20.BÖLÜM: "Ruh Arınması"

619 59 50
                                    

İyi Okumalar.

Bölüm Müziği: Boney M. - Rasputin

Birbirine kırmızı iple bağlanmış olan mektupları göğsüme bastırdım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Birbirine kırmızı iple bağlanmış olan mektupları göğsüme bastırdım. Zarfın arkasındaki Finlere ait zambak ve kar resimli pullar yapıştırılmıştı ama hiçbiri ne babamın ne de benim elime geçmişti.

Sırf annemin kolyeyi alarak Londra'ya gelmesinden dolayı ceza olarak zindanda kapatıyor olmaları bu tapınaktaki herkese karşı içimde tarifsiz acı oluşturdu.

Ayağıma neredeyse dolanan toz pembesi renkli elbisemle ayağa kalkarken adımlarım ilk önce sarsıldı daha sonradan ise kısa ve sağlam merdivenlere adımımı attım. Bana verilen odanın kapısını aralarken her ihtimale karşı mektupları yoganın altına sakladım.

Buğulanmış gözlerimle odadan çıkarken bakışlarım tek bir hedefim olan Roberts'i arıyordu. Taç takılma töreninin yapıldığı salondan geçerken arka arkaya dizilmiş olan tahta oturma yerlerinde Serena'ya rastladım ve salondaki ikinci kişi olarak yanına ilerledim.

Başı hafifçe arkaya doğru yatılıyken gözleri kapalıydı. "Ah, sadece dinlenmek istiyordum." Dedi ben sakince yanına otururken. Onun rahatsız olmasını umursamadım. "Ben de dinlenmek isterdim." Dedim hafif dudak bükerek.

"Ancak yerine oturmamış düşüncelerim bana rahat nefes aldırmıyor." Derken omuz silktim. "Gözde savaşçımız bunları duymasın." Derken ince kaşlarını yavaşça çattı. "Sonra hepimizin nefesini kesip sana armağan edebilir." Dediğinde alayla gülümsedim.

"Aman ne komik." Dedim söylediklerine yüzümü buruşturarak. "Christian'ın nerede olduğunu biliyor musun?" Dediğimde düşünür gibi yaparak başını salladı. "Hayır, görmedim." Demesiyle hayal kırıklığı ile başımı salladım.

Yüzümü ona doğru döndüm. "Aranızda farklı bir bağ var sanırım." Derken onun önceden Roberts'in evine de geldiğini hatırladım. Serena'nın dudağı hafifçe kıvrıldı. "Merak etme, ikili bağ yalnızca sizin aranızda var." Dedi benimle alay etmesini beklerken sesinde hafif bir ciddiyet taşıdı.

"Kendi topraklarımdan göç ederken, yanımda bir tek savaşçı vardı." Dedi bakışları ilerdeki oturma alanına kayarken. "Burada kendimi tanıma şansı buldum, daha doğrusu bana bu şansı kendi elleriyle sunan Christian oldu." Dediğinde hafifçe başımı salladım.

Koridor kısmından ufak tefek sesler gelirken bakışlarımı Serena'dan ayırmadım. O şans Serena'ya iyi gelmişti. Birlikte savaşçı bir kadın olarak görev yapması onun açısından istediği bir şeydi. Bu sebeple Roberts'e karşı daha tutucu olmalıydı.

Dün birliğe gitmesine rağmen yine buraya gelmiş olmasına takılmadım ama ben kolyenin yerine ondan daha çok yakınlaşmıştım. En azından muhafızlarda olduğunun bilincindeydim.

"Nereden göç ettin?" Derken bu sorunun özel olup olmadığını hesap etmedim. "Labutas," Dedi hiç düşünmeden. Gözlerim irileşirken Labutas'ın Gina'nın önceden konteslik yaptığı yer olduğunu hatırladım. "Oranın kontestinin iyi bir kalbi var." Dediğimde bakışları hızla beni buldu.

KESKİN KRALLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin