29- daha fazla risk almadığımızdan emin olalım

2.8K 281 72
                                    

“uzaklara gitme,sadece neredeysen orada kal bebeğim,her gün benim kalbimde

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

“uzaklara gitme,
sadece neredeysen orada kal bebeğim,
her gün benim kalbimde.”

Kar evlerinin önünde yığılıyor, kapıları kapatıyor ve Jimin'i defalarca evinin güvenliğini terk ederek parıldayan beyaz dağları yanlara itmeye zorluyordu.

Jungkook'un gitmesinin üzerinden saatler geçmişti ve alfanın sıcaklığı da onunla birlikte kaybolmuştu, Jimin'i de isteksizce alfanın yerine geçmesi için etrafına sardığı battaniyelerin altında donmuş halde bırakmıştı.

Taehyung zaman zaman gelip nasıl olduğunu soruyordu, ama tilkiyle uzun süre kalamıyordu. Hava onu da meşgul ediyordu ve Yoongi de yardım etmek için yanlarında değildi. Yoongi ve Namjoon, karla kaplı ormanda küçük yuvaları kazmaktan kanlı görünen pençeleriyle, yerin hemen altında bir yerde saklanan hayvanları arıyorlardı.

Kış, herkese karşı sert ve acımasızdı.

"Ne yapıyorsun?" Jimin, beyaz fırtınada eşinin tanıdık figürünü arayarak dışarıdaki karanlığa bakarken hafifçe fısıldadı. "Jungkook. Hemen eve döneceğine söz vermiştin."

Tam uykuya dalmak üzereyken, evlerinin kapısı aniden öyle sert bir şekilde açılmıştı ki kapı duvara çarpmıştı ve tilkiyi ürküterek geri uyandırmıştı.

Küçük odaya savrulan rüzgardan dolayı uçuşan pembe saç tutamlarıyla nefes nefese ayağa fırladı Jimin. Sonra Jungkook'un geniş bedenini, kırmızı, donmuş yüzünü gördü ve daha net bir düşünceyi kavrayamadan eşinin açık kollarına uçtu.

Sonunda, Jungkook yumuşak bir şekilde fısıldadı, "Geldim, evimizdeyim." Ama Jimin bunu duymak istemiyordu. Sadece Jungkook'u kendine daha sıkı bastırmıştı, yanağını boynuna sürterken dudaklarından bir hırıltı çıkmıştı ve mümkün olduğu kadar çok kokusunu eşinin üzerine bırakmaya çalışmıştı.

"Geç kaldın. Deli gibi endişelendim!" Sesi sinirli bir şekilde çıkarken bağırdı. Jungkook anında omegasını yatıştırmak için dudaklarını kulağının altına bastırmış ve fıdıldamıştı. "Biliyorum... üzgünüm. Elimden geleni yaptım ama eve gelirken kar fırtınası daha da kötüleşti."

Jimin istemese bile siniri azalmıştı. Jungkook'un vücudu sıcacıktı, rahatlatıcıydı. Kokusundaki itaatkâr pişmanlık, tüm korkularını kolayca silip süpürmüştü. Ayrıca, Jimin zaten başından beri asla gerçekten kızgın olamamıştı.

Tek hissettiği rahatlamaktı. Jungkook güvende olduğu, burada, kollarında olduğu ve yakın zamanda tekrar gitmeyeceği için rahatlamıştı.

Jimin Jungkook'un donmuş dudaklarına bir öpücük kondurmak için parmak uçlarına yükselirken, etraflarındaki mumlar titremeye başlamıştı.

Küçük elleri sabırsızca Jungkook'un karla kaplı kıyafetlerini yakaladı ve onları sırılsıklam, titreyen vücudundan çekmeye çalıştı. Jimin zihninde Jungkook'u nasıl ısıtacağını, vücudunda dokunulmadık tek bir yere bile bırakmamayı nasıl sağlayacağını planlamıştı.

the scent of miracles | kookmin (omegaverse) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin