/8/

9.5K 349 69
                                    

MAGAZİN: Ünlüler tartışıyor! Projeleriyle öne çıkan iç mimar Milena Serengil ve ünlü oyuncu Hazer Beylerbeyi'nin yaptığı paylaşımlar sosyal medyayı kasıp kavurdu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

MAGAZİN: Ünlüler tartışıyor! Projeleriyle öne çıkan iç mimar Milena Serengil ve ünlü oyuncu Hazer Beylerbeyi'nin yaptığı paylaşımlar sosyal medyayı kasıp kavurdu. Ünlüler arasında kısa sürede adeta bir akım haline gelen konu ise herkesin farklı tercihte bulunduğu bir konu: Çay mı, kahve mi?

Milena Serengil yaptığı paylaşımda kahve yokken çay içtiğini belirtirken Hazer Beylerbeyi adeta aşkını dile getirircesine çay sevdiğini anlattı. Akıma eşlik eden Melis Su Gündoğdu tercihini çaydan yana kullanırken, Betül Erarslan ve Mehmet Faruk kahveyle beraber gelen kırk yıllık hatırı tercih etti.

Peki sizce, çay mı bu yarışın galibi yoksa kahve mi?

Önemli olanın gönül birliği olduğunu, içeceklerin sıcaklığını kalplere ulaştırmak gerektiğini söyleyerek haberimizi noktalayalım.

Milenas, Hazer_bey, Betulcugum, Birazasli ve diğer 645.743 kişi bunu beğendi.

Kahvaltı masasında okuduğum haber içtiğim ıhlamuru boğazıma dizmişti. Çünkü haberi görmemi sağlayan kişi bizzat babamdı. Elindeki telefonu sert bir şekilde masaya bırakmış, göz bebekleri bile titremeden yüzüme doğru bakıyordu.

"Bu kaçıncı haber?" diye bağırdı. Aslında sesi çok yüksek değildi ancak yerimden zıplamak zorunda kalmıştım. Yardım dolu bakışlarımı anneme gönderirken onun da haberi okuduğunu anladım. En azından bana destek olmasını ümit ediyordum.

"Baba ne var haberde Allah aşkına? Çay mı kahve mi diye soruyorlar. Resim paylaştık diye ben mi suçlu oldum?"

"Saçmalık." dedi ve telefonunu sertçe geri aldı. O sırada annem de konuşmuştu.

"Murat, hayatım, basit bir haberi bu kadar büyütmeye-"

"Bu adamla kaçıncı haberi? Soruyorum sana, kaçıncı?" Anneme bağırmasını yediremediğim için yerimde dikleştim ve az önceki pısırıklığımı bir kenara attım.

"Üç, baba. Yalnızca üç. Biri yanlış anlaşılma, ikisi de bu yanlışı düzeltme amacıydı. Bu haberse bizden bağımsız, akım haline gelen, tüm sosyal sınıflardan insanların katıldığı paylaşımlar hakkında yapılan bir şey. Hayır milletinkine katılsak sorun yok akımı biz başlatınca mı olay oluyor, anlamadım ki!"

Avucunun içini masaya sertçe bıraktığında ne desem boş olduğunu fark ettim. Ancak... Artık sıkılmıştım. Biz her zaman haberlere bir şekilde konu olmayı başarırdık. Tamam, babam her zaman tutucu biri olmuştu, bundan dolayı erkeklerle olan ilişkilerim ya gizliydi ya da işle alakalıydı ama artık 25 yaşında olduğumu kabullenmesi gerekmez miydi?

MAGAZİN | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin