11

1.1K 30 20
                                    

Guys! BEN VARIM hikayesinde de yaptığım gibi bu hikayede de,  "yardım,tanıtım,soru " gibi içerikleri kaldırdım. Artık rahatlıkla sadece bölümlere ulaşa biliriz💛

Sabahın ilk ışıkları ile birinci gözünü açan kadın oldu. Esneyerek ellerini havaya kaldırdı ve gerilmeye çalıştı. Rahatladığı an, yatakta oturup çatlamak üzere olan başını ellerinin arasına aldı. Sağ tarafına baktı ve gülümsedi. Ellerini, yüz üstü yatan adamın sırtında gezindirdi ve sağ kolunu okşadıktan sonra, aynı elini ilk önce kendi boynunda, sonra ise karnı ve dudaklarında gezindirdi. Sanki adamı tekrar hiss etmek istiyordu, ama bunun pekte mümkün olmayacağının,bilhakis doğru olmayacağının farkındaydı. Kısa bir süre için sakince oturarak ne yapacağı hakkında düşündü. Kabul etmek zorunda olduğu şeyler vardır ki, mesela adamın evli, kendisinin ise uzun sürelik bir ilişki içinde olduğu gibi, bunları göz ardı edemezdi. Ayrıca adam,kendisinin partneriydi ki, dün gece eğer ateşi başına vurmasaydı, hâlâ sadece partneri olarak kalacaktı. Ama artık çok geçti ve belkide hiç bir şey olmamış gibi davranmak yerine, sadece hatırlamıyormuş gibi yapmak en iyisi,hatta en doğrusu olacaktı.  Yeni en azından gelen sezon bir-birlerinin yüzlerine baka bilecektiler. Ya da sadece kadın öyle zann ediyordu.

Ilk önce dudaklarını adamın kafasına yaklaştırdı Şevval ve iyice kokladıktan sonra yumuşak bir şekilde başından öptü. Bir anlık kendini yalnız bir oyuncu gibi hiss etti ve bazı şeyleri maziye gömerek rafa kaldırmaya karar verdi.

Deli gibi adamın kolundan çekiştirerek "Barış...Barış...uyan...."diye bağırmaya başladı.

Zar-zor gözlerini açtı adam ve "niye bağırıyorsun Şevval?"diyerek çıkıştı.

"Ya senin burada ne işin var?! Bir de soruyormusun ?! Şu halimize bir bak! Ne yapmışız biz!"diye durmadan ve nefes dahi almadan saydırdı .

Kaşlarını çatarak üzerinden hafifçe kaldırdığı örtüden içeriye doğru baktı adam. Sol eli ile çenesini ovdu ve kadına "hatırlamıyor musun?"diye sordu.

Kekeleyerek "hayır " dedi kadın. Çok geçmeden aynı şekilde adama, "sen?!"diye sordu.

Eşini, çocuklarını ve partneriyle olan münasebetini, ayrıca işin derinliğini düşünürek sakince kadının gözlerine baktı ve kadının tekrardan sormuş olduğu "Barış, dün geceyi hatırlıyor musun?"sorusunu, "biz buraya nasıl geldik Şevval?!"şeklinde yanıtladı.

Anlaşılan ikisi de, aynı oyunu sürdürmeye karar vermişlerdi. Peki ya sonra? Bir kaç ay sonra tekrar karşılaştıklarında her şeyi eskisi gibi sürdüre bilecekler miydi?! Işte bu konu tartışılır....

***********

Uyandıktan sadece bir saat sonra kendi evine vardı adam. Evine girince hüküm   süren sakinlik iliklerine işledi. Kendi kendine "ben ne yaptım?" diye düşünürken, kanepede kıvrılarak , yumruk ettiği ellerini göğsüne sıkan ve uyuyan eşini gördü. Sakince baş ucuna yaklaşmasıyla kalbinde hiss ettiyi sızının kat sayısı artmaya başladı. Titreyen dudaklarını bir-birine sıktı. Ellerinden birini kadının bacaklarının, diğerini ise boynunun altından geçirmek istedi ki, kadın hemencecik uyanıp, zar-zor açtığı kipriklerinin yardımıyla kısık bir sesle "Barış?"diye sordu.

A: Saat kaç?
B: 10 olmuş.
A: Çocuklar?
B: Hâlâ uyanmamışlar anladığım kadarıyla.
A: (kokunu duyar)...içtin mi sen?
B:(heyecanlanır) içtim..
A: (elini sol yanağına koyarak) Tamam,biliyorum bana kızgınsın, ama ne olur bir daha böyle yapma.

Adamın melül melül bakmasıyla kadın, sözlerine devam etti.

A: Yani...her kes hata yapa bilir. Hatta ben fazla bile uzatmış ola bilirim ve inanki gerçekten pişmanım. Affet beni,ha?

Derken kadın, kendini zorla gülümsemeye zorladı ve gözlerine gelen yaşa hakim olmaya çalıştı.

Çok iyi tanıyordu kadını, adam. Ağlamaya hazır olduğunu, buna rağmen direndiyini biliyordu. Galiba çok beklemeye ve ya üste çıkmaya hiç gerek yoktu. Sadece kendisinin bırakmış olduğu hatanı telafi edemese bile,kadını mutlu etmeye çalışa bilirdi. Hâlâ kendinden bir cevap bekleyerek, yanağını okşayan kadına baktı. Elini yüzünden hafifçe almasıyla avuç içinden öptü. "Geçti artık " dedi, zoraki bir gülümseme ile. Dedi ve az önce yapmaya çalışıpta  yapamadığı şeyi gerçekleştirdi. Kadının kucağına almasıyla, sakince yatağına doğru taşıdı. Yatağa bırakmış olduğu kadına gülümseyerek "Duşa girsem iyi olacak, çocuklar beni bu halde görmesin "dedi. Anında kadından gelen "sen gece nerede kaldın peki?"sorusuyla afalladı ve kendini toparlamaya çalıştı.  "Dedim ya setten arkadaşlarlaydım diye" söylerken, kadının çatık kaşlarını fark etmesiyle daha geniş açıklama yapmak zorunda hiss etti kendini ve "yer ayarlamıştılar, meyhane gibi bir yerdi, sahibi tanıdıkmış zaten,kapana sıkılmış fare gibi sabaha kadar aynı masa etrafında oturduk" diye ilave etti.

"Uykunu almış görünüyorsun ama..."diyen kadına, mağlup olmak istemedi adam, "en fazla iki saat uyumuş ola bilirim, o da oturuk pozisyonda" diye ekledikten sonra,kaçarmış gibi kendini banyoya attı adam. Anlaşılan kaçmak en doğrusuydu .

Kendini soğuk suyun altına attı adam. Zira bedenine hüküm eden ateşi yanlız soğuk su söndüre bilirdi. Omuzlarına değen her damlada, gecesini geçirdiği  kadının parmak uçlarını hiss etti. Göğsünden akan her su damlası, kadının teninin sıcaklığını yaşattı adama.

"Bana,beni ne kadar çok istediğini söyle..."

"Çok mu içtin sen?"

"Ya ben de hatırlamazsam?"

"Seninle arkadaş olmak istemiyorum, Barış!"

"Oynama benimle."

"Izin verme o zaman..."

Anında gece boyu sahiplendiği bedeni tekrardan arzuladı. Kendi içinde yaranan kıpırdanma sonrası kafasını aşağı eğerek , dik duran cinsel organına baktı ve eline aldığı gibi "beni soktuğun hale bak " diyerek hafif bir kahkaha attı, ereksiyonu atlatmaya ve boşalmaya çalıştı.

**********

Karavanını evinindi önünde durdurdu kadın. Inmeye hazırlandığı an,kafasını arkaya çevirerek az önce toparladığı yatağa baktı. Kanepe haline getirememişti yatağı. Istedi aslında ama yapamadı ve galiba, uzun bir süre ne Prense'se,ne yatağa ne de, örtülere dokunamaycaktı.

Evinden içeri girdiği an önüne koşan kendileri için yere eğildi Şevval. Hepsini teker teker okşayıp, sevtikten sonra , kendine doğru bir kaç adım atarak "merak etme karınları tok"diyen adama baktı. Ne diyeceğini şaşırdı. "Keşke daha erken,sen uyanmadan gele bilseydim "diye geçirdi içinden. Ama nafile geçikmişti artık.

S: Nasılsın?(gülümser)
Ş:(kafa yeller) Iyiyim. S-sen?
S: (gülümser) Bende. Açmısın? Yemedim bende seni bekledim...
Ş: (kaşlarını çatarak)Ne zamandır uyanıksın?
S: Uyandığımda sabah 6'ıydı.
Ş: Ben...Demetlerleydim...ben..
S: Tamam canım bir sorun yok. Geç içeri bir elini yüzünü yıka, masanı hazırlarım ben,yerken de, konuşuruz.
Ş: Hı hı...tamam.

Yaşamış olduğu hayal kırıklığının kat sayısı git-gide artıyordu kadının. Kendini gülümsemeye zorladı ve banyoya dahil oldu. Saniyelerce kapattığı kapıya yaslandı, ellerini yüzüne tutarak aynaya yaklaştı ve ellerini lavabonun kenarlarında sabitleyerek aynadan kendini izledi. "Bunu ona nasıl yaptım?!"diyerek titreyen dudağını ısırdı. Hızla çarpan kalbi eşliğinde,  akmak için izin isteyen göz yaşlarını önlemeye çalıştı. En azından adam, kadının bu haline şahit olmamalıydı . Parmak uçlarını göz pınarlarına bastırarak, ağzına bir yudum su aldı ve çalkalayarak tükürdü . Elini yüzünü yıkadığı gibi, kendini dışarı attı ve masada onu bekleyen adamın tam karşısına oturdu.

HATIRAN YETERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin