/25/

5.5K 206 33
                                    

"Bana bak güzelim. Bana bak. Tamam, iyisin. İyisin."

Hazer Beylerbeyi. Gördüğüm ilk yüz.

"Ambulansı aradım, tamam mı?"

Başım ağrıyor.

"Mi'lena, bak bana."

Konuşamadım. Çok susamış hissediyordum ama aklıma gelen şeyler yüzünden susuzluğumu o an unuttum. Gözlerim dolarken Hazer'in neredeyse kucağında olduğumu fark ettim. Bacaklarım yerdeydi ama başım onun kolları arasındaydı, sırtım bacaklarına yaslıydı.

"Gitmişler. Her şeyi almışlar." İlk söylediğim bu oldu.

"Şşş, tamam bunları düşünme şimdi." dedi Hazer. Düşünecek başka neyim vardı ki?

"Önemli olan tek şey senin iyi olman." dediğinde başımı iki yana salladım. Bu hareket kafamın içindeki korkunç zonklamayı yüzlerce kat arttırdığında inledim.

"Bana bak." dedi Hazer. "Ambulans yolda Mi'lena."

"Sadece bayıldım."

"Evet, sadece bayıldın." Yalan söylüyordu. Gözleri ve ses tonu kendisini ele verdiğinde neler olduğunu kısa bir an çözemedim.

"Hazer..."

"Şşş, tamam sevgilim. Bir şey yok. Ambulans gelecek, hastaneye gideceğiz."

"Annemi götürmüş Hazer. Her şeyi götürmüş."

Hazer ellerinden birini yanağıma yerleştirdiğinde kan kokusu aldım.

"Anneni bulacağız. Babanı da bulacağız ama önce sen iyi ol. Tamam mı?"

Sorun neydi?

Hazer'in gözleri doldu.

"Hazer-"

"İyisin." Başından beri kendini ikna etmeye çalışıyordu. "İyi olacaksın. En iyi sen olacaksın."

"Olacağım." dedim biraz rahatlasın diye ama neyim olduğunu bile bilmiyordum.

Uzanıp şaşaklarıma upuzun bir öpücük bıraktığında yeniden gözlerimi kapatmıştım.

Açtığımda bir hastane odasındaydım. Sol elimin hemen arasında sıcak parmaklar hissediyordum. Üşüme hissi yeniden geldiğinde karanlık odaya bakıp kaşlarımı çattım. Kolumda serum takılan yerde ince bir sızı vardı.

İlk gördüğüm kişi yine Hazer'di. Annem veya babam değildi, Hazer'di.

"Günaydın sevgilim." dedi. Gülümsemeye çalıştım ama kendimi bu kadar kimsesiz hissederken yapamadım. Kendi ellerini benimkilerden çekip bir öpücük bıraktığında içimde oluşan o huzuru yakalamaya çalıştım.

"Günaydın."

Çatallaşan sesimden çıkanı ben bile zor anlamıştım ki istememe gerek kalmadan yan tarafında duran su şişesini açtı. Üzerime doğru eğilip ensemden tutarak bana destek oldu. Sadece dört yudum alabildiğimde de geri çekildi ama bundan önce yeniden öptü beni. Bu kez burnumdan.

"Doktoru çağırayım."

İçeri nöbetçi doktorla birlikte girerken açılan ışıkla gözlerimi kısmak zorunda kaldım.

"Milena Hanım..." Adımı yanlış telaffuz ediyordu. Mi hecesinden sonra beklememişti, tıpkı babam gibi. "Bayılmışsınız, başınızı vurduğunuz için de küçük bir kanama olmuş. Test sonuçlarınız temiz çıktı ama bugün burada kalmanız ve mümkünse yeniden uyumamanız gerekiyor."

Hatırladığım ve yeni öğrendiğim bilgilerle beraber "Olur." diyebilmiştim.

Doktor sanki bir şeyi söylemek ve söylememek arasında Hazer'e baktığında olumsuz cevap aldı.

"Dinlenin lütfen." diyerek odayı terk etti.

Hazer'in bakışları artık bir şeyler gizlemiyor gibi baktığında istemsizce kaşlarım çatıldı.

"Neler oldu? Bir şey olmuş gibi bakıyorsun."

"Aslında..." diye başlayıp derin bir nefes koyverdi. "Birazdan olacak."

"Hazer, söyle." Aslında söylememesi daha iyi olacaktı, biliyordum ama kendimi durduramıyordum işte. Bir yandan hemen öğrenmek diğer yandan da hiç duymamak istiyordum.

"Bana güveniyorsun, değil mi?" diye sordu. Tepkisiz kaldım. Bu soruyu duyduğuma göre olacağını düşündüğüm şeyler gerçekten çok ama çok korkunçtu. "Sana bir şey olmasına izin vermem."

"Ne olacak? Söylesene Hazer."

Korkuyordum.

"Bana güveniyor musun?" diye sordu.

"Evet." dedim bu kez. Benim için pek çok şey yapabileceğinden adım gibi emindim. Bunun konuyla ne ilgisi var, sorusu az önce de bunu çözmeye çalıştığım için sessiz kalmama neden olmuştu.

Yatağın yanına gelip boş bulduğu küçük yere oturdu. Ellerimi elleri arasına aldı.

"Kolay bir yolu yok." dediğinde biri öldü sandım. "Birazdan odaya polisler girecek." dediğinde de aklım çıktı.

"Ne diyorsun sen? Neden? Söylesene artık!" Sesimin yükselmesine engel olamadığımda tüm vücudum titriyordu.

"Baban... Evine izinsiz girdiğin için seni şikayet etmiş." dedi Hazer. "Polisler de sana birkaç soru sormak istiyor."

MAGAZİN | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin