18

986 28 49
                                    

Arabasında ilerlerken müziği açtı adam. Sık - sık dinlediği bir şarkıydı, çalan parça. Genelde eşiyle dinlerlerdi. O yüzden arabanın müzik hafızasından hiç eksik etmezdi . Duyduğu mısranı gülümseyerek kendi-kendine söylemeye başladı.

Bir yanda yaşanan o güzel günler
Bir yanda anılar bir yanda dünler
Seni yaşatacak neler var neler
Bir gün gitsen bile hatıran yeter...
Bir gün gitsen bile hatıran yeter...

"Gerçekten ya.." dedi kendi-kendine. Düşündüğü şeyle kendini suçladı ve yine, iki kadını kıyasladı. Biri geceydi,diğeri gündüz. "Peki ya ben neyim?"diye sorgularken, artık bır kanıya varmıştı. "Evet...ısıtan bir güneş! " peki önemli olan ve cevabını bulamadığı şey şuydu "Peki onlardan hangisi gece,hangisi gündüz? Ben hangisinde doğarım? Hangisinde batarım?" diye düşünürken kendi içinden,  gideceği yere varmıştı artık.

Otomobilini park ettikten sonra eski ve çok ucuz sayılan otele doğru adımladı adam. Gözlüğünü bir an bile olsun çıkarmadı. Maskesi de, zaten tanınmaması için yardımcı olan ikinci şeydi.

Odaya girdiği an, sakince bir kenarda oturarak kahvesini yudumlayan kadının anlamsız bakışları ile karşılaştı. Üstünü çıkardıktan sonra elini yüzünü de, yıkadı ve geçip, kadının karşısında oturdu.

Ş: Kahve?
B: Teşekkür ederim.
Ş: Nasılsın?
B: Fena değilim.  Sen?
Ş: Bende öyle.

Kafasını yellemekle yetindi adam. Zira kadının bakışları artık sorgulayıcı tarzdaydı.

B: Ee....(yutkunur) Konuşmamız gerektiğini biliyorum.
Ş: Çok güzel bir başlangıç!
B: Şevval lütfen...
Ş:(kafa yeller) Tamam...
B: Seni üzdüğümü,kırdığımı ve incittiğimi biliyorum. Inan ki bunun   böyle  olmasını bende istemezdim . (Ellerini tutar) Eğer bana bazı şeyleri düşünmek için, biraz daha zaman verirsen,  daha sağlıklı bir karar vere bilirim.

Ellerini adamın avuçlarından çekti kadın. Ne de olsa bu yersiz hareket için artık lüzum yoktu.

Ş: Ben sana geçen defa da söyledim Barış! Benimle oynama dedim. Tamam, belki bir takım hislere yenik düşmüş ola bilirim. Ama ömrümün sonuna kadar evli bir adamın sığınma yeri olacak değilim. Ayrıca, bu işin pek fazla konuşacak yanı da, yok zaten. Ani bir istekle, bir kaç kez birlikte olduk ve bitti. (Omuz silker) Şimdi sen buradan çıkıyorsun ve işlerin biter-bitmez direk ailenin yanına dönüyorsun. (Sakin bir şekilde)

Şaşırdı adam ve gözlerini bir kaç kez kırpıştırdı. Kendine gelmeye ve duyduklarını hazm etmeye çalıştı.

B: Bitti mi yani?
Ş: Başlamış mıydı?
B: Şaka mı yapıyorsun Şevval?! Başlamış mıydı ne demek?
Ş: Barış, sen benimle durmadan konuşmaktan kaçarsan ve şimdide karşıma çıkıp "bana düşünmek için zaman tanı" dersen, bende her şeyi kolayca yaşanmamış sayarım!

Ettiği el jestlerine ve göz bereltmelerine  son vererek ayağa kalktı kadın. Odanın içinde bir sağa, bir sola hareket ederek, ellerini koynunda çaprazladı. Adamsa hala susuyor ve sadece kös-kös oturuyordu .

Ş: Ya ben hiç bir şey için değil de, Sarp'a ettiğim ihanetten dolayı pişmanım. Keşke o gün ölüpte yerin dibine girseydim! Senin gibi bir eğlence arayışında olan adam yüzünden, gül gibi insanı boynuzladım!

Belkide bardağı taşıran son damlaydı Sarpın ismi. Ayağa kalkarak deminden beri korumuş olduğu sessizligini bozdu adam. Kadının koluna sarılmasıyla onu kendine çekti ve sinir dolu bir sesle konuşmaya başladı.

B: Ben sana karşı olan zaafımdan dolayı eşimi göz ardı ettim! Çocuklarımı düşünmedim bile! Sense karşıma geçmiş hâlâ Sarp diyorsun !

HATIRAN YETERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin