2

1.1K 48 78
                                    

Sabahın köründe uyandı adam. Daha elini yüzünü bile yıkayamadan duyduğu sesler nedeniyle yüzüne gülümseme yayıldı. Seslerin geldiği yöne gidince ise, çocuklarının anneleri ile güle oynaya kovalamaca oynadığının farkına vardı. Dakikalarca kenardan onları izledi. Ardından ise "kraliçeyi yakalayan kazanır!"diye bağırarak onlara katıldı.
Neredeyse yarım saat sonra kadının "pes..." diye zar-zor nefes alarak,ellerini havaya kaldırmasının sonucunda, adam çocuklarına bakarak "kraliçe yoruldu,haydi masaya!" diyerek derin bir oh çekti. Büyük oğlu sakince mutfağa doğru ilerlerken, küçük oğlu, "bu gece benimle uyuyacaksın " diyerekten parmak yelledi. Karşılığında babasından aldığı "emriniz olur efendim" lafiyla nihayet abisinin yanına varmıştı.

Kan ter içinde ellerini dizlerine koyarak, belini büktü kadın. Gözünü adama zilledi ve " demek geçen defakı sahneden sonra patladı dudağın ,ha?" diye gülümsedi.
Ellerini bel oyuğuna koyarak kahkaha attı adam ve "evet,kadın beni tokat manyağı yaptı " dedikten sonra, "ayrıca sahneni en azı 5 kez tekrar ettik" fikrini de, ilave etti.
Kaygılı gözlerle baktı kadın. " Senaryonun tamamı için bir fikrin varmı ? "diye sordu. Karşılığında ise adam, "evet, bu haftaki bölümde varlığından habersiz olduğum oğlum ortaya çıkacak ve 3-cü sezonda Kaya, Enderle, oğlunun zoruyla evlenecek. "dedi.

A: Aman Tanrım Barış, bu nasıl bir senaryo?
B: Ne yapayım Ayşe...durumlar böyle.

Kadının attığı kahkahalar adamın kafasını karıştırmıştı.

B: Komik mi gerçekten?
A: Ya ne bileyim...mazisi baya karanlıkmış Kaya beyin..
B: Ahahaha yalnız o iş öyle değil..
A: Nasıl peki?
B: Yani EnKay aşkı şuan sadece mazi kırıntısı gibi gösteriliyor ola bilir, ama ileri ki sezonda mutlaka daha derine ineceklerdir.
A: Ehh...sen öyle diyorsan artık...
B: Masaya geçelim mi? Acıktım ben...
A: Masa zaten hazır ama, bir elini yüzünü yıka istersen, yıkamadın kesin!
B: Ah be Ayşe'm . Beni bu kadar iyi tanımana gerek yok ki...
A: Eşin olduğumu unutuyorsun bazen.

Masada birlikte yemek yedikleri sırada, kadın eşine baktı ve "elinizde boş ev varmı? Şöyle manzarası güzel olan. " diye sordu. Çatalını ağzından çekerek "Var tabii. Peki kime lazım?" şeklinde yanıtladı adam. Oğullarına kısa bir bakış atarak tekrardan adamla göz teması kurdu ve " liseden arkadaşlarım...yollarını ayırmağa karar vermişler" dedi kadın. Masada yemek yemekle meşgul olan çocuklarından dolayı, aynı eşi gibi üstün körü konuşmayı tercih etti adam. "Her hangi biri gelmek isterse bana haber edersin, derim çocuklara " diye ekledi . Kadının üzgün bakışlarının farkındaydı adam ama, bir birlerine bir şeyler anlatan çocuklarına baktıktan sonra, fısıltılı bir sesle "sebep neymiş peki " diye sordu ve "başka kadın " yanıtını aldı.

Yemek bittikten sonra kadın adamı yolcu etti ve hâlâ kapıdayken adamın vermiş olduğu "Hiç anlamıyorum böyle adamları Ayşe! Insanın gül gibi eşi varken,bir başkasına neden gerek duysun ki?" sorusuyla uzun bir süre düşünmeli oldu.

***********************

Sete geldiğinde sahneleri az önce çekilmiş ve dinlenmek için toplamış ekip üyelerini gördü Barış. Şafak, Eda,Barış (Aytaç) ve Şevval oturmuş sohbet ediyorlardı. "Muhtemelen Zeynep-Alihan sahneleri çekiliyor" diye keçirdi aklından adam. Yanlarına yakınlaştıkça Edanın söylemiş olduğu "ay Şevo...keske bizde Buğrahanla sizin gibi, esasda özgür ola bilseydik .." laflarını duydu. Sakince gülümsedi ve kendi çekimi için henüz erken olduğunu göz önünde bulundurarak "her kese merhaba " dedi ve yanlarına yaklaştı. Barışın (Aytaç) "abi nasılsın?"demesinin üzerine "iyiyim, siz nasılsınız arkadaşlar?" şeklinde yanıt verdi ve esas konunun ne olduğunu da, Edaya sordu. Edanın söylemiş olduğu "Ayhhh...yine söz konusu olan mevzu bizim ilişkilerimiz, Barışcığım." cevabıyla Şevval gülümserken, Şafak derinden bir ah çekti.

HATIRAN YETERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin