37

757 30 47
                                    

Yatakta yatarken odasına giren kadın için ayaklanmaya çalıştı Ayşegül.

"Anne?"

Eliyle otur işareti yaparak "Rahatsız olma lütfen. " dedi yaşlı kadın. Yatağın eteğine otururken sol elini kadının da sol elinin üstüne koydu. Kadının elini okşayarak sakin bir şekilde "Kızım..."diye hitab etti ona.

"Her şey iyi merak etme anne. "

"Sen mi ararsın, ben mi arayayım?"

"Ben...bu saatte onu aramak istemiyorum."

"Tamam,ben ararım o zaman."derken kadın kendinden emin bir şekilde, ayağa kalkarak kendi odasına doğru yürümeye başladı.

*********

Gözlüğünü gözünden çıkartarak  dolabın üstünde bıraktı Şevval. Aynı yere elinde tutmuş olduğu kitabı bırakınca da, yatağın içinde aşağıya doğru hafifçe kaydı ve kafasının yastığa değmesini sağladı. 

Kadının nihayet uyumaga çalıştığını anlamasıyla sırtı kendine dönük olan kadının beline sarıldı adam. Boynuna bir kaç tane ıslak öpücük bırakırken isteğini bildirmek adına mırıldanmayı da, ihmal etmedi.

Hâlâ, günlerdir Ayşeden bir hamle bekliyordu Şevval. Fakat artık adamdan daha fazla kacamayacağının  da gayet iyi farkındaydı. Öte yandan da için de günden güne biriken hissin yanı sıra adama karşı olan istekte kalmaktaydı.

Hâlâ sakin duran kadına bakarak iç geçirdi adam. Kafasını kadının boynuna yaslayarak dilinin altından fısıltı ile konuşmaya başladı.

"Neden bu kadar soğuksun Şevval?"

Adama ne diyeceğini kestiremeden öylece durdu Şevval ve hiç kıpırdamadı. Barışsa hâlâ konuşuyordu.

"Dön bana.."

"Hadi Şevi 'm...dön bana..."

Sol eli ile kadının göğsünü okşarken, sağ elini de, boynunun altından geçirmeye çalışıyordu.

"Ne bu soğukluk? Ne bu tavır?"

Dönmemekte kararlıyken  kadın, tavır lafını duymasıyla yüzünü adama taraf çevirdi.

"Uykum var."

"Sabahta vardı, öğlende. Ne bu uyku merakı?"

Doğru söylüyordu adam aslında. Evet, kadın günlerdir adamdan kaçıyordu. Kendine yediremiyordu aslında düşmüş olduğu durumu.

"Yorgunum. Dizinin yoğunluğu hâlâ üzerimde benim."

Kadından aldığı yanıtla gülümserken adam, hafif bir şekilde kadının dudaklarını kavradı.

"Neler oluyor Şevi 'm?" Masumane bir bakışla kadının gözlerini takip etti.

Tedirgin bir şekilde "Hiç bir şey!"diyerek yanıtladı Şevval. Adama karşı koyamadığınin çok iyi farkındaydı.
 
"Ben anlıyorum ama ...var sende bir şeyler...ve ..ve bana...söylememekte kararlısın sanki..."

Bir çift siyaha çalan gozlerini kadının mavi küreleriyle kesiştirirken, kendi kalbinin yuksek sesli çarpıntısını fark etmese olmazdı Barış.

"Yok birşey. Kendinden kurma."

"Anlarım ben Şevi'm. Kaç gündür yüzün asık senin. Neredeyse hiç gülmüyorsun. Kendini zorlamakla olmuyor bu işler."

Hâlâ sırtını okşamaya devam ederken kadının, yavaş hareketlerle üzerine çıkmaya gayret etti adam.

"Doğruyu söyle bana. Senin canını sıkan şey nedir?"

HATIRAN YETERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin