'Uzak dur,' demişlerdi. 'Büyük siyah kurttan uzak dur. Eğer durmazsan, senin gibi küçük tilkileri bir anda yutar. Kulağından kuyruğuna kadar yer ve bir daha asla evine geri dönemezsin.' alfa jungkook & omega tilki jimin - ao3 çevirisidir, yazardan i...