yirmi beş

6.8K 198 52
                                    

# Duman - Elleri Ellerime

Yade Bıçakçı

Tanıdık gelen sokakları birbir geçerken arabadan radyodan gelen kısık müzik sesi dışında bir ses çıkmıyordu. Bu sessizlik Ianis ile randevu çıktığım için zaten var olan gerginliğimi iyice arttırıyordu.

Dikkatimi yoldan çekip arabayı sürmekte olan adama çevirdim. Her zamanki gibi çok yakışıklıydı ve bu durum kalbime hiç iyi gelmiyordu.

Bir süre sonra kulaklarıma dolmaya başlayan müzik sesi ile kaşlarımı çattım. Bindiğimden beri yabancı müzikler çalan radyoda bu sefer Türkçe bir müzik çalmaya başlamıştı.

"Seni gördüm göreli şaşırdım, dolaşırım bir başıma. Seni bildim bileli, kaçırdım şu aklı başımdan..." Ianis Hagi'ye olan hislerimi bir şarkıyla anlatacak olsam o bu şarkı olurdu. Şimdi de onunla beraberken bu şarkıyı dinlemek gerçekten tuhaf hissettiriyordu.

"Elleri ellerime, gözleri gözlerime, saçları saçlarıma karışan bir sen olsan..."

Gözlerim yeniden onun yüzünü bulduğunda gülümseyerek bana baktığını fark ettim.

"Güzel şarkı." dedi bakışları yeniden yola odaklanırken.

"Evet. Çok sevdiğim bir şarkı benim de."

"Bu şarkıyı bana dinlettiği için Kerem'e teşekkür ediyorum o zaman. Çünkü sen seviyorsun."

Gülümsedim ve bakışlarımı yeniden yola çevirdim. Beni mutlu etmeyi her zaman başarıyordu ve bana diyecek hiçbir şey bırakıyordu.

Yolu tekrardan izlemeye başladığımda nereye gittiğimiz hakkında bir fikrim yoktu ve Ianis de tek kelime etmiyordu.

Ortalama yarım saat süren yolculuğun sonunda hedefimize ulaşmıştık. Çok işlek olmayan bir caddeydi burası ama pek geldiğim bir yer sayılmazdı.

Ianis arabayı park etti ve ardından da arabadan indik. Hızlı adımlarla yanıma gelip kolunu, tutmam için uzattığında centilmenliği karşısında bayılmak üzereydim. Bu adam gerçek miydi?

Gözlerimi ondan çekip önüme odaklandığımda ilerlemek üzere olduğumuz mekanı fark ettim ve gözlerim şaşkınlıkla aralandı.

Laf arasında söylediğim bir mekandı burası. Annem ve babamın gençken buluştukları bir pastaneydi. Bu yerin önemi ve bizim buraya gelmemiz kalbimin iyice kendinden geçmesine sebep olmuştu. Bu pastane bir çifte daha tanıklık yapacak mıydı?

"Hadi gel." Beraber pastaneye ilerlemeye başladık. Bizi izleyen birçok göz vardı ve bu heyecanlanmama sebep oluyordu. Ianis'i tanıyan kişiler vardı elbette ve aynı zamanda lüks arabası da dikkat çekiyordu bu dar sokakta.

Hiç ünlü havası yoktu, gayet rahat bir şekilde masalardan birine oturduk. Bu sadelik çok iyiydi ve yaşadığım durum hayal edemeyeceğim bir şekilde güzeldi.

Bizim için ayrıldığını düşündüğüm bir masaya oturduk. Pastanenin içinde oturan kişiler olsa da bizim bulunduğumuz masa onlardan uzak bir yerdeydi. Oldukça sessizdi ve bu beni rahatlatıyordu. Rezil olursam buna çok kişinin tanıklık etmemesi iyi olurdu.

Yanımıza garson yaklaşıp menüleri uzattı ve isteklerimizi seçmemiz için vakit tanıdı. Yiyeceklerimi seçmiş karşımdaki adama baktığımda hafif çatılmış kaşları ve düz dudak ifadesi ile ne kadar yakışıklı olduğunu düşünmeden edemedim.

"Ne istersin?" dedi gözlerini menüden kaldırırken. Ona baktığımı fark etmemesi beni mutlu etmişti.

"Sufle alacağım. Ve beyaz çikolatalı mocha."

DERBİ | Abdülkadir ÖmürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin