30.05.2022
"Sanırım bayılacağım..." Odada bir o tarafa, bir bu tarafa yürürken stresten midem bulanıyordu. "Vaz mı geçsem?"
"Saçmalama da otur şuraya."
"Yok ben ciddiyim." Duvağı çözmeye haraketlenmiştim ki Yade ani bir hareketle yanıma gelerek elimden tuttu. "Ben yapamayacağım."
"Evren birazdan düğün başlayacak. Bu karar için sence de fazla erken değil mi?" İroni kokan sesine karşı dudaklarımı büzdüm. Ama ben evlilik işinin bu kadar stresli olacağını düşünmemiştim ki.
Yade beni koltuğa oturturduğunda derin bir nefes aldım. Korkmaya başlamıştım. Aklımda cevabı olmayan bir sürü soru vardı. Ya düğünde her şey kötü giderse, ya evlendikten sonra Abdülkadir ile birbirimizi sevmediğimizi düşünürsek, ya evlilik için erken davrandıysak?
Peri masalı gibi olan ilişkimizin, aynı evde yaşayıp birbirimizin hiç aklımızda olmayan huylarını öğrenmemiz sonucu bitmesini düşünmek bile tüylerimi diken diken olmasına yetiyordu.
Evlenmek ne kadar güzel olursa olsun iki insanın en zor günlerinden biriydi ve eğer bu günü sağ salim atlatabilirsem omzundan büyük bir yük kalkacaktı.
"Bana bak." Arkadaşım tuttuğu elimi bırakarak başımı yukarı kaldırdı ve göz göze gelmemizi sağladı. "Eğer ağlayıp makyajını bozarsan seni döverim."
Dolu gözlerimin arasından kıkırdadım. Saatlerce bu makyaj için uğraşılmıştı ve olası bir bozulmada kıyamet gerçekten kopardı.
"Kötü bir şey olmayacağına yemin edebilirim Evren. Lütfen canını olmayan şeyler yüzünden sıkma. Bu gün senin en güzel günün azıcık yüzün gülsün." Dudaklarımı hafifçe yukarı doğru kıvırdım.
"Tamam." Yaramazlık yapmış küçük çocuklar gibi ellerimle oynamaya başladığımda onun küçük kahkahasını işittim.
"Evren..." Saniyeler sonra sesini duyduğumda kaşlarımı kaldırarak Yade'ye baktım. "Ayakkabının altına isimleri yazdın mı?"
Sanki yazmama gibi bir seçenek bırakıyormuş gibi konuştuğunda ayağımdaki topuklu ayakkabının tekini çıkardım ve arkadaşıma doğru tuttum. "Tam istediğin gibi en kolay silinecek yerde senin adın yazıyor."
Ayakkabıyı eline alarak tekrardan kontrol yapmasına gözümü devirirken biraz önceki üzüntünün yerinin bu sefer gerginliğin aldığını fark etmiştim.
Pekala, biraz olsun sakin olmazsam düğün günümü karıştıracak hareketler yapmam an meselesiydi.
Yade'nin elinden iki dakikadır bakıştığı ayakkabımı aldım ve ayağıma giydim. Saatler boyu on santimetre topuklular ile ayakta duracak olmamı düşünmek beni fena halde korkutuyordu. Hayatında topuklu ayakkabıyı topu topu beş kere giymiş insandım üstelik ben.
Oturduğum koltuktan seri bir hareketle kalktım odanın içindeki boy aynasına doğru ilerledim. Üstümdeki kabarık gelinlik ile bu aşama epey zor geçmişti.
Aynanın önünde durduğumda kendimi süzmeye başladım. Uzun, kabarık gelinliğimin bel kısmını danteller süslüyordu. Düşük omuzları ise gelinliğe farklı bir hava katıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERBİ | Abdülkadir Ömür
Fanfiction"Asla!" dediklerimiz vardı hayatta ama bazen bir olay yaşanabiliyor ve bize tüm "asla"larımızı unutturabiliyordu. Tüm hayatımız değişiyordu. Benimkisi de öyleydi. Öyle ki şu anda kapısının önünde bulunduğum stadyum bana çok uzaktı. Hatta aşık olduğu...