15.BÖLÜM: "Varış Noktası"

763 67 68
                                    

İyi Okumalar.

Bölüm Müziği: Tamino - Persephone

Bakışlarım beyaz zarfın üzerindeki Finlandiya'ya ait zambak resimli pula indi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bakışlarım beyaz zarfın üzerindeki Finlandiya'ya ait zambak resimli pula indi. Roberts gergin yüz hatlarıyla küçük mektup zarfını elinde tutmaya devam etti.

"İşe yarar bir şeyler söylemediğine garanti edebilirim." Dedi sanki Finlandiya prensinden haz etmiyormuş gibi.

"Açmayacak mısın?" Dedim merakla. Başını iki yana sallayarak cevap verdi. "Şimdi değil." Dediğinde benim içim meraktan kemirilirken o gayet sakin duruyordu.

Roberts heybetli bedenini hareketlendirip Mark'ın bulunduğu yere doğru sağlam ve büyük adımlarla ilerlediğinde öylece olduğum yerde durdum. Zarfı getiren Micheal'e baktığımda bana dudağının kenarındaki küçük yarayla baktı. "Orada yazılanlar önemli olabilir." Dedim ona hitaben.

Yavaşça omuzunu silkti ve yüz ifadesi ciddileşti. "Aksini iddia eden çıkamaz zaten." Dedi gitmek için hareketlenmeden önce tekrar bana baktı. "Bay Conroy, her önemli ve zafere koşmak istediği yolda, gözde savaşçımızdan bizzat yardım ister." Dediğinde kaşlarımı kaldırarak ona baktım, yine prens kelimesini kullanmaması ise dikkatimi çekmişti.

"Bu işler emirle olmuyor mu?" Dedim hafif gülerken. Aynı ciddiyetle baktı ve başıyla uzaktaki Roberts'in iri bedenini işaret etti. "Onda olmuyor." Dedi sır verir gibi.

"Orduya bağlı herhangi bir söz yemini etmediği için verilen emirleri duymuyor bile." Derken ileriye doğru birkaç adım attığında onu takip ettim. "Yemin görevini yerine getirmediyse ona nasıl güvenildi?" Dedim Roberts kaşları çatık bir şekilde Mark'tan bir şeyler dinlerken.

"Bay Roberts gönüllü savaşçı." Dedi sargılı kolunu tutarken. "Bizim gibi verilen sterlinlerle ilgilenmiyor, bu sebeple emirlere de uymuyor." Derken yanımdan ayrılacağına dair bir hareket yaptı.

"Finlerin ilk gönüllüsü." Dedi sesinde ona saygı duyduğu anlaşılırken. "Ve karşısındaki düşmanına acıyacağım kadar iyi bir savaş ustası." Başımı her söylediği kelimeye sallarken şaşkındım. Gönüllü bir savaşçı daha önce görülmemiş bir şeydi. Roberts'e karşı olan merakım bir kademe daha yükseldi. Onu gönüllü savaşçı yapacak olan şeyin ne olduğunu merak ettim.

''Tabii ki, sadece bununla sınırlı değil, topraklarımızın başında olan Bay Conroy'un her emri yine savaşçımızın üzerine hüküm süremez.'' Dediğinde kaşlarım şaşkınlıkla çatıldı. ''Gönüllü savaşçı olması dışında başka bir şey daha mı var?'' Dedim merakla.

Micheal, gözlerini irileştirerek sertçe yutkunmuştu. ''Bunu size sadece Bay Roberts, açıklayabilir.'' Diyerek daha fazla konuşmak istemiyormuş gibi başka öne baktı.

"Ve biraz daha konuşursak her an buraya gelecek kadar atik duruyor." Derken hızla benden uzaklaşmıştı. Söyledikleriyle başım hızla Roberts'e dönerken bizim olduğumuz yere gerilmiş yüz hatlarıyla izlediğini gördüm. Michea'e hak vermeden önce alt dudağımı hızla ıslatarak ona baktım. ''Arkadaşların için çok üzgünüm.'' Dedim bakışlarımı kaçırarak. Earl'ın saldırdığı zaman canını kaybeden kürekçi arkadaşlarını kolay kolay unutmayacaktım.

KESKİN KRALLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin