20.Bölüm|Pembe Yalanlar•Başlangıç•

298 15 0
                                    

Media:Ahu Yıldız💜👀

Yıldız'ımızı parlatır mısın🌟

Şimdii gel gelelim bölümümüze
Umarim hosuna gider💜
Erken saliyorumm ona goree bu kiyagimi yaz😌💪




"Ya, gerçekten mi!" Cemre elindeki soğuk kahvesinden bir yudum daha aldı.

"Gerçekten sen şuan kısa bir şeyler giydin, gerçekten? Haziran gelmeden?"

"Gerçekten sen şuan kısa bir şeyler giydin, gerçekten? Haziran gelmeden?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"E yani. Sonuçta Selim Bey'in-" ağzıma elimdeki son fındığı da atıp masanın üzerindeki kahveye eğildim ve elime aldım.

"Koskoca Selim Bey'in asistanı oldum."

"He, yani ondan." dedi Cemre önümden mutfağa geçerken.

"Tabii ondan, başka neyden olacak?" Elimdeki kupamı başıma diktim ve içindeki kahveyi bitirip ben de mutfağa girdim.

"Zifir ile alakası yok yani?" Ben bulaşık makinesine kupamı koyarken Cemre'nin sorduğu soruyla bir anlık durdum ve dikkatimi karşımdaki balkona verdim.

"Öf, sen de her şey de Zifir'i ara zaten." Kupayı yerleştirip makinenin kapağını kapatıp mutfaktan çıkmak için harakete geçtim.

Kapıya dayanmış olan Cemre'nin yanından geçtim ve hiç durmadan kapıya ilerledim.

"Zifir'in haberi var mı? Babasının asistanı olduğundan?"

Spor beyaz ayakkabılarımı giyip bağcıklarımı bağlamak için eğildiğimde sanki onu anlamamış gibi "he?" diye sordum.

"Diyorum ki, Zifir'in haberi var mı? Senden? Selim Bey'in asistanı olduğundan?"

"He?" diye tekrarladım ve ayakkabımdaki son işlemi yapıp doğruldum.

"Çok öptüm seni, akşam baloda görüşürüz." Elimle ona bir öpücük gönderip kapıyı kendime doğru açtım ve dışarı çıktım.

"Bekle ne!?" Arkamdan bana bağırırken sorusuna cevap veremeden ya da sorusunu bitirmesine olanak sağlayamadan kapıyı onun üzerine kapattım. Bahçeden geçip, caddeye çıktığımda kafamda Zifir'e söyleyebileceğim yalan metinleri kurmaya çalışıyordum.

"Birçok kez istifa ettim, yani ettim denebilir ve şuan tekrar oraya gidiyorum? Ama ne, işte, ne diyeceğim de inanacak?" Kendimle tartışıyordum.

"Baban ya baban koskoca Dağlar Holding sahibi Selim Dağlar." Elimi önüme doğru açıp sanki onun büyüklüğünü önümde ölçüyormuş gibi indirip kaldırdım.

"Ov. Ooov." dememe engel olamadım. Ses tonum daha kalın çıkmıştı.

"Yani, bu kadar olmasa da." dedim ve kollarım arasındaki mesafeyi kısaltıp daha yavaş aşağı yukarı salladım.

Patron ÇocuğuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin