otuz

5.5K 207 28
                                    

# Şehinşah - Evim

Trabzon'un temiz havasını içime çekmek için derin bir nefes aldım. Karşımdaki ev, köyün ve modern yaşamın güzel bir şekilde harmanlandığı bir evdi. Bu yüzden hayran olmamak elde değildi.

Gözümü alamadığım bu evin sevgilimin ailesinin -bir zamanlar da kendisinin- evi olduğu aklıma geldiğinde içimin titrediğini hissettim. Ben aşık olduğum adamın ailesi ile tanışmaya gelmiştim ve şu anda evin önünde duruyordum.

"Hadi içeri geçelim artık." Başımla Abdülkadir'i onayladım. Havalimanından beni almış ve dakikalar süren bir yolculuktan sonra istediğimiz yere varmıştık. Normalde çok konuşan ben gerginlikten tek kelime edememiştim.

Abdülkadir önde ben de arkada kapının önüne geldiğimizde derin bir nefes aldım. Sevgilim bana hazır mısın manasında bir bakış attığında gözlerimi kapatarak ona cevap verdim.

Onayı aldıktan Abdülkadir zile basmış ve saniyeler içerisinde kapı açılmıştı. Kapıyı açan kişi Abdülkadir'in annesiydi. Önce oğluna sonra da bana baktı. Kaşlarını kaldırıp beni baştan aşağı süzdüğünde kendimi çıplakmış gibi hissetmekten kendimi alamamıştım.

Yaklaşık bir dakika süren inceleme faslından sonra karşımdaki kadının gülümsemesini gördüğümde ben de karşılık olarak gülümsedim. Havva Teyze konuşmadan elleriyle bizi içeri davet etti. Ben de içeri doğru adımlayan Abdülkadir'i bu süreçte taklit ettim.

İlk olarak elimde olan çiçeği ve çikolatayı annesine uzattım. Kendimi istemeye gelmiş gibi hissettiğim bir gerçekti. Havva Teyze elimdekileri alarak yan tarafındaki aile üyelerinden birine verdi. Nazik davranışları karşısında hayran kalmamak elde değildi.

Yeniden tüm dikkatini bana yönlendirdiğinde gergin olduğumu belli etmemeye çalışarak karşımdaki kadının elini öptüm. Ardından zorlukla da olsa dudaklarımı araladım. "Merhaba, Evren ben." Selamun aleyküm mü deseydim acaba?

"Havva. Abdülkadir'in annesiyim." Oldukça samimi bir sesle karşılık verdiğinde biraz olsun rahatlamıştım. Karşımdaki kadını hem başımla hem de sözle onayladım. "Memnun oldum."

Daha sonrasında Abdülkadir'in annesinin arkasında duran babasıyla göz göze geldim. Onun da elini öptüm ve yüzüme bir gülümseme daha yerleştirdim. "Mustafa." diyerek oldukça tok bir sesle karşılık verdi babası. Ben de hanım hanımcık bir sesle memnun olduğumu dile getirdim.

Sıra art arda dizilmiş olan Abdülkadir'in kardeşlerine gelmişti. Boy boy dizilmiş olan erkeklere karşı gülmemek için yanağımı dişledim. Yanlarına iyice yaklaştığımda ilk konuşan sevgilimin adeta kopyası olan ağabeyi olmuştu.

"Furkan ben." Elimi uzatarak Abdülkadir'in ağabeyine samimiyetimi göstermeye çalıştım. "Merhaba. Tanıştığıma memnun oldum."

Ardından kardeşleri Orhan ve Efe ile de tanıştım. Bence Abdülkadir ve Furkan birbirine çok benzerken Orhan ve Efe onlara aykırı olarak dünyaya gelmişti.

"Şurdan içeri girin." Havva Teyze elleri ile ilerleyeceğimiz yeri gösterdi ve Abdülkadir önde ben onun arkasında salona doğru ilerledik.

Havva Teyze ve Mustafa Amca yan yana olacak şekilde çaprazımdaki tekli koltuklara oturmuştu. Ben ise üçlü koltuktaydım. Hemen yanımda Efe vardı ve onun yanında da Abdülkadir. Furkan Abi ve Orhan'a ise sandalyeye oturmak kalmıştı.

Bacaklarımı birbirine yapıştırmış, ellerimi ise kucağımda birleştirmiştim. Sorgu meleklerimin bana soracakları soruları bekliyordum. Birkaç dakikalık sessiz bakışma seansından sonra da beklediğim sohbet başlamıştı.

DERBİ | Abdülkadir ÖmürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin