yirmi yedi

6.2K 226 56
                                    

Uzun koridorları hayranlıkla geçerken ilk defa geldiğim bu yerin nasıl evimmiş gibi hissettirdiğini düşünüyordum. Bir de bu stada daha önce ayak basmadığım için yaşadığım pişmanlığı.

Her taraf anılarla kaplıydı. 115 yılın verdiği güzel anılar... Koridorlarda ilerledikçe ne kadar köklü bir takım olduğumuz daha iyi anlaşılıyordu. Biz gerçekten Türkiye'nin en büyük spor kulübüydük.

Ağzım bir karış aralanmış bir şekilde hayranlıkla etrafıma dakikalarca bakındıktan sonra onu gördüm; Berkan Kutlu'yu.

"Berkan!" Kuzenim sesimi duyar duymaz arkasını döndü. Karşısında duran Taylan'ı da o zaman fark edebilmiştim. Sakin olmalıyım.

Beni ve yanımdaki Yade'yi görünce yüzünde kocaman bir gülümseme oluşmuştu Berkan'ın. Ve aynı gülümseme benim de yüzümü işgal etmişti onla beraber.

Büyük adımlarla yanımıza geldi ve önce bana sardı kollarını. Parmak uçlarımda yükselerek başımı omzuna koydum ben de. Küçükken ben senden uzundum hangi ara bu kadar uzadın be!

Ayrıldığımızda gözlerinin dolduğunu fark ettim. Gören de görüşmeyeli 10 yıl oldu sanar ha! Duygulandığını belli etmemeye çalışarak gözlerini kaçırdı ve samimi bir sarılış da Yade'ye bahşetti.

Onlar sarılırken yanımıza Taylan geldi ve böylece benim kalbim hızla çarpmaya başladı. Fotoğraf çekilmek istesem tuhaf mı kaçardı?

Taylan'a kaçamak bakışlar attığımı sanarken gözlerimiz birbirini buldu ve bana kocaman gülümsedi. Ölüyorum anne.

Berkanla sevgili arkadaşım da sarılmalarını sonlandırdıktan sonra tekrar kesişti gözlerimiz kuzenimle.

"Naber?" Otuz iki diş sırıtarak konuşmasıyla dudaklarımı birbirine bastırdım.

"İyi. Asıl senden naber?"

"Heyecanlı."

"Ne heyecanı be! Çıkıyorsunuz ve alıyorsunuz maçı." Bu lafımla herkes gülmeye başladı. Soyadım Terim olmalıymış.

"Kazanacağız, merak etmeyin." dedi Taylan bana dönerek.

Taylan'ın hayal ürünü olduğunu düşünürken konuşması hafifçe titrememe sebep olmuştu.

Ben neyse de bu uzun saçlı ve yakışıklı çocuğun çok büyük hayranı olan Yade'nin şu ana kadar bayılmamış olması beni bir miktar şaşırtıyordu. Sanırım Ianis Hagi'den sonra bağışıklık kazanmıştı.

Sadece birkaç ay önce bu arenaya gelmek imkansızdı. Ama hayat ya bu ne olacağı belli olmuyordu.

"Ne zaman maçları stadda izleriz dersin?"

"Çok paramız olunca." Sırıtarak söylediğime karşı onun da yüzünde gülümseme oluştu. "İmkansız diyorsun yani."

"Belki bizi Ali Samiyen'de maç izlemeye davet edecek insanlarla tanışırız. Hem de vip locada, bize özel olan yerlerde izleriz." Telefonumdaki marşı kapatırken söylendim. Kısa bir kahkaha patlattıktan sonra cevap verdi. "Taylan Antalyalı bizi özel olarak davet eder diyorsun yani?" Parmağımı ona uzattım. "Ona attığın mesajları gördükten sonra davet etmesine en fazla bir ay veriyorum."

Olaylar biraz farklı gelişmişti. Berkan'ın Galatasaray'a transfer olması hayatın olağan akışında olmayan bir durumdu. Taylan hala Yade'yi fark etmemişti ama Ianis Hagi hayatına çok güzel bir giriş yapmıştı. Beni ise Nef Arena'da değil ama Medical Park'ta maç izlemeye davet eden biri olmuştu.

"Şey..." Yade birkaç dakika sonra koluma yavaşca dokunduğunda ona döndüm. "Ben bir lavobaya gideyim."

Onu başımla onayladım ve Yade'nin ilerleyişini izledim. Gittiği yerde bir süliet gördüm ve bunun Ianis Hagi'ye ait olduğunu tahmin etmek zor değildi.

×××

"İnandık biz sizlere
Cimbom yüzümüzü güldür bu sene!"

Vip locada deli gibi Galatasaray marşı söylemek de sevdaya dahil mi?

"Şampiyonluk şarkısı düşmesin dillerden
Tribünlerde haykırıyoruz yine
Tek bir dileğimiz var Cimbombomum
Şampiyon ol!

Futbolcular sahaya ayak basarken staddaki gürültü daha çok artmıştı. Tüylerim diken diken olurken bir an olsun susmak aklımın ucundan geçmemişti. Yarın ağrıdan konuşamayacak da olsam 90 dakika boyunca susmayacaktım.

Galatasaraylı ve Giresunsporlu futbolcular yerlerine geçtiklerinde stat son derece gürültülüydü. Öyle ki hakemin başlama düdüğünü duymak bile zor olmuştu.

"Nesi faul be onun?" Üst tarafımdaki taraftarlar küfürlerini sunarken benim hakeme tek diyebileceğim şey oydu. Yanımdaki Peri gayet sessizce maçı izlerken içimdeki holigandan anca bu kadar uzaklaşabiliyordum.

Sadece Peri değil Aslıhan, Patricia, Tuğba Ebru, Bianca, Paula hepsi çok güzeldi ve onların yanında biz karpuzun çekirdekleri gibiydik.

"Çok tatlısınız." dedi Morutan'ın sevgilisi Paula bize.

"Teşekkürler..." Yade'nin sesi utandığını belii ediyordu.

"Ee hiç konuşamadık tatlım nasılsınız?"

"İyiyiz Ebru Abla. Siz?"

"İyiyim. Ay bir de resmi konuşuyor, yerim ben bunu." Ebru Abla Yade'nin yanaklarını sıkarken gülmemek için kendimi zor tutmuşum.

"Nasıl gidiyor canım Ianis'le?" Aslıhan Abla dedikodu modunu açmıştı.

"İyiyiz Aslıhan Abla."

"Sizde nasıl durumlar?" Konu bana hangi ara geldi?

"İyiyiz biz de." Ben de dolaylı olarak Galatasaray yengesi sayılır mıydım?

"Goool!" Tribünlerden gelen sesle herkesin gözü sahaya dönmüştü. Tüm futbolcuların Ianis'in üstüne atlamaya çalışması golü onun attığını gösteriyordu.

"Golü de kaçırdık ya..." Yade sevinirken üzüntülü olmayı başarabiliyordu.

Bu sırada Ianis bizimkilerden kurtulmayı başarmış ve bizim olduğumuz bölüme yaklaşmıştı. Yade de onun yanına yaklaştı ve ellerini birleştirdiler.

Ianis'in sevgili arkadaşımın dudağına minik bir öpücük kondurmasını ise hiçbirimiz beklemiyorduk.

DERBİ | Abdülkadir ÖmürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin