Bu bölümde anlamlandıramadığınız şeyler ileride açığa kavuşacak, bu neyin kafasını yaşıyor demeyin ben de bilmiyorum
____
Ona göre çok sıkıcı ve sıradan bir hayata sahipti genç adam. Her sabah uyanıyor, bütün gün boyunca uymak zorunda kurallar çerçevesinde gününü geçirmeye çalışıyordu. Kimi zaman ona yapılmasını istemediği şeylere fazlaca maruz kalırken hiçbir itirazda bulunamıyordu. O, bu istemediği hayatı yaşamaya zorunluydu.
21 yaşında olmasına rağmen küçük yapısı sayesinde rahatça sığdığı beşiğinde oyalanmaya başladı. Sarılarak uyuduğu peluş sincabını yatağın bir köşesinden alırken belli bir süre kendi kendine tatlı oyuncağıyla oynamıştı.
Oyuncak sincabıyla ilgilenmeye devam ederken karnının guruldadığını hissetti. Acıkmıştı ve canı süt istiyordu fakat bakıcısını kovdurttuğu için ona yiyecek bir şeyler getirebilecek kimse yoktu. Babacığından isteyebilirdi ama bu sadece tombul yanağında bir el izinin oluşmasına ve azar işitip bütün gece boyunca ağlamasına sebep olurdu. Bu yüzden bu fikirden de çabucak vazgeçti.
Sonunda kendi sütünü kendi almaya karar verdiğinde beşiğinden tutunarak bir ayağını aşağı bıraktı. Kapıdan bir çıtırtı sesinin geldiğini işittiğinde refleks olarak gözleri o tarafa kaymıştı. Ona bakan şaşkın ve şaşkın olduğu kadar da yakışıklı adamı görür görmez dengesini kaybetmesi de kaçınılmazdı. Kenarlardan tutunmaya çalışsa da bu onun düşüşünü sadece yavaşlatırken yüzünü ilk defa gördüğü yakışıklı adamın onu hızla koşup kollarını uzatarak son anda yakalamasını sağlamıştı.
Dizlerinin üzerinde duran adam yavaşça ayağa kalktığında kucağındaki bebek tulumu giyen ve ona tatlı bir şaşkınlıkla koca gözlerini ayırarak bakan çocuğu da yere indirdi.
"İyi misin?"
"Evet iyiyim, teşekkürler."
Karşısındaki bedenin şirince gülümserken ince bir ses tonuyla ona teşekkür etmesi yakışıklı adamı tekrar afallatmıştı. Ona bakan bebek tulumlu genç yere oturup meraklıca onu incelemeye başladığında kendini açıklama ihtiyacı duydu.
"Merhaba, ben yeni bakıcıyım. Han bey 'Jisung üst katta, sana ne yapacağından biraz bahseder ve akşam ben dönünce de daha ayrıntılı olarak konuşuruz.' demişti."
"Hmm, anladım. Peki adın ne?"
"Lee Minho."
"Ben de Jisung, Han Jisung."
Minho el sıkışmak adına hamle yaptığında Jisung sadece şaşkınca ona uzatılan ele bakakalmıştı. Yakışıklı adam, karşılık alamayacağını anladığında ellerini saçlarına daldırıp tekrar konuştu.
"Bakacağım bebek nerede?"
"Burada."
Minho etrafına bakındığında odada ikisinden başka kimse olmadığını farketti ve tekrar sordu.
"Nerede? Ben göremedim sanırım."
"Etrafına bakma şapşal. Benim işte bakacağın bebek."
Minho bakışlarını kollarını kaldırmış onu kucağına almasını bekleyen bedene yönlendirdiğinde tekrar ve tekrar şaşırmıştı. Olayı idrak etmeye çalışırken gencin ısrarı üzerine onu koltuk altlarından tutarak kaldırdı. Bebek gibi konuşan genç bacaklarını ve kollarını Minho'ya doladığında yaşça büyük olanı biraz azarladı.
"Düzgün tutsana, düşeceğim şimdi!"
"Ah ben cidden anlamadım. Siz bebek değilsiniz ki?"
Jisung elini alnına vurup göz devirdiğinde yakınmaya başladı."Sen de mi yaa! Kimse ageplay, daddykink falan bilmiyor mu? Sana da anlatamayacağım, evine dönünce araştır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daddy Issues // Minsung ✓
FanfictionIşıklar söndüğünde avuçları arasında okuyacağı bir senaryo olmadığından afallamıştı genç adam fakat aynı zamanda bulunduğu sahnede elinden tutacak kişi Minho'dan başkası değildi. !!Sadece seks üzerine yazılmış bir kurgu değildir!! Daddy Issues - The...