Yaşadığım hiçbir sıkıntıya hiçbir acıya isyan etmedim hep şükrettim.
Şükretmesini bilen insana yüce Allah da yardım edermiş.
Gerçekten çok doğru bir söz.
Kur'an-ı kerimde Bakara súresinin 286. ayetinde şöyle söylüyor;
"Allah hiçbir nefse gücünün yeteceğinden öte yük yüklemez."
Bazen öyle acılar ile karşılaşırsın ki artık yeter dersin hatta ayakta durmaktan bile zorlanırsın ama unutma ki Allah seni bu dünyada bu acılar ile sınava sokuyor sen bu sınavı iyi bir sonuçlanman için çabalanman lazım ama bunu sakın unutma "Allah kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez ona ..."
Şunu da çok iyi biliyorum ki "Yaşadığım onca acı ve onca sıkıntı bana kaldırabileceğim için verildi..."
Ben bu acıyı sıkıntıyı yaşadıysam kaldırabildiğim için yaşıyorum çünkü Allah beni görüyor ve çığlıklarımı duyuyor beni bu sınavda da yanlız bırakmayan rabbime teşekkür ediyorum.
Siz sanıyor musunuz ki yaşadığımız acıyı tek başımıza yaşıyoruz? Tabiki hayır, sen tek başına odanda kapanıp ağlıyorsun ama unutma ağlamakla geçmez bu acı çünkü Allah istemediği sürece hiçbir acı geçmez.
Biz acı çekerken Allah bizimle beraber kimsem yok deme Allah seninle beraber.
Şunu da unutma ki biz acı çekerken bize direnme gücü Allahtır...
Sen de şimdi ayağa kalk diren ve de ki "Her ne olursa olsun Allah benimle hiçbir zaman beni bırakmaz..."
Rabbimi şöyle buyuruyor ; " Muhakak her zorlukta bir kolaylık vardır,sen umudunu kaybetme..."
Allah sana hem yardım ediyor hem de imtihan'a sokuyor seni...
İşte o güzeldir bizim rabbimiz her insanı öyle güzel yaratmış ve evreni de benzeri olmayacak şekilde kurmuş.
Bazen düşünmüyor da değilim "Atlatamam" dediğim onca acıyi atlattım ve şükürler olsun bitti o acılar...
Şimdi ben atlattım canımın içi sıra sende kalk ve silkelen rabbine dön ve ondan yardım iste.
Sen sanıyorsun ki her acı her sıkıntı geçmez öyle deme canımın içi her sıkıntı acı elbet birgün son bulur.
"Atlatamam" dediğin herşey geçti ve insanı en çok ne korkutur biliyor musun sevgili okurum? Bilmiyorum dediğini duydum ben cevaplayayım Geçmişi insanı en çok geçmişi korkutur çünkü insanı hep geçmiş yıpratır düşersin kalkmaya çalışırsın kalkamazsın ama bir müddet ayakta kalamazsın düşmüş olursun kalkamayabilirsin ama bu seni pes ettiğin anlamına gelmez şöyle düşün bir maçda ilk yarıyı geride kapatırsın maç bitti mi ? Hayır tabiki daha ikinci yarı var yok öyle hemen pes etmek, yani pes etmeyeceksin savaşacaksın.
İnsanın geçmişi senin önündeki en büyük engeldir çünkü insan bir hata yapar geçmişte hatasını anlar ve gün gelir aynı hata ile karşı karşıya kalır ve aynı hatayı yapmaktan korkar.
Atlatamam dediğin ne kadar acı varsa hepsininüstesinden krallar gibi geçmissin.
Allah her kulunun üstesinden geldiği kadar yük verir ona kimseye kaldıramayacağı yükü ona taşıtmaz.
Hiçbir acı seni öldürmez ama o acı hayat ile mücadelende seni güçlü kılar kalkmam dediğin zaman seni kaldırır, ben bittim dediğinde seni yeniden ayaklandırır kısacası acı seni güçlü kılar.
Wiliam Shakespeare ne demiş :
"Bazı acılar ilaç yerine geçer..."
Derdin ve sıkıntın ne olursa olsun hiç farketmez daima sabırlı olacaksın.
Sabır diyince benim direk aklım Hz.eyüp'ün sabır anlayışı geliyor.
Enbiyâ süresinde hz.eyüp'ün sabır anlayışı hakkında şöyle geçer:
"Şüphesiz ki ben derde uğradım şüphesiz ki sennin rabbin meehametlinin en merhametlisidir..." diye geçer.
Ben bir sıkıntı veya derdim olduğunda ellerimi Allah'a doğru açar ve şöyle derim;" Allahım sen bana eyüp sabrı ver"derim...
Siz hiç eyüp sabrını daha önce hiç duydunuz mu ?
Gelin size eyüp sabrını anlatayım.
"Hz.eyüp oldukça varlıklı ve varlığı olduğu kadar da ahlaklı temiz bir insandı.Varlık sahibi olduğu malın mülkün kibrine asla kapılmayan bir insandı ve aynı zamanda sadakasını da asla esirgemeyen bir insandı.
İmtihan böyle birşey belki de hz.Eyüp günün birinde tüm malın varlığı ne varsa hepsini kaybetti.
Çevresindeki onu seven insanlar bile onun üzüldüğü kadar çok üzüldü lakin o yani hz.Eyüp peygamber her zaman "Alanda veren de Allahtır..."
Der ve çok zaman geçmeden evlatlarını da kaybetti.
Evlatlarını da kaybeden eyüp peygamber çevresinde sadece rşi kalmıştı.
Sabrıyla sınanan eyüp peygamber son olarak da sağlığından oldu.
Kalbi ve dili dışında her yeri yara bere içinde kalmıştı.
Yaralar eyüp peygamberi onu öyle ele geçirmişti ki kimse onu tanıyamaz hale geçirdi.
Bu duruma gelmesine rağmen bir gün olsun isyan etmeyen hep sabreden bir peygamber olan hz.eyüp rabbine döndü ve şöyle yalvardı;
"Ya rabbi,artık hastalığım bana zarar veriyor ve sana kulluk görevimi yerine getiremiyorum.Seni zikretmeden,sana ibadet etmeden yaşayamam..."
Allah duasını kabul görmüş ve ona ayağını yere vurmasıyla çıkmış olan su ile yıkandığında ve o sudan içtiğinde iyleşeceğini bildirmiş ve bu şekilde eyüp peygamber iyleşmiş oldu."
Bu durum enbiyâ süresinin 84.ayetinde şöyle geçer:
" Bunun üzerine biz, tarafımızdan bir rahmet ve kulluk edenler için anılacak bir örnek olmak üzere onun duasını kabul ettik; kendisinde dert ve sıkıntı olarak ne varsa giderdik; ona aile efradını, ayrıca bunlarla birlikte bir mislini daha verdik."
Allah sabırlı gösteren kullarını sever.
Bazen sabrın seni yoracak ama sen o yorgunluğa da aşacaksın sende bu güç var emin ol var canımın içi.
Allah derdi verir sıkıntı ile baş edersin ama sonunda selamete varırsın.
Sen sabretmesini bil eğer günün birinde başına birşey gelirse acıların seni boğacak dereceye geldiğinde Allah'a şöyle seslen:
"Allah'ım,bana hz.eyüp sabrından ver ..."
Rabbim her derde düşen sıkınyıyla başa baş kalsığında ona Hz.eyüp sabrı versin...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASUM PANDA
Fiction généraleBizi anlamanız için biz olmanız lazım artık konuşma çünkü ben de sustum ve cümlelerim konuşacak. Şimdi oyun sırası bende, ben ve kitaplarım hepinize yeteriz... Başlama tarihi 30.03 2021