"Olmamış mı?" dedim boy aynasından arkamdaki beni dikkatlice ve titizlikle inceleyen Cemre'ye bakarken.
"Yani bilemedim." Elini çenesinin altına koydu ve çenesini sıvazladı.
Ben hâlâ etrafımda dönerek kendime bakıyorken, çok beklemeden tekrar konuştu.
"Olmuş olmuş. E, ne zaman gelecek Zifir Bey?"
"Biz onunla Ali abinin orda buluşacağız." Cemre'nin kaşları çatıldı.
"Yani sen tek başına bu güzellikle taa Ali abinin oraya kadar gideceksin öyle mi?" Biraz durdu ve benim cevap vermemi beklemeden karşı çıktı.
"Olmaz öyle şey! Hemen şimdi arıyorsun o patronun olacak herifi, buraya gelmesini söylüyorsun."
Lafının hemen arkasına kapının çalmasıyla gözlerimiz fal taşı gibi açıldı.
"Tesadüf." dedim ve kapıyı açmak için bir iki sarsak adım atıp kapıyı araladım ama aralamam ile kapatmam bir oldu.
"Yuh Cemre, yuh! Ne ara konum attın?" Cemre iki elini de havaya kaldırdı.
"Valla ben bir şey yapmadım." Kapı tekrar çaldığında, şapşal gülümsememi yüzüme takındım ve kapıyı yavaşça araladım.
"Zifir Bey, bu ne büyük süpriz böyle?" dedi Cemre kapıya adımlayarak.
"Görüşme için Ahu ile buluşacaktım ancak yağmur çiseliyor, geleyim dedim."
Cemre sağ eliyle kolumu tutup beni kapı arkasından çıkardığında ben ayaklarıma bakıyordum.
"Ne güzel düşünmüşsünüz. Ahu da hazırdı zaten." Zifir'i aşağıdan yukarı yavaşça süzerek gözlerimi gözlerine çıkardım. Kaşları havadaydı. Bu hareketine karşılık ne yapacağımı bilemeyerek her iki perçemimi de kulağımın arkasına sıkıştırdım.
"Evet, hazırım." dedim ben de Cemre'yi onaylayarak.
"Çıkalım o halde."
Bu lafına gülümsedim ve dışarı doğru yürüdüm. Cemre arkamızdan kapıyı kapatırken ben gündüze göre daha iyi bir performansla yürüyordum ancak arada sarsıntı adımlarım eksik olmuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patron Çocuğu
ChickLitO, benim arkamda benim için var olan bir yırtıcı. Ruhunun eliyle elimden tutuyor ve koşulsuz güvenini bana sunuyordu. Bense babasının bir kuklasıydım. Ruhuma taktığı iplerim ellerindeydi ve isteği doğrultusunda yönlendiriliyordu. Yalan çöplüğüne ba...