Çağatay dan nefes nefese ayrıldım. O ilk olarak adlandirdigim herseyimi çalmıştı benden.
Aşkımı, ilk opucugumu, neşemi,sevgimi. Kisaca benim ilklerimi yasadigim adam su an tam karsimdaydi. Herşeyiyle beni kendine baglamisti. Duruşu, sesi,tavrı..
Sayinca ne kadar da çok özelliği olduğunu farkettigim için kisa kestim. Benim için mükemmel bir insandi.
Çağatay yüzüme anlamsız ifadeyle bakarken kollarimi acip onun boynuna doladim. Birkaç damla gözümden akarken sarhoşluğun verdiği etkiyle de boyle şeyler yaptigimi farkindaydim. Ama ona doya doya sarilmak, sevdiğim adamin kokusunu içime çekmek istediğim şeyler kategorisindeydi.
Çağatay da elini belime atip kafasini boynuma gomdugunde derin bir nefes aldi. Galiba o da kokumu içine hapsetmek istiyordu. Ya da ben öyle zannediyordum her neyse.
Kulagima doğru ''Beni bilinmezligin içine sürüklüyorsun'' dediğinde derin bir nefes aldim.
Tekrar Çağatay dan ayrilip yüzüne baktigimda ilk defa gözlerinin bu kadar yoğun olduğunu farkettim. Yüzünde o kadar bilinmezlik izleri vardi ki. Bu bende onun şu an duygu karmaşası yasadigini hissettirdi. Tabi benimde karsimda da başka dengesiz bir insan olsa bende ne yapacagimi sasirirdim.
''Artik cikmaliyiz buradan'' diyerek elimi kapiya attim. Burada beni durdurup tekrar öptü demek isterdim ama sadece o da arkamdan gelmekle meşguldü. Ki zaten uzun bir sure yüzüne bakacagimi sanmiyordum. Bu kadar utangaç olmama rağmen davranislarim ve aklim benden bagimsiz hareket ediyordu.
Bardan cikip asansöre bindigimizde kafami hafif kaldirip ona baktim. Yüzünü yere eğmiş birşeyler düşünüyordu. Aklindan geçen turlu sesler biraz daha zorlasam bana bile gelirdi.
Odamin önune geldiğimde hangi ara elimde olduğunu bilmedigim cantamin içini acip karti cikardim. Çağatay da karti okutup içeriye girerken bana bakti.
''İyi geceler'' diyerek ondan önce davrandim. Tabi onun bana önce iyi geceler dediğini hiçbir zaman duymamistim.
''İyi geceler'' diyerek karsilik verip içeriye adimini atti. Bende içeriye girdiğimde cantayi yatagin üstüne biraktim. Ayagimdaki topuklulari bir kenara firlattigimda cikan tok ses hep hoşuma gidiyordu. Garip takintilarim ve davranislarimin oldugunun farkindaydim. Ama bu davranislarim beni ben yapan şeylerdi.
.......
Sabah erkenden kalkarak odanin içinde dolaşmaya başladım. Dun gece harikaydi ve bi daha da öyle bir an yasayacagimizi düşünmüyordum. Aslında olabilirdi ama Çağatay duygularini belli etmediği surece bu her gecen gün biraz daha zorlaşıyordu.
Elimi alnima götürüp sıcakligi hissettim. Dun geceyi düşünmek bile atesimin cikmasina neden oluyordu. Daha önce Buğra da böyle hissettigimi hatirlamiyordum. Buğrayla birlikte iken sadece o an için heyecanlaniyordum. Sadece o an güzel olduğunu düşünüyordum. Ama Çağatay'la birlikteyken bana nasil baktigini bile iki gün düşündüğüm oluyordu. Dün yaşananlar da bana bir sure yeterdi. O kadar guzel ve özeldi ki. Tabi bu belki de kimseye romantik gelmeyebilirdi ama benim için öyleydi.
Üstüme kot sortumu ve askili bluzumu giydim. Saclarimi acik birakarak biraz sekil verdim. Elime telefon ve cebime bir miktar para alarak odadan ciktim. Saat daha 6.30 du ve biraz yürümek bana iyi gelebilirdi.
Otelden cikip yavaş adımlarla etrafında bir süre gezmeye baslayip yoruldugumda ilerideki kafe dikkatimi çekmişti. Kafeye sessiz adımlarla yürüyerek kapisini actim. Kapidaki zil sesli bir şekilde caldiginda gulumsedim. Filmlerde kapi acilinca zilin calmasini hep beğenerek izlemiştim. Ki bu zamana kadar da girdigim hicbir kafede boyle birşey olmamisti.