# Mazhar Alanson - Ah Bu Ben
Kitapları son bir kez daha düzeltip odamın kapısına ilerlemeye başladım. Bu sırada gözüm kapının hemen yanındaki masada duran çiçeklere takıldı. Deniz'in aldığı çiçeklere.
Çiçekleri severdim. Aslında birinin bana bir şey almasını severdim. Çiçek ya da herhangi bir şey fark etmezdi. Sevildiğimi belli eden küçük de olsa bir hediye beni mutlu ederdi. Bu çiçeklere bu kadar önem vermemin sebebi de buydu.
Birden Abdülkadir düştü aklıma. Dün konuştuğumuzda evine döneceğini söylemişti. Ona bir hediye gönderebilirdim. Sakatlıktan dolayı bozuk olan moralini biraz da olsa düzeltebilirdim belki.
Yüzüme gülümseme yerleştirerek birkaç dakikadır önünde durduğum kapıdan çıkarak oturma odasına yürüdüm. Bu kesinlikle güzel bir fikirdi.
"Yade, Abdülkadir'in evini nerden öğrenebilirim?" Sorduğum soruyla Yade gözlerini büyüterek bana döndü.
"Oha!" dedi sesini alçatma gereksinimi duymadan. "Çok erken olmadı mı?"
"Ne erken olmadı mı?"
Dediğime karşı sinsi bir sırıtışla bana bakan Yade'ye bomboş bakışlar atmaya başladım. Ardından gözleri de sen fenasın bakışı atmaya başlayınca ne ima ettiğini anlamıştım.
"Yade saçma saçma konuşma!" dedim yanına ilerlerken. "Hediye yollayacağım evine onun için sordum."
"Sen gitsen daha iyi bir hediye ol-" Dostuma karşı koşmaya başladığımda o da gülerek kaçmaya başladı.
O önde ben arkada tüm evi tavaf ederken aynı zamanda Yade çığlıklarını tüm mahalleye dinletiyordu.
"Ya tamam dur. Şaka yaptım." Daha beş dakika bile olmamışken Yade beyaz bayrak sallamaya başladı.
Ben de yorulmuştum bu yüzden ona uydum. İkimiz de sportif insanlar hiç değildik.
"Arkadaşlarına sorsan?"
"Yanlış anlaşılır şimdi ya, o yüzden sormak istemiyorum."
"E biz FBI çalışanı mıyız, başka nasıl öğreneceğiz?"
Oflayarak mutfağa ilerleyip kendime soğuk su koydum. Yade de peşimden gelmişti.
"Sen arkadaşlarından birine mesaj atsan?"
"Senin arkadaşın olarak Abdüş'ün adresini sorsam sence o normal mi karşılanır?" Yade'nin cevabına kafa salladım. Kesinlikle bir şey değişmezdi.
"Ama yine de istersen yazayım. Belki biraz daha az yanlış anlaşılır?"
Onu yeniden onayladım. Başka bir seçeneğimiz yoktu. Bir şekilde biri birine yazmak zorundaydı. Hem belki yazdığımız kişi bu mevzuyu çok uzatmayacak biri olurdu.
Aradan sessizlikle geçen on dakikadan sonra Yade yalandan öksürerek dikkatimi kendine çekti.
"Merhaba Berat." Berat ev adresi isteme mevzusunu üstelemeyecek birisi kesinlikle değildi. "Ben Evren'in arkadaşı Yade. Acaba Abdüş'ün ev adresini atabilir misin?"
"Evren istiyor deseydin birde." Gözlerini devirerek konuştum. Bu mesaj çok kötüydü. "Bence böyle yazmayalım."
"Çok geç. Çünkü mesajı gördü bile."
"Ne çabuk!"
"Hikaye atmıştı ben mesajı göndermeden iki dakika önce." Biraz durdu ardından sanki çok gizli bir şey söyleyecekmiş gibi bana yanaştı. "Şimdi de güzel kızlarla müstehcen konuşmalar yapıyordur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERBİ | Abdülkadir Ömür
Fanfiction"Asla!" dediklerimiz vardı hayatta ama bazen bir olay yaşanabiliyor ve bize tüm "asla"larımızı unutturabiliyordu. Tüm hayatımız değişiyordu. Benimkisi de öyleydi. Öyle ki şu anda kapısının önünde bulunduğum stadyum bana çok uzaktı. Hatta aşık olduğu...