"Bakın ben bu laubaliliğiniz karşısında burda çalışmam."
Kahvesini yaptığı siyah kupasını tezgahtan alıp, bir yudum alırken mutfaktan çıktı.
"Sizli bizli olduk hemen bakıyorum." Ona yetişmeye çalışırken, bir yandan da laf yetiştirmeye çalışıyordum.
"İş hayatı ve iş dışındaki normal hayatımız farklı." Asansör önüne geldiğinde ben de onunla aniden durdum ve ekledim.
"Ki, sizin ile bizim normal yaşantımız olmayacağı için problem yok."
Kahvesinden tekrar bir yudum alırken yandan bana baktı.
Önüme dönüp asansörün kaçta olduğuna bakıyorken bir şey demedi.Asansör kata gelip iki kapısını da araladığında onu beklemeden hemen ben girdim ve onun da girmesi için köşeye sıvıştım.
İkimiz de hiçbir sohbete girmeden asansör 2. kata geldi ve o önde ben arkada çıktım.
"Ne zaman başlayacağım?" dedim onu hızlı adımlarımla takip ederken.
O bana cevap vermeden önce, bize doğru gelen, elinde siyah sekreterliği olan kadına laf attı.
"Bana Yağmur'u çağır."
Arkalı önlü onun odasına girerken onun oturmasını izledim.
Bana sağ eliyle önündeki sandalyeleri gösterdiğinde gülümsedim ve başımla reddettim.
"Hep böyle misindir?"
Kaşlarım çatıldı."Efendim?"
"Böyle yani." dedi sağ elini uzatıp parmak uçlarıyla beni boydan boya gösterirken.
Ne kast ettiğini anlamamış, sormaya da fırsatım kalmamıştı.
Kapı hafifçe tıklandı ve içeri güzel bir kadın girdi."Zifir Bey beni çağırtmışsınız."
"Yağmur, bu yeni asistanım. Ona gerekli olan her şeyi anlatmanı ve yardım etmeni istiyorum."
Yüzüme koca bir gülümseme yerleştirip ona baktım. Kibirli bir yüz ifadesiyle beni başımdan ayak parmak uçlarıma kadar süzdü.
"Pardon?" dedim dikkatini yüzüme çekmek için.
"Neye bakmıştınız acaba?" diye de beklemeden ekledim.
"İlk önce kıyafetinden başlamalıyız." Onun bana karışması canımı sıkmıştı. Gömleklerimin etek ucundan tutup kaşlarımı çattım.
"Bu gömlek ne kadar, biliyor musun sen?"
"Pardon canım adın neydi senin?" dedi yüzündeki kibiri de ses tonuna bulaştırıp.
"Ben Cemre'den gereken her şeyi öğrendim Zifir Bey, siz iyi bir asistan olacağımdan emin olabilirsiniz."
Yalan söyledim.
"Yağmur, çıkabilirsin."
"Cemre'nin sana verdiği planda da göreceğin üzere bugün önemli bir görüşmem var. Benimle geliyorsun." dedi ve beni tekrar süzdü. "Daha resmi bir kıyafetle."
"N-ne?" Kekelememe engel olamadım.
"Plan mı?"
Kaşları çatıldı. "Evet Cemre'nin sana vermiş olduğu, şirketin aylık planı."
Yavaşça saçımı kaşıdım. "Aa, evet evet. Verdi verdi. O ben de, evet biliyorum."
"Gerekli hazırlıklarını yap, seni akşam 7'de Ali abinin oradan alacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patron Çocuğu
ChickLitO, benim arkamda benim için var olan bir yırtıcı. Ruhunun eliyle elimden tutuyor ve koşulsuz güvenini bana sunuyordu. Bense babasının bir kuklasıydım. Ruhuma taktığı iplerim ellerindeydi ve isteği doğrultusunda yönlendiriliyordu. Yalan çöplüğüne ba...