Başını bilgisayardan kaldırıp uzunca, bir kedi gibi gerindi. Etrafına bakındığında ise tüm iş arkadaşlarının ayrıldığını daha yeni farketmişti. Ayrıca perdenin arasından gözüne çarpan hafif karanlıkla da akşam olduğunu anlamıştı. Önündeki cihazı kapatıp ayağa kalktığında uzun süre oturmaktan uyuşan bedenini oynatıp masanın üstündeki eşyalarını aldı.
Karakoldan ayrılıp aracına bindiği sırada internetten evine bir yemek siparişi vermişti. Telefonunu cebine atıp yola koyulduğunda yine düşünceleri arasında koşuşturuyordu.
Psikolog olan yakın arkadaşı bugün onu aradığında Jisung'un iyi olmadığını ve eve döndüğü zaman onunla ilgilenmesini istemişti. Fakat o işi fazla olduğundan geç bir saate kadar kalmış ve evde onu bekleyen bedeni unutmuştu.
Bir sorun çıkmamış olmasını dileyerek eve vardığında yorgun adımları onu kapıya ulaştırmış ve anahtarıyla içeri girdikten sonra etrafa göz atarken seslenmişti.
"Jisung? Neredesin?"
Onu salonda göremediği, bir yanıt alamadığı için diğerinin odasına yönelmiş ve kapıyı tıklatıp yavaşça aralayarak içeri bakmıştı. Gözlerindeki yaşlarla Jisung başını kaldırarak ona baktığında hızlı adımları hemen yanında bitti. Yatakta oturmaya devam ederken ıslak irisleriyle onu takip eden bedenin yanındaki tabletten çalan şarkı ilgisini çektiği sıra Jisung konuştu.
"Minho neden babacığım olmak istemiyorsun?"
Minho afallarken o esnada ekranda da duyulan Daddy Issues'un sözlerinin anlamı belirmişti.
Go ahead and cry little girl.
Devam et ve ağla küçük kız.Nobody does it like you do.
Kimse yaptığın şeyden hoşlanmıyor.Büyük olan hiçbir şey demeden tereddütsüzce eğilerek diğerine sarıldığında onu kendine çekmiş ve yerine oturarak Jisung'u alışkın olduğu kucağına yerleştirmişti. Bu sırada ise şarkının sözleri akmaya devam ediyordu.
I know how much it matters to you.
Bunun senin için ne kadar önemli olduğunu biliyorum.I know that you got daddy issues.
Babanla sorunların olduğunu biliyorum.And if you were my little girl I'd do whatever I could do.
Ve sen benim küçük kızım olsaydın yapabileceğim ne varsa yapardım.Minho ortamdaki hüzünlü havayı biraz olsun alabilmek adına şarkıyı kapattığında diğeri hala sessizce ağlıyordu. Okşamaya alışkın olduğu saçlar arasında parmakları tekrar yolunu bulduğunda ikili tek kelime etmeden sadece oturdu.
Eve yeni gelen beden iç çekti, eskileri hatırladığında bile bu kadar yıpranıyorken yakında öğreneceği gerçeklere karşı ne yapacaktı? Hyunjin bugün uzunca Han Kyungbin hakkında konuştuklarını ve ona bir sürü şeyi açıkça anlattığını söylemişti. Ayrıca normalde seans esnasında soğuk kanlı bir şekilde konuşan Jisung gerilmiş ve biraz ağlamıştı. Psikolog olan bunun hislerini ona açmaya başladığı için iyi bir şey olduğunu söylese de terapi gören bedenin gerçekten sakladıkları olduğunu gösterirdi.
Yeniden iç çekti. Arkadaşı söylediği şeyde oldukça haklıydı, Jisung hala onlardan bir şeyler saklıyordu.
Kısa bir süre diğerinin ona sürekli yönelttiği soruyu kabul etmeyi düşünse de çabucak vazgeçti. Bir şeyleri düzeltmek için uğraşıyorlardı, daha da karmaşıklaştırmak için değil.
İşitilen zil sesiyle kucağındakini yana bırakmak adına hamle yapmış fakat diğeri buna engel olmuştu.
"Siparişi alıp hemen geri geleceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daddy Issues // Minsung ✓
FanfictionIşıklar söndüğünde avuçları arasında okuyacağı bir senaryo olmadığından afallamıştı genç adam fakat aynı zamanda bulunduğu sahnede elinden tutacak kişi Minho'dan başkası değildi. !!Sadece seks üzerine yazılmış bir kurgu değildir!! Daddy Issues - The...