# Yüzyüzeyken Konuşuruz - Konuşulacak Şeyler
Üstümdeki formayı çekiştirip koltuğun üstündeki telefonumu elime aldım. Telefonun şarjı epey azdı ama zaten sessize alacağım için umursamadım.
Mutfağa ilerlerken aynı zamanda ağzıma bir Galatasaray marşı dolanmıştı. "Sensiz olmaz Galatasaray!"
Buzdolabından içecek çıkartıp bardaklara doldururken arkamdan adım sesleri duymaya başlamıştım. Yan gözümle arkama baktığımda Yade'yi gördüm.
"Maç başlayacak hadi gel." dedim tepsiyi tutarken. Yade tedirgin bakışlarla bana bakıyordu. Tepsiyi de taşıyabiliyordum canım.
"Dikkat et!" Mırıldanırken ben de televizyondaki sese odaklanmaya çalışıyorum.
Tepsiyi bırakıp koltuğa yerleşirken seromani yapılıyordu. Adana deplasmanını kesinlikle kayıpsız atlatmamız gerekiyordu.
"Oy!" Arkamdan gelen sesle korkarak yerimde zıpladım. Arkadaşım yanıma otururken konuşmaya devam etti. "Şu güzelliğe bak."
Kime dediğini tahmin etmek zor değildi. Ianis Hagi. Galatasaray ile ilk maçına çıkan bu adam beni de çok heyecanlandırıyordu.
Hakemin düdüğü ile tüm odağım maça çevrilmişti. Ligde diğer rakiplerimizin önünde liderliğimizi sürdürsek de her maç şampiyonluk maçı gibiydi.
"Ulan Belhanda'ya bak!" Tıslarcasına konuşmaya başlamıştım. Yorum yapmaktan asla kendimi alamıyorum. "Karşısında düşman var sanki."
Tabi adamı kovarcasına yollamış olabilirdik ama bu kadar da olmazdı ki.
"Sen asıl Ianis'e bak." Yade hülyalı bakışlarını asla ekrandan çevirmiyordu. "Nasıl da yakışmış forma."
Alnımı ovalarken aynı zamanda hızla ordan oraya giden topu izliyordum. Pas yapan Galatasaray özlenmiştin be.
Ben maçı izliyordum da Yade için aynı şey söylenemezdi. İç çekmesi asla dinmiyordu. İzlediği tek şey hayran olduğu futbolcuydu.
"Maşallah sana!" Yade nazar dualarını okuyup üflüyordu. Umarım işe yarardı.
Birkaç dakika sonrasında Yedlin'in kaptırdığı top yüzünden atak Adana Demirspor'a geçerken ben sinirle yumruğumu sıkmaya başlamıştım. Mario Balotelli ayağına gelen topa hızla ivme kazandırırken Muslera gelen topun fileye girmesine engel oldu. Ama top dönüşte yeniden Balotelli'nin ayağında kalınca bu sefer gol yemekten kurtulamamıştık.
"Hay ben size!"
İkinci yarı sevgili takımım Mostafa'nın golüyle beraberliği bulmuştu. Şu anda da galibiyet için çaba sarf ediyorduk. Üstünlük bizdeydi.
Dakikalar seksen beşi bulmuştu. Pas yaparak rakip takımın ceza sahasına hakimiyet kurduğumuz anların birinde Kerem nefis bir ara pası Hagi'ye verdi ve Hagi topu rahatça kaleye yolladı.
Yade ile aynı anda yerimizden fırlayıp çığlık atmaya başlamıştık. "Gol lan gol!"
Yade ile birlikte sarılırken tüm mahallenin bizi duyduğunu biliyordum. Ama umursamadım. Yade'nin Ianis'e olan övgüleri yerini bulmuştu.
Koltuğa tekrar otururken yayıncı kuruluş golü ve sevinci tekrardan veriyordu.
Golü atan Ianis Hagi arkadaşlarına bakmadan kameralara doğru koşturdu ve gülümseyerek anlayamadığım bir şeyler söyleyerek öpücük yolladı.
Yade'ye döndüğümde gozlerinin fal taşı gibi açılmış olduğunu gördüm.
"Kimeydi o öpücük?"
×××
"Yok işte yok!"
Elimi saçımdan geçirirken ofladım. Ben bu telefonu nereye koymuştum? Üstelik sessizde olduğu için Yade'ye de arattıramıyordum.
Gerçi Yade benimle ilgilenmiyordu. Hagi'nin gol sevincinden sonra kendini kapatmıştı. Herkes o olayı konuşuyordu. Ama kimse hala o öpücüğün kime olduğunu anlamamıştım. Tabi söylentiler vardı: Sevgilisi olduğu gibi.
Soğuk bir su almak için mutfağa ilerleyip dolabı açtığımda gözüm yan tarafa kaydı. İşte burdaydı!
Dolabı geri kapatıp telefonumu elime aldığımda fark ettiğim şeyle bir kez daha gözümü devirdim. Şarjı bitmişti. Neden tüm aksilikler beni buluyordu?
Odama geri dönüp yatağıma oturdum. Telefonumu şarja takıp beklemeye başladım. Beş dakika sonrasında telefonum açılmıştı.
O sırada beklemediğim bir şeyle karşılaştım. Bir sürü bildirim gelmişti ve bunlar tek bir kişidendi: Abdülkadir.
Abdüş 🐰: Ne yapıyorsun? (21.18)
Abdüş 🐰: Müsait değilsin sanırım. (21.42)
Abdüş 🐰: Bugün maç varmış, onu izliyorsun galiba. (21.42)
Abdüş 🐰: Mesajlar iletilmiyor. Bir sorun mu var? (22.03)
Abdüş 🐰: İyi misin? Seni merak etmeye başladım. (22.35)
Abdüş 🐰 kişisinden 3 cevapsız arama.
Dudağımı ısırırken parmaklarımı klavyede gezdirmeye başladım.
Evren: iyiyim. maç izliyordum. telefonum sessizdeydi. şarjı da az olduğu için bir süre sonra kapanmış.
Evren: sen iyi misin?
Mesajlarım anında görüldü olmuştu. Ardından yazmaya başladı.
Abdüş 🐰: Ben iyiyim. Senden haber gelmeyince merak ettim.
Saate baktığımda 11'i bulduğunu fark ettim. Epey geç olmuştu.
Evren: üzgünüm. maç günleri telefona pek fazla bakmam.
Abdüş 🐰: Sorun değil.
Abdüş 🐰: Yarın da bizim maç var.
Evren: yarın erken kalkman gerekir. neden bu kadar geç vakite kadar durdun?
Abdüş 🐰: Senden haber almadan uyumak istemedim.
İstemeden gülümsemeye başladım.
Abdüş 🐰: Artık uyuyabilirim.
Evren: beni merak ettiğin için teşekkür ederim, iyi geceler.
Abdüş 🐰: iyi geceler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERBİ | Abdülkadir Ömür
Fanfiction"Asla!" dediklerimiz vardı hayatta ama bazen bir olay yaşanabiliyor ve bize tüm "asla"larımızı unutturabiliyordu. Tüm hayatımız değişiyordu. Benimkisi de öyleydi. Öyle ki şu anda kapısının önünde bulunduğum stadyum bana çok uzaktı. Hatta aşık olduğu...