Vücudunun çeşitli yerlerinin ağrıdığını hissediyor, yalnızca karanlıkla bakışıyordu. Kısa bir süre önce yaşadığı şeyler film şeridi gibi yeniden hafızasına dolarken tüyleri diken diken olmuştu. Ardından gözlerini yavaşça araladı ve tanıdık görüntü ile hala bağlı bir şekilde aynı sandalyede oturduğunu farketti. Yüzünde kurumuş yaşlarla zonklayan başını yavaşça kaldırarak boş odada bakışlarını gezdirdi.
Hala karşısında bir sandalye bulunuyordu ama üzerinde kimse yoktu. Etrafa kısa bir süre daha bakındığında yalnız olduğu tanısına vardı. Guruldayan karnı ve bayılmadan öncekine kıyasla oldukça karanlık olan odayla saatin ilerlediğini farketti.
Yeniden birinin bulunduğu yere gelme ihtimali onu endişelendirirken aklına tekrar Minho doluştu. Dikkatli bir şekilde anlattığı nefes egzersizini uygulamaya başlarken içinden her şeyin iyiye gideceğine ve sevgilisinin onu kurtaracağına dair dileklerde bulunuyordu.
Bilekleri bağlı olduğu için ağrırken bedenindeki bazı yerler kendini fazla sıktığından dolayı ona acı veriyordu. Bilinmedik bir yerde başını ne geleceğini bilmeden zorla tutulmak da korku hissetmesine neden oluyordu.
Bir süre sonra binanın dışından gelen sesler duydu. Vücudunun yeniden kasılırken nefesini tutarak işittiği şeylere bir anlam yüklemeye çalıştı. Karışık adım sesleri her bir saniye daha da yaklaşırken gözleri odanın çıkışını kolluyordu.
Kalbinin adeta ağzında attığını hissederken kapı sertçe aralandı ve yeniden yabancı bir yüzle karşılaştı. Elinde silah tutan beden bakışlarını Jisung'ta ve odada gezdiriyordu. Fakat gencin içini rahatlatan şey adamın üzerinde her gün Minho'nun giydiği üniformadan bulunuyor oluşuydu. Kısa süreli bakışmadan sonra adam arkasına doğru bağırdı.
"Onu buldum!"
Ardından içeri doluşan polislerin arasında aşina olduğu endişeli beden ile karşılaştı. Sevgilisini görür görmez göz pınarlarından yeniden yaşlar süzülürken Minho'nun adımları çoktan onun yanını bulmuş ve önünde diz çökerek bedenini sarmalamıştı.
"M-minho."
Dudaklarından dökülen kelime ikisini de daha çok ağlatırken odadakilerin onları yalnız bıraktığını farkedememişlerdi bile. Büyük olan başını kaldırıp sevgilisinin gözlerinin içine bakarak güven dolu sözlerini sıraladı.
"Buradayım bebeğim, buradayım. Seni kurtarmaya geldim, artık kimse sana hiçbir şey yapamayacak. Daha fazla ağlama lütfen."
Çenesi titreyen genç yeniden "Minho." diye sayıkladığında büyük olan parmaklarıyla Jisung'un göz yaşlarını sildi. Kendininkileri de temizledikten sonra ilk olarak bağlı bedenin ayaklarına yöneldi ve orayı çözdükten sonra arkasına geçip ipten tamamen kurtardı. Ellerini çözer çözmez kızarmış bileklere bir öpücük bıraktı ve tekrar önüne geçti. Beklentiyle bakan bedeni hiç düşünmeden kucaklarken onu evden kaçtığı gün olduğu gibi kavrayarak başını boynuna gömmesine izin verdi.
Güçlü durmaya çalışırken adımları odanın çıkışını buldu ve ayağıyla kapıya birkaç kere sert olmayacak şekilde vurdu. Saniyeler içinde kapı açılıp meraklı gözlerle karşılaşırken metruk binadan kurtulmak adına dışarı doğru yürümeye başladı. Diğerlerinin de arkasından geldiğini hissederken kısa süre içinde araçların yanına ulaşmıştı.
İlk olarak ambulansın yanına gidip oradakilerin gencin üzerine battaniye örtmesine izin verdi. Ardından Jisung'u sedyeye oturtup yanına geçti ve elini tuttu. Hala hafifçe titremeye devam eden beden Minho'ya iyice sokulurken ona yaklaşmaya çalışan hemşirelerden başta korkmuştu. Devamında büyüğünün onayıyla küçük bir kontrolden geçti ve bir yarası olmadığı için yeniden araçtan indirildi.
Minho kucağında sevgilisi ile aracına yaklaşırken hemen yanlarındaki meslektaşına hitaben kısaca konuştu.
"Gerisini bana bırakın."
Adam onu onaylayıp diğerlerinin yanına yöneldiği sıra çift çoktan arabaya yerleşmişti. Jisung alışkın olduğu kokuyu duyumsadığında başını biraz daha kalın baldırları üzerinde oturduğu adamın boynuna gömdü. Minho'yu hissetmek ona sakinlik verirken yolun nasıl geçtiğini anlayamamış ve sevgilisinin kolları arasında uyuya kalmıştı.
Yorgundu Jisung. Hem bedenen hem ruhen yıpranmış ve berbat haldeydi. Daha yeni yeni alışmaya başladığı yaşamda hiç beklemediği yerden bir darbe yemiş, tökezlemişti.
Minho evine vardığında kollarındaki bedenin uyuya kalmış olduğunu farketmesiyle iç çekti. Bu durum ona Kyungbin'in evinden Jisung'u kurtardığı günü hatırlatmıştı. Yine kendi evine giderken kucağındaki mental olarak yaralı beden korkuyla uyumuştu.
Başını geriye yaslayıp gözlerini kapattı ve düşünceleri arasında boğulmaya başladı. Jisung'un yarından itibaren nasıl olacağı çok büyük bir muammaydı. Zaten kendini yeni toparlamış, yaralarını yeni sarmıştı.
Daha önce kırılmış ve yapıştırılmış bir bardağı yeniden parçalara ayırırsanız bu sefer tamir edilmesi daha zor olur. Sevgilisinin kolları arasındaki beden de şimdi tam olarak öyleydi. Yeni iyileşen yaraları bu sefer daha da derinden kesilmişti.
Minho hala tam olarak gencin kaçırıldığı süreç içinde neler yaşadığını bilemiyor ve bu onu daha da korkutuyordu. Her ne olduysa bu olay Jisung'un bir daha toparlanamamasına bile neden olabilirdi.
İçinden kendine küfretti. Belki de çok erken davranmıştı onu yalnız başına dışarı göndermek için. Ya da en azından uzaktan onu takip edip güvende olduğundan emin olmalıydı. Fakat gencin mesajı ve kamera kayıtları sayesinde Jisung'un eve ulaştıktan sonra kaçırıldığını biliyordu. Yani evde yalnız olduğu başka bir gün de bu yaşanabilirdi. Sonuç olarak olayın sorumlusu ne kendi ne de bir başkasıydı. Yapması gereken şey sevgilisine destek olurken bir yandan da suçluları yakalamaktı.
Neler olup bittiğini hala bilmiyor olsa da bu işin altından Han Kyungbin'in çıkacağı çok barizdi. İstemsizce yumruğunu sıkarken onun için de aklında oluşturduğu birkaç plan vardı.
Hissettiği hareketlilikle uykusunda rahatsızca homurdanan sevgilisini inceledi kısa süre. Sonrasında dikkatlice kapıyı araladı ve kucağındaki gençle araçtan indi. Bir şey unutmadığından emin olarak evine doğru adımladığında Jisung'u sıkıca tutuyor, en küçük şeye karşı temkinli davranıyordu.
Yatak odasına geçip sevgilisini yerine -kendi tarafına- usulca yatırdı. İkisinin de kıyafetlerini değiştirmeye fazla üşengeç olduğundan yavaşça yanına kıvrıldı ve gence sokulup kokusunu içine çekerken gözlerini kapattı.
Sonraki gün neler olacağını düşünmek yerine hemen yanında bulunan Jisung'u sarmaladı. Sadece onunla birlikte olmaya odaklandı ve diğer sorunları şimdilik bir rafa kaldırdı. Çift birlikte ve şu anlık güvendeydi, kısa bir süre dinlenip her şeyden uzaklaşmak ikisine de lazımdı.
____
Biraz kisa oldu ama idare edin burada bitirmem lazımdı bolumu
Yeni ficim cold nights a goz atarsaniz sevinirim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daddy Issues // Minsung ✓
FanfictionIşıklar söndüğünde avuçları arasında okuyacağı bir senaryo olmadığından afallamıştı genç adam fakat aynı zamanda bulunduğu sahnede elinden tutacak kişi Minho'dan başkası değildi. !!Sadece seks üzerine yazılmış bir kurgu değildir!! Daddy Issues - The...