Keyifli okumalar..
Hizli bir şekilde ustumu giyip cantama test kitaplarini attim. Tekefonumu ve cuzdanimi da
cantama doldurduktan sonra seri bir şekilde asagi indim. Çağatay hala uyuyordu ve onu
uyandırmak gibi bir niyetim de yoktu. Ona karsi biraz mesafeli olacaktim artik.
Ev halki daha uyuyor diyerekten mutfağa koşarak girdiğimde gördüğüm manzara karsisinda
irkildim. Serap teyze ve İzzet amca birlikte oturup kahvalti yapıyorlardi. Bunların sabahın bu
saatinde ne isleri vardi acaba.
''Gunaydin canim'' diyen Serap teyze düşüncelerimi böldü. Ona ayni samimiyetle ''Gunaydin''
dedim. İzzet amca sesli bir şekilde gulerken Serap teyze de ona eşlik etmeye başladı. Neye
gulduklerini anlamayip etrafa bakindigimda Serap teyze;
''Sana guluyoruz tatlim '' dedi. Saskinlikla üstüme basima bakip ''Bana mi'' dedim. Bu halim onlari daha da güldürürken İzzet amca ;
''Senin telasina guluyoruz kizim yanlis anlama'' dedi. Tabi ya mutfağa öyle bir girişim vardi ki hatirlayinca bende guldum. Serap teyze ;
''Gel bizimle otur kalhvaltini yap tatlim'' dedi.
''Tesekkurler, ama kahvalti yapmayacaktim ben'' dedim. Bana bir cevap bekler gibi baktiklarinda ''Arkadaslarim bekliyor onlara söz verdim birlikte kahvaltı yapicaz'' dedim. Hulya teyze bana kafa sallayip cayindan bir yudum aldi.
''Bekleseydin Çağatay biraksaydi seni okula'' diyen İzzet amcaya zaten erken evden kaçma sebebimin o olduğunu tabiki de söylemedim.
''Gerek yok o uyuyordu zaten hala.'' dedim. ''Bende gitsem iyi olacak. Size afiyet olsun'' dedim. ''İyi dersler '' dileklerini de aldıktan sonra ayakkabimi ayagima hizla geçirip kendimi sokağa attim.
Aslında arkadaşlarımla buluşma gibi bir niyetim yoktu ve yalan söylemek zorunda kalmistim. Çağatayi görmemek için evden erken kacmistim. Ama su an yapilacak başka iyi bir isim yoktu. Telefonumu cikarip Bernayi aradim. Bizim okulun yanindaki kafeye gideceğimizi mesaj attiktan sonra telefonu tekrar cebime koydum.
Annemi ozlemistim ve en son 2 gün önce konusmustuk. Bugün cikista terapiste gidecektim.
Anneme gitmeyi de yarina erteleyebilirdim. Sesini duymayi özlediğim için telefonu tekrar
cebimden çıkarıp annemi aradım.İkinci calista acmisti.
''Ece'm'' diye telefonu acinca gözüme biriken yaşlar kendisini hemen belli etti.
''Anne'' dedim bende sesimi neşeli tutarak. Bir sure annemle özlem giderip konuştuk.
Telefonu kapattigimda kafeye ulasmistim. Berna kafasini masaya koymuş elindeki kahve
bardagiyla oynuyordu. Onun bu hali beni gulumsetirken yanina oturdum. Kafasini kaldırmadan
beni fırçalayip küfürler savururken ;
''Cagataya onu sevdiğimi söyledim '' dedim. Berna kafasini kaldirip kendince ufak sayılan ama bizim kulaklarimizi tırmalayan çığlığını atti.
''Ne diyorsun kizim sen. Ya da dur ben daha ayilamadim herhalde. '' deyip daha üstünde dumani tüten kahveyi kafasina dikti. Ben rahat bir şekilde onun tepkilerini izleyip gulerken Berna koluma vurdu. Garsona tost ve kahve siparisimi verirken;
''Sendeki bu rahatlığın sebebini öğrenebilir miyim'' dedi. ''Aslinda rahat değilim hatta moralim berbat. Ama hiçbirşey olmamis gibi davranmayi düşünüyorum. Ki şu anda zaten yine öyle yapiyorum.'' dedim.