on dört

9.2K 337 74
                                    

Bu bölüm okuyucular için küçük, Evren ve Abdüş'ün geleceği için büyük bir geçiş bölümüdür.

# Birileri - Aşık Olmamam Gerek

Abdüş 🐰 sizi görüntülü arıyor...

Gözlerim gördüğüm yazıyla hızla büyümeye başladı. Saat daha öğlen bile olmamışken beni görüntülü araması epey şaşırtmış, kalbimin de yerinden çıkacak gibi davranmasına neden olmuştu.

Saniyeler hızla ilerlerken aramanın sonlandırılacağı fikri ile yattığım yerde doğruldum. Kabarmış saçlarımı acaleyle düzeltip hafifçe öksürdüm ve ekranı yeşile doğru kaydırdım.

"Açmayacağını düşünmüştüm." Çimlerde oturan Abdülkadir'i gördüğümde istemsizce gülümsedim.

"Aramayı biraz geç gördüm." Yalandan kim ölmüş?

Başıyla onaylayarak telefonu etrafında döndürdü. Sahanın ortasındaydı ve ortalıkta kimseler görünmüyordu.

"Antrenmana biraz erken gelmişim." dedi sırıtarak. Sakatlık dönüşünde takımla çıkacağı ilk antrenman olduğunu biliyordum. Heyecanlı olduğunu da tahmin edebiliyordum. "Ben de bu güzel ortamı göstermek için aradım."

Dil çıkartarak ona karşılık verdiğimde kahkaha attı.

"Metin Oktay Tesislerini görmeyen de kendi tesisini dünya güzeli sanıyor."

Başını sağa sola salladıktan sonra gözlerini kırpıştırdı. "Buraya gelince sen de bana hak vereceksin."

"Oraya mı geleceğim?"

"Trabzon'a gelmeyecek misin? Seninle yüz yüze görüşeceğimizi sanıyordum."

"Bilmiyorum." Omuz silktim. "Şu aralar İstanbul dışına çıkmam imkansız gibi duruyor."

Düşen yüzünü görünce tekrardan konuşmaya başladım.

"Trabzon'a gelirsem senin yanına geleceğimi kim söyledi?" Büyük konuşmaktan vazgeçmeyecek miydim ben acaba?

"Öyle diyorsun?" Tek kaşını kaldırmış bana sorgulayıcı bakışlar atıyordu.

Gülerek başımı yere eğdim. Bana iyi geldiği göz görülemeyecek bir gerçekti. Şakalaşmalarımız bile beni rahatlatıyordu. Onunla konuşmayı seviyordum. Hatta bazen onu düşünmeyi bile seviyordum.

Yeniden telefon ekranına döndüğümde Abdülkadir'in gülümseyerek baktığını fark ettim. Boşta olan elini çenesinin altına koymuş ekranı -yani beni- izliyordu. Bu utanmama neden olmuştu.

Ekranın diğer tarafından gelen ıslık sesiyle dikkatimi yeniden topladım.

"Oo erkencisin hayatım!" Gelen sesle gülmemek için kendimi zor tuttum. Bu sesin sahibini artık öğrenmiştim.

"Ne bağırıyorsun ya?" Abdülkadir gözlerini devirerek sesin sahibine döndü. "Bir de hayatım diyor."

"Kimle konuşuyorsun sen?"

Birkaç saniye içinde ekranda Berat'ın yüzü de belirmişti. Ona el salladım.

"Naber Evren?" Sanki her zaman sohbet ediyormuşuz gibi Abdülkadir'in yanına oturdu. Abdülkadir'in yüzüne baktığımda bu hoşuna gitmiş gibi değildi.

"İyiyim. Sen nasılsın Berat?"

"Ben de iyiyim. Antrenmana erken geleyim dedim ama Abdüşüm benden erken davranmış." Abdülkadir'e sırıtarak yan bir bakış attı.

DERBİ | Abdülkadir ÖmürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin