7.Bölüm|"Git."

497 23 3
                                    

"Neymiş efendim, asabiliğim neredeymiş, neymiş efendim şıklığı her kızın aklını alırmış da normalmiş. Patlatacaktım ağzına bir tane, sonra aklım başımda mı değil mi görecekti o."

Cemre de yatakta benim karşıma geçip o da benim gibi bağdaş kurdu ve kucağımdaki mor kılıflı yastıktan ellerimi ellerine aldı.

"Şimdi sana 2 tane sorum var ama dürüst olmanı istiyorum."

Başımı olumlu anlamda aşağı yukarı yavaşça salladım.

"Hiç düşündün mü, onun da haklı olabileceğini? Yani bir anlık bile olsa kapılmış olamaz mısın? Hem kapılsan bile bu kötü bir şey değil ki."

Cemre'nin bu sorusuna karşılık yüzüm ekşidi.

"Hemen cevap verme, sadece düşün."

Dediğini yaptım ve kendime biraz düşünme payı ayırdım.

"İyi misin?" 
Saçlarım gözlerimi örtmüş, ellerim sıkı sıkıya Zifir Bey'in sol kolunu tutmuş, bedenim de ona yaslanmıştı.

İstemsizce elim saçıma gidip, perçemimi kulağımın arkasına sıkıştırırken Cemre'ye baktım.

"Hayır, etkilenmedim."

Telefonuma gelen bildirimle ikimizin dikkati de yastığın üzerindeki telefonuma kayarken Cemre ellerimi bıraktı ve ben ise telefonuma gelen bildirime baktım.

Zifir Bey'den 1 okunmamış mesaj.

"Bu saatte kimden gelmiş?"

"Hiç, vodofone." Biraz durdum ve düşünmek için kendime zaman yaratmak adına yalnız kalmak istedim.

"Ben yatacağım."

"İyi geceler fıstık." Cemre'nin odamdan çıkışını izliyip, o çıktıktan sonra hemen panelden bildirimi okudum.

Gönderen:Zifir Bey
Yarın sabah ofise geçmeden evime gel. (01.11)

***

Zifir Bey'in gönderdiği konuma göre taksi koca bir evin önünde durduğunda, parayı ödeyip taksiden indim.

Çok beklemeden koca kapıdan girip yeşil çimlerin aksine taşlarla oluşturulmuş yoldan yürüdüm.

Kapının önüne gelip, derin bir nefes aldım ve kapıyı çaldım.

Kapı umduğumdan daha geç açılırken, kucağındaki sekreterliği daha da sıkı tuttum.

"Merhaba, ben Zifir Bey'in asistanıyım. Kendisi evde mi acaba?"

Gülümsedi. Üzerindeki gömlek baldırlarına kadar geliyor, altın sarısı saçları omuzlarından dökülüyordu.

"Bu kadar erken geleceğini düşünmemiştim." Kızın omzundan Zifir Bey'e baktım.

Üzeri çıplak, saçları dağınıktı. Yeni uyanmış gibi duruyordu.

"Rahatsız ettim, ben ofise geçiyorum Zifir Bey. " Lafını beklemeden arkamı döndüm ve boğazıma oturan yumruyu yutkunarak geçirmeye çalıştım.

Elim bahçe kapısını açmak için gittiğinde beni bi anlık duraklatan şey Zifir Bey'in sesiydi.

"Ahu!" Adımı seslenmesine rağmen durmadım ve bahçeden çıktım.

"Ahu, bekle!" Yoldan geçen bir taksiyi Zifir Bey bana yetişmeden durdurdum ve kapıyı açıp binecekken, sol kolumdan tutup binmeme izin vermedi.

"Git dayı sen." Açtığım kapıyı kapatıp, taksinin gidişini seyrettim.

"Ne yapıyorsunuz?" Kaşlarım çatıktı ve kanlı gözlerine bakıyordum.

"Birlikte geçeriz ofise."

"Kolumu bırakın."
Kolumdaki elini yavaşça indirdi.

"Beni neden çağırmıştınız?" dedim asıl konumuza gelerek.

Üzerine aldığı siyah gömleğini iliklemeye başladı.

"Günüm güzel geçsin diye." Yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

"Size daha önce de söylemiştim. Aramızda sadece pat-" lafımı kesip o tamamladı.

"Patron-asistan ilişkisi evet. Şuan da da ben senin patronunum, sen benim asistanımsın."

Gözlerimi devirdim ve ona arkamı dönmek üzereyken tekrar kolumu tuttu.

"Gece düşündüm."

"Evet, evet düşünmüşsünüz, eminim düşündüğünüze. Şimdi de tekrar bırakın kolumu da gideyim."

Kolumdaki elini aniden belime yerleştirdiğinde ne yaptığını o hızda anlayamamıştım.

Beni kendine doğru çekip, yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

"Bak dün gece amacım aramıza duvar örmek değildi." Ellerim göğsündeydi ve boğazım kurumuştu.

"Sen zorsun." diye ekledi sonra.

"Eğer gelecekte çocuk düşünüyorsanız, bırakın beni. Ben olsam bırakırdım."

"Bırakırsam, gidecek misin?" Bu sorusu beni afallatmıştı.

"Bana bakın." dedim ve onu ittim. Başarılı olmuştum.

"Ben böyle şartlarda çalışamam!" Sesim umduğumdan gürdü.

"Bu son görüşmemiz!" Hemen lafımın arkasından zaten kapalı olan havada şimşek çaktı ve aniden sağnak yağmur yağmaya başladı.

"Görüyor musun?" dedi ıslak kumral saçları alnına yapışmış Zifir.

"Senin gitmene gökyüzü ağlıyor."

Başımı olumsuz anlamda salladım ve birkaç adım geri gittim.

"Karşıma çıkmayın."

O bana doğru gelip aramızdaki mesafeyi biraz daha kısalttı.

"Sen." dedi ve durdu.

"Gitmek mi istiyorsun?" Tekrar durdu ve yutkundu.

"Git ve hayatını yaşa."

Ahh bölüm sonu❤💟



Patron ÇocuğuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin