35

4.5K 507 911
                                    

Hyunjin döndü naber 😎🔫
___________________

"Biraz erken olmadı mı Jeongin?" demiştim el ele nikah dairesinden çıkarken.

"İki hafta bence gayet uzun bir süre Hyunjin, hatırlarsan biz iki haftada birbirimize aşık olmuştuk. Neler neler yaparız bu sürede."

"Haklısın ama mezuniyet törenin de yaklaşıyor ve yapmamız gereken fazlaca şey var."

"Hyunjin," deyip diğer elimi de tutmuş ve önüme geçmişti. "Her şeyi hallederiz, merak etme. Endişelendiğini biliyorum ama güzel olacak tamam mı?"

Olumlu anlamda başımı salladığımda uzanıp dudaklarıma hızlı bir öpücük kondurmuş ve yanıma geçerek tekrar yürümeye başlamıştı.

Jeongin gergin olduğumu kolayca anlayabiliyordu. Beni rahatlatmaya çalışıyordu ama neden bu kadar heyecan yaptığımı anlayamıyordum. Halbuki o çok rahat gibi görünüyordu.

Ona teklif edeli bir hafta olmuştu ve bu süre içerisinde yanımıza Yerim teyzeyi de alıp ailemin yanına gitmiştik. Annem ve babam zaten Yerim teyzeyi tanıdıkları için hiçbir aksaklık olmadan güzelce vakit geçirmiş ve evlilik kararımızı söylemiştik.

Karşı çıkmamışlardı, hoş zaten çıkmayacaklarını da biliyordum.

Şimdi ise Jeongin apar topar nikah dairesine gelip tarih almak istemişti. Teklif ederken bu kadar gergin değildim belki de ama yaklaştıkça içimin kıpır kıpır olmasına engel olamıyordum ve bu bir şeyleri mahvetme düşüncesine yol açıyordu.

Aklımdaki bu düşüncelerden kafamı sallayarak kurtulmaya çalıştım. Her şey güzel olacaktı.

"Düğünü nerede yapsak?" demiştim az öncekine nazaran neşeli çıkan sesimle.

"Bana her yer uygun aslında, basit bir salonda yapabiliriz mesela. Benim düşündüğüm düğünden sonrası."

"Jeongin," deyip gülmeye başlamıştım. "Cidden aklın hep orada mı? Evleniyoruz biz, bunu düşün biraz."

"Hyunjin onun için çok mutluyum zaten hatta bir an önce evlenip seninle yeniden aynı evde yaşamak için bu kadar acele ettim."

"Oh, ev tabii. Yeni bir tane bakmamız gerek değil mi?"

"Hayır ya, ben senin evini seviyorum. Hem geniş bir ev zaten, iki kişiyiz her türlü yeter bize."

"Öyle mi dersin?"

"Evet. Şimdi, daha önemli şeylerle ilgilenmemiz gerek."

"Ne gibi?"

"Giyeceğimiz kıyafetler gibi Hyunjin, damatlık gibi." dediğinde dudaklarımı büzmüştüm. Resmen evleniyorduk, buna inanması çok güçtü.

"Evleniyoruz biz, damatlık bakmalıyız değil mi?"

"Evet sulugöz, hadi gidelim." deyip kolumdan çekiştirmeye başlamıştı.

"Soğan kaçtı gözüme."

"Aynen ondan."

Hızlıca arabaya binip kıyafet seçeceğimiz bir mağazaya gelmiştik. Oldukça şık bir yer gibi gözüküyordu. Girdiğimiz anda bizi karşılayan çalışanlar ve kalitesi uzaktan bile belli olan takımlar bu düşüncemi doğrulamıştı zaten.

Çalışanlardan bir tanesi yanımıza gelip bizi selamlamış ve yardımcı olmuştu.

Birbirinden güzel takımların arasında gezerken Jeongin gözüne ilişen lacivert takımı denemeye gitmişti.

childminder | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin