Bana Aitsin~42

561 25 6
                                    

"Çaresizlik sonucu ayrılma nedeniyle boşanmak"

Buydu işte mahkemeye sunduğumuz dilekçe. 3 aydan fazla süredir ayrı yaşadığımız için mahkeme dilekçemizi okuyup ilk duruşmaya çağırmıştı.

Mahkeme salonun koridorunda ayakkabımdan çıkan tok sesle irkildim. Yanımda yürüyen avukatım bana söylemem gereken her şeyi tekrar tekrar anlatırken ben sonuç odaklı düşünüyordum. En başlarda bu evliliği istemiyorum diye diretirken, şimdi dokunsalar ağlayacaktım.

Mahkemenin görüleceği kapının önüne geldiğimizde gözlerim onu arıyordu. Sahi neredeydi? Yoksa kendisi gelmeye tenezzül bile etmemiş, avukatı mı temsil edecekti onu?

Çağatay'ın avukatı olduğunu düşündüğüm birisi bize doğru yaklaşırken bir adım geriledim. Yanımıza gelip avukatla selamlaştıktan sonra "Merhaba Ece Hanım" dedi. Onu konuşmayıp sadece başımla onayladıktan sonra sözlerine devam etti.
"Çağatay bey mahkemeye katılmayacak. Davacı taraf duruşmaya katılmayıp kendisini bir avukat ile temsil ettirebilir."

Duyduklarımın etkisiyle ayaklarımın bağının çözüldüğünü hissettim. Ne yani son kez beni görmeyi dahi istemiyor muydu? Avukatını temsil ettirip,dava sonunda bir telefonla haber almayı mı bekliyordu? Kendimi hiç bu kadar aciz ve küçük hissetmemiştim.

Avukatım anlamış olacak ki eliyle gösterdiği yere kapının önündeki sandalyeye oturdum. Sakin olmalıydım. Ben onu son kez görebilirim umuduyla geldiğim bu mahkemeden tek başıma zafer kazanmış olarak çıkacaktım. Evet onunla ayrılmak benim zaferim olacaktı. İstenmediğim, hor görüldüğüm bir evlilik yalanının içinde olmaktansa, başım dik Zafer kazanmış bir şekilde çıkacaktım bu salondan.

Mahkeme kapısında isimlerimiz okunduğunda içeri girdik. Şahite veya tanığa gerek olmadığı için içeride ben ve avukatlardan başka kimse yoktu.

Çağatay'ın avukatı Çağatay'ın sunduğu sözlü beyanı okumaya başladığında gözlerimi kapattım. Tüm gerekçeleri kendisi söylemişti. İlgisizlik,bilinçli aldatma,sözlü şiddet..
Pekala.. iyi ki içeride bizden başka kimse yoktu. Gerçekler bir bir yüzüme çarpılırken derin nefes aldım.

Avukatım konuşma sırasının kendisine geldiğini anlayınca ayağa kalkıp bizim gerekçelerimizi sundu.
Ağzımı tek kelime etmek için dahi açasım gelmiyordu. Utanmasam bağıra bağıra ağlayacağım salonda gururlu bir şekilde başım dik hakime bakıyordum. Mimiklerime dikkat etmem gerektiği konusunda defalarca uyaran avukatımı zor durumda bırakmaya niyetim yoktu. Bir an önce bitmeliydi ve eve gidip içim çıkana kadar ağlamalıydım.

Hakimin bana seslenmesiyle ayağa kalktım.

"Davacı Çağatay Demir ile 3 Ocak 2016 tarihinden beri evli bulunmaktayım. Bu evlilikten çocuğumuz bulunmamaktadır. Aramızda sevgi ve saygı bağı kalmamıştır. Evliliğimiz fiilen bitmiştir. Bundan sonra bir arada yaşamamız imkansız hale gelmiştir."
Durdum. Derin bir nefes alıp sesimi kontrol altına almaya çalıştım. Gözlerimi açıp kapatırken gözyaşlarının geri gitmesi için dua ediyordum. Şimdi olmazdı. Devam etmeliydim.

"Bundan sonra bir araya gelerek evlilik birliğini yürütmemiz imkansız hale geldiğinden birlikte oturup boşanma hususunu her yönüyle konuştuk ve anlaştık. Boşanmamızın her iki taraf için de daha hayırlı olacağı kanaatine varmamız nedeniyle bu davayı açmaya karar verdik."

Yerime tekrar oturduğumda avukatımın bana gülümseyerek baktığını gördüm. 'İyi iş çıkardın' demekti bu. Hâla konuşurken nasıl ağlamadığıma hayretler ediyordum.
Hakim önündeki dosyanın sayfalarını çevirirken duraksadı.

-Karar !
"Davalı ve davacının açıkladığı nedenler dikkate alınarak anlaşmalı boşanmanıza,karar kesinleştiğinde mahkeme ilamının bir kopyasının nüfus kütüğüne tescil edilmek üzere nüfus müdürlüğüne gönderilmesine,karar verilmiştir."

~Bana Aitsin~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin