"Pişt, güzel kız bak buraya!" Elimdeki son lokmayı da ağzıma tıkıp bana doğru gelen Cemre'ye doğru baktım.
"Aşkım senden şey isteyeceğim ya, evin anahtarını. Benimki evde kalmış, gece de tüm ofis Zifir Bey'lerin evinde çalışacağız. Ama merak etme ben sana hemen getireceğim anahtarı."
Oturduğum yerden kalktım ve pantolonunun cebindeki anahtarı Cemre'ye uzattım.
"Hiç dert etme bebeğim. Ben aha şurda da yatarım." Sağ işaret parmağımla biraz uzağımızdaki bankı gösterdim.
Aramızda kısa bir gülüşme geçerken Cemre beni öptü ve hızla restoranta doğru adımladı ama çok uzaklaşmadan durup tekrar bana döndü.
"Ben sana yazacağım, yazacağım sana!"Ona bir şey demeden tekrar dikkatimi denize verdim ve düşünmeye başladım.
2 gün önce başvurduğum şirketten yanıt gelir miydi acaba?
Bir hücumla olduğum yerden kalktım ve önümdeki tabağı Ali dayıya teslim edip teşekkür etmeyi de ihmal etmedim.
Havanın giderek soğması, benim de üşümeme sebep oluyordu.
Sahil boyunca öylece yürümeye ve etrafı izlemeye başladım.
El ele, göz göze olan vıcık çiftlerle doluydu sahil.
Ellerimi daha fazla soğukta tutamayarak ceplerime soktum ve olduğum yerden u dönüşü yapıp tekrar Ali dayının minibüs dükkanına yürümeye başladım.
Gözlerimle ayaklarımı izliyor, kafamda şarkı çalıyor, deniz sesleri de şarkıma eşlik ediyordu.
Saatin kaç olduğuna bakmak için telefonum aklıma geldiğinde bir anda olduğum yerde durdum.
Ellerim ceplerimdeydi ve telefonum ceplerimde değilse nerdeydi?
Olduğum yerde 360° döndüm ve çeklerinin içini dışarı çıkardım.
"Bunu mu arıyorsun?"
Hay Allah'ım, sen beni sınıyorsun.
"Ya yine mi yine mi sen!" İki elim de tuzluk şeklindeydi ve refleks olarak hızlıca inip kalktılar.
"Sorumun cevabı bu değil." Elinde tuttuğu telefonumu dikkatimi ona vermem için salladı.
"Nolmuş yani onu arıyorsam, car car car ötersin artık." Ellerimi göğsümde bağladım.
"Al o zaman." Bana uzattığı telefonu almak için uzandığımda, telefonu tutan elini yukarı kaldırdı ve elim boşluğa düştü.
"Çocukla çocuk olmayacağım." dedim ondan bir alıntı yaparak.
Alt dudağı birkaç saniyelik alta kıvrıldı ve yüzüne sinsice bir gülümseme yerleşti.
"Hoşuna gidiyor değil mi?" Ve ekledim.
"Böyle yapmak."Tekrar bana doğru uzattı telefonu.
"Gerçekten al, bu sefer çocukluk yok." Bu sefer harakete geçmeden önce gözlerimle gözlerine baktım sonrasında ise aniden bileğinden yakalayıp telefonumu aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patron Çocuğu
ChickLitO, benim arkamda benim için var olan bir yırtıcı. Ruhunun eliyle elimden tutuyor ve koşulsuz güvenini bana sunuyordu. Bense babasının bir kuklasıydım. Ruhuma taktığı iplerim ellerindeydi ve isteği doğrultusunda yönlendiriliyordu. Yalan çöplüğüne ba...