6

1K 31 51
                                    


.

..4-cü sezon setinin ilk haftaları...

Seti biter bitmez koşarmışcasına hazırlandı Şevval. Galiba yaşananları hâlâ hazmedemiyordu ve ya uzun bir aradan sonra Barışı tekrar görmek, kendisine hiç iyi gelmemişti.

Bu gün sete kendi karavanıyla gelmişti kadın ve dolayısıyla da, onunla dönecekti. Karavana girince elindekileri çabucak bir kenara bıraktı. Işıkları açmaya çalıştı ve arkadan vuran rüzgârı hiss etmesiyle kafasını azacık sağa doğru çevirdi. Pencereni açık görünce kendi-kendine "ben bunu kapatmamışmıydım?" diye sordu. Işıkları açtığı an, beline dolanan ellerden dolayı korkarak bağırmaya başladı. Anında kendisine sarılan kişi, sol elini kadının ağzına götürdü. Kadının ağzını sıkı sıkı tutarken, öbür eli hâlâ belindeydi.

"Elimi çekiyorum,ama bağırma. Tamam mı?"diye sordu adam.

Sakince olumlu anlamda kafasını yelledi kadın. Elin ağzından çekilmesiyle, tekrar beline dolanan ikinci bir elle derin bir nefes aldı kadın. "Manyak mısın sen oğlum?!"diye çıkışırken, adamın dudaklarını kendi boynunda hiss etmesi gecikmedi.

"Bana bu geceyi de, hediye et..."diye mırıldandı adam. Kadının belini aynı anda hem sıkıyor, hemde okşuyordu .

"Bunca ay sonra,hiç bir şey hakkında konuşmadan, hiç bir şeyi tartışmadan, bana bunu nasıl söyleye biliyorsun Barış?"diye uzunca bir soru sordu kadın. Zira ilk ve son birliktelikleri dizinin 3cü sezonunun sonunda gerçekleşmişti.

"O gün senin aslında sarhoş olmadığını ve bilincinin de, yerinde olduğunu biliyorum Şevval!"derken adam,kadını kendine doğru çevirdi.

"Ne?"diye isterik bir sesle kafasını ve belini geri çekerek, yay gibi gerildi kadın.

"Nasıl oluyorda lise son sınıftayken rus vodkasını su gibi içen Şevval Sam, bir kaç kadeh rakıdan sonra, sarhoş ola biliryor? Ha?"diye yanıtlarken adam, kadının belini her iki eliyle sıkıca kavramış ve kendine bastırmaya hâlâ devam ediyordu.

Kadının hâlâ şaşkın şaşkın bakmaya devam ettiğini görmesiyle ,kendini bir açıklama yapmak zorunda hissetti Barış. "Senin röportajını izledim,hemde dün gece."diye söyledi.

Kedi yavrusu gibi bakmaya başladı kadın. Hiç bir şey söylemeden sadece adamı yüzünü izlemeyi seçti.

"Sana bir şey itiraf edeceğim Şevval " diye gözlerini kadının gözlerine kenetlendi adam. "O gün bende, yeterince sarhoş değildim ve sabah uyandığımda her şeyi gün gibi hatırlıyordum." diye eklerken,kadının kalbinin çarpıntısını duya biliyordu artık. Yutkunarak monologuna devam etti adam. "Şevval bilincim yerineydi benim,ben de sarhoş deyildim,aynı senin gibi hemde..."

" Seni kullandığımı zann etmiştim Barış..."diye sitem ederken, son derece sakindi kadın.

Kafasını bir öne, bir arkaya doğru yelledi adam ve "Kabullenmesi zor, biliyorum ama biz o geceni her ikimiz bile-isteğe, kendi rızamızla yaşadık." diye ekledi. "Ayrıca, bende uzun bir süre seni kullandığımı zannetdim ve onun suçluluğunu omuzlarımda taşıdım ."

"Üzgünüm..." şeklinde yanıtlarken, badının burnu, içindeki hüzünden dolayı kıp-kırmızıydı.

Kaşları üzgünlükten doğan çatılma ile aşağı inerken, "Bir kere öpsem..." diye mırıldandı adam.

Sakince kafasının aşağı-yukarı hareketleri ile onayladı kadın. Zira artık adamın dudakları yüzünün sağ tarafının elmacık kemiklerinden başlayarak, aynı tarafın köprücük kemiklerine kadar ulaşmıştı.

HATIRAN YETERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin